Ah ah! Hepsi telefonum yüzünden... Hani Seda Sayan'ın canlı yayında kırdığı o meşhur Mustafa Sarıgül potu vardı ya... Hatırladınız mı? Olay şöyle gelişir: Seda Sayan 'Sabah Sabah Seda Sayan'da telefon bağlantısını alır... -Alo -Alo iyi yayınlar. -Sağol kimsin? -Mustafa. -Naber lan Mustafa? -İyiyim. -Nereden arıyorsun bakalım beni Mustafa? -Şişli'den arıyorum. -Ne iş yapıyorsun lan Şişli'de Mustafa? -Belediye başkanıyım!
SEN İSMAİL DEĞİLSİN!
Çok gülmüştüm çok! Şimdi pazartesi akşamı başıma gelen skandal şu: Cep telefonum bozuldu ve eski telefonuma numaraları aktarıp, telefonumu tamire verdim. Fakat canına yandığımın telefonu, rehberi aktarırken isimleri kaydetmiş, soyadlarını geçirmemiş. Diyelim Elif'i arayacağım, üç tane Elif var, hangisi hangi Elif bilemiyorum ve aramaktan vazgeçiyorum falan. Akşam bir toplantıdayız çok acil arkadaşım İsmail'i arayıp bir şey sormam gerekti. Girdim rehberde İsmail'e, bastım 'yes'e. Çaldırıyorum uzun uzun... İçimden de söyleniyorum "Hadi İsmail açsanaaaa". Sonunda İsmail açtı. Ben: Aloooo İsmail, nerdesin abi? İsmail: Kimsiniz? Ben kızarak: Ben Ayşe İsmail Allah Allaahhh! İsmail: Hangi Ayşe? Ben: İsmail şaşırdın mı? Benim Ayşe... (Bu arada İsmail'in sesinin İsmail'e benzemediğini fark ediyorum) Ya sen İsmail değilsin, İsmail'i verir misin lütfen! İsmail: Ben İsmail'im de, sizde bir sürü İsmail var galiba! Ben (acelem var ya, çattım işte!): Dalga geçmeyi bırakır mısınız lütfen! İsmail yok mu? İsmail: Siz hangi Ayşe'siniz? Ben (artık çok bozularak): Özyılmazel! İsmail: Ben de İsmail Ünal! Ben:... Iııı (skandal!) Kıpkırmızı olup 'başkanım' lafını cümlede beş kere geçirerek özür diledim tabii. Neyse ki başkanımız her zamanki gibi şakacı, kibar ve anlayışlı çıktı da konu kapandı. Kapandı da evime giderken bir süre Beşiktaş Belediyesi'nin önünden geçemeyeceğim herhalde... Gördüğünüz gibi bu da ikinci Seda Sayan- Mustafa Sarıgül vakası. Ne demişler; gülme Seda'ya gelir başına!