Altın Portakal Film Festivali'nin son gününde dünyaca ünlü bir yıldızla daha buluşma şansını yakaladık: Bo Derek! O hafızalardan silinmeyecek kadar güzel ve seksi bir kadın. Şimdilerde kendini hayvan haklarına, doğaya ve yardım kuruluşlarına adadı. Kendisiyle görüşmek için sadece beş dakikamız vardı. Buyurun:
* Bugün eski filmlerinizi izlediğinizde, orada kendinizi nasıl bir kadın olarak görüyorsunuz? Ben eski filmlerimi izlemiyorum. Bazen televizyonda veya dergilerde, gazetelerde kendimi görüyorum, filmlerimden karelere rastlıyorum ve diyorum ki, 'ne kadar genç ve umursamazmışım.' Gençlik insanı fazlasıyla umursamaz yapıyor. Bakıyorum da, nasıl da aşırı bir özgüvenim varmış, buna çok şaşırıyorum.
* Filmlerinizi izlememe sebebiniz de bu mu? Ben filmlerimi seyrederken utanıyorum. İnanır mısınız kendi fotoğraflarıma bile bakamam ben. Ne utandırıcı...
* Sizin adınızı duyunca ilk aklımıza gelen çok seksi bir kadın olduğunuz! Dünya size bayılırken siz kendinizi seksi buluyor muydunuz? O zamanlar tabuların yıkıldığı zamanlardı. Cinsellik ön plana çıkartılıyordu ve bana sorarsanız benim için sadece bir işti. Özel hayatım özeldi ve seksi hissetmiyordum. O yalnızca filmlerdeydi...
* Bugün kariyerinizin geçmişine baktığınızda başka tercihler yapmış olmayı diler miydiniz? Evet diyebilirim. Fakat geçmişe bakıp da keşke şunu yapsaydım deseniz bile dönüşü yok. Soruyorsanız eğer hiçbir pişmanlığım yok. Belki daha başarılı ve daha zengin olabilirdim tabii...
* Şimdi mutlu bir kadın mısınız peki? Çok mutluyum. Ben her zaman mutluyum. Ben böyle tamamım, yeterliyim, kendimle barışığım çünkü talepkâr biri değilim.
* Kendinizi hayvanlara ve doğaya adamanız ne zaman başladı. O geçişe ne sebep oldu? Bu bir andır, bir olaydır, biriye karşılaşıp farkında olmaya başlamaktır. Benim de öyle oldu, benden yardım istediler ben de yardım etmeye başladım. Ben sadece insanlara ve doğaya yardım eden gönüllü bir insanım.
* Mottonuz nedir? Her şeyde ve herkesteki güzelliği görebilmek ve her şartta mutlu olabilmeyi bilmek.