OT Dergi'nin aşk temalı Ağustos sayısını karıştırırken gördüm. Ünlülere ilk aşklarını ve aşkla ilgili ne düşündüklerini sormuşlar.
Erol Evgin var, Yıldız Tilbe var, Mutlu Tönbekici, Mario Levi, Biricik Suden ve Ferdi Tayfur var...
Ne yalan söyleyeyim; sayfaya bakar bakmaz Ferdi Tayfur'un aşk tarifini merak ettim, okuyunca da içimden üç kere like'layıp 'Nasılsa Eylül geldi, derginin o sayısı artık yok' motivasyonuyla sizinle paylaşmak istedim.
Aynen alıntılıyorum:
"Şöyle bakıyorum da; insanlar aşkı tarif ederken öyle saçmalıyorlar ki, aşktan nefret etmemek mümkün değil. Bir gün bir TV kanalında aşk üzerine bir konuşma geçiyordu. Dikkatimi çekti, ben de o kanala takıldım. Kadının biri aşktan dem vuruyordu. Bir ara o sözünü ettiği bitkiye aşık olduğunu söyleyince, bende bir kıpırdama koptu ki sormayın! Yahu benim bildiğim aşk; insanı aç bırakır, kendini tok hissedersin, susuz bırakır, böbreklerin kurur, farkına varmazsın. Aşk, insanın hayatını altüst eder; bundan hiç yakınmazsın. Aşktan acı çektikçe yücelir, sevginin, saygının ve aşık olduğun kişinin kıymetini daha çok bilirsin.
Aşkından söz ederken, çektiğin acıları zevkten çıldırmış gibi anlatır, adeta şair kesilirsin. Günün her saati, her dakikasında sözü ona getirirsin, en samimi arkadaşın bile senin bu aşk hikayenden bıkıp kaçar. 'Bitkiye aşık oldum, ben her şeye aşık olurum' gibi laflar edersen, sen sevmeyi de, aşkı da tatmamış kişisindir. Soren Kierkegaard ne demiş: 'Mükemmel aşk, insanın kendisine acı verecek kişiyi sevmesidir.' Demek ki aşk için ağlamak, yanmak; insanı insan gibi hissettiren en kutsal duygudur. İsterse karşındaki sana aşık olmasın; sen ona delice aşıksın ya, boşver, hayatın ve aşkın tadını çıkarmaya bak."