Kaç haftadır bekliyorum, yazmıyorum. Hiç huyum değildir ya elimi korkak alıştırıyorum. İnsanların sözlerini takmamakla övünen ben, için için "Şimdi ne derler, ne anlarlar, neye yorarlar" endişesi taşıyıp, konuya bulaşmıyorum. Valla sonunda vazgeçiyorum. Ne derlerse desinler, buyursun bildikleri gibi gelsinler, ben böyle düşünüyorum. İyi mi! Çünkü bu adam daha iyisini yapabilir biliyorum. Okan'dan (Bayülgen) bahsediyorum. O bizim kuşağın en önemli televizyon figürü, o ekrana çıktı mı zaplamak mümkün değil! Müthiş bir büyüsü ve karizması var. Sorarım size, ister kendi programlarında olsun ister katıldıklarında, onun kadar duruma hakim kaç kişi var?
MAKİNA SEKİZ ÇEKERDİ...
Boşuna 'televizyonun dahi çocuğu' demediler ona. Boşuna Okancı gençler çıkmadı. Yakından da gördüğüm için söylüyorum 10 dakikada 10 kişinin işini tek başına yapabilecek kadar zeki, becerikli ve vizyon sahibidir o. Çalışmalara, araştırmalara, üretmelere doyamaz. Çünkü en iyi yaptığı şey, işidir onun... Ama 2008 kış sezonunda biraz hayal kırıklığı yaşatıyor bana... Bir Okan izleyicisi olarak şaşırıyorum, sıkılıyorum, daha fazlasını, daha iyisini bekliyorum, bulamıyorum, zaplıyorum. Göz göre göre tekrara düşüyor, göz göre göre yenilenmiş gibi yapıp, eskide saplanıp kalıyor. Yazmayayım yazmayayım dedim de sorarım size neydi o 'Disko Kralı'ndaki bokssatranç vaziyeti? Ne gerekti? Ne kattı Okan'a? Sonra 'Disko Kralı', 'Disko Kralı' dendi kıyametler koptu da ne değişti? Farklı ne var ki? Geçen seneki 'Makina' sekiz çeker mi, çeker vallahi. En azından stüdyonun atmosferi daha samimiydi.
FARKINI UNUTMAMALI
Yine ona buna takılmalar, zoraki eleştirmeler, dalga geçmeler... Üstelik bu kez arkasında da duramıyor gibi sözlerinin. En son Çağla Şikel-Alişan ikilisiyle dalga geçmiş Okan. Ertesi gece Çağla'nın kocası Emre Altuğ arayınca açmamış. Sebep? Küfür eder diye...(Bunu duymamış olsak mı acaba?) Ah ah! Dün Yüksel Abi (Aytuğ) yazmış, 'Disko Kralı'nda İbrahim Tatlıses'e kızmış Okan, "Hem reytinglerden şikayet ediyor, hem de reyting almak için ne hallere giriyor." 10 dakika sonra da konuk Yavuz Seçkin'le Helin Avşar'ın şarkısında gruplar kurup dans etmişler. Bu ne perhiz, bu ne turşu diyor Yüksel Abi. Haklı! Okan farkını unutmamalı. Artık 10 sene önce yaptıklarını önümüze koymamalı, yenilenmeli, yeni şeyler söylemeli. Çünkü onda bu halinden çok daha fazlası var biliyorum. Ve sabahın kör vaktine kadar onu izleyen hayranlarına neden ünlülerle dalga geçmek dışında başka şeyler vermiyor, kendini zorlamıyor anlamıyorum? Ben bunu düşünür, bunu sorarım. Son noktayı da koyarım: Bize yeni Okan lazım.