Sabah saat 06.30...
Yataktan fırlıyorum.
Hemen duş alıp üstüme spor kıyafetlerimi giyiyorum.
Mini de hazır, arabaya bindiğimizle yoldan Nilhan'ı alıp Bebek'e iniyoruz.
Nilhan (İçten) kim?
Benim stil danışmanım, giydiğim, taktığım her şeyden o sorumlu ama daha da önemlisi arkadaşım.
Bugünkü kurbanım o. Hiç spor yapmıyordu, olaya el koydum. Tuttum kolundan sabah yürüyüşlerime onu da kattım.
SPORU SEVMEK GEREK!
Boğaz o saatte dopdolu. İkili, üçlü, beşli gruplar kurmuş koşuyor, yürüyor vatandaş.
Rengarenk şortlar, şapkalar pek popüler.
Nilhan halinden biraz şikayetçi, henüz olayın farkına varamadı çünkü.
Olay ne?
Olay, sporu severek yapmakta.
Yemek seçimlerini bedenini küçültmek için değil, kendi iyiliğin için sağlıklı kategorisinde tutmakta.
Diyetler, zorlamalar, mecburen spor yapmalar külliyen yalan, faydasız.
ÖNEMLİ OLAN SAĞLIK!
Kafanı değiştireceksin önce.
Misal, neden şeker yememen gerektiğini, sigarayı bırakman gerektiğini, kızartmalardan yağlardan uzak durman gerektiğini anlayacaksın önce.
Bakıyorum da etrafıma, her geçen gün kendine ve sağlığına önem verenler artıyor.
İnce görünmekten daha önemlisi sağlıklı olabilmek artık. Ve bu iyi bir haber. Hem de çok. Önce bedenimize sahip çıkalım canlar, sonra gelir cananlar.
Bu da böyle sağlığa teşvik etmeye çalışan bir yazı oldu. İdare ediverin, bugün çok mutluyum kimseye laf atasım yok, her şey gözüme bir başka güzel görünüyor.
Bahçelerde kiraz, ne güzel bu yaz. Şinanay da yavrum şina şinanay şinanay da şinanay hopa şinanay.