Bu kadınları çöz çözebilirsen. Huyumuz kurusun, biz kadınlar lafı dolandırmadan rahat edemeyiz. Öyle pat diye, küt diye isteklerimizi söyleyemeyiz işte. Bu bir ev de olabilir, akşama akrabalara misafirliğe gitmek ya da gezmekten nefret eden bir abiyi dört gece beş gün haldır haldır İtalya turuna götürmek de... Yeter ki direkt konuya girmeyelim. Nasıl mı? Misal; akşam yemeğe çıkacaksınız ve sevgilinize nereye gitmek istediğini sordunuz. Kadının ilk cevabı yüzde doksan "Bana fark etmez, sen bilirsin" olacaktır. Pek tabii ki bir kadına herhangi bir şeyin 'fark etmemesi' külliyen yalandır, dolandır.
NEREYE GİTSEK?
Ey erkek kişi, eğer bu cevabın altında kalırsan üç vakte kadar sana surat asma, offflama hatta hatta "Sen beni sevmiyosuuaaan" olarak geri dönecektir. Şimdi kadın 'fark etmez' buyurdu ya zavallı adam da mesela "Kebapçıya gidelim o zaman" der. Kadından cevap; "Ayyy çok kokarız şimdi." Erkek: "Peki pizzacıya gidelim?" Kadın yüzünü buruşturarak "İstiyorsan gidelim de şimdi gece gece hamur yemesek?" Erkek hafif sinirlenerek "Balıkçı?" Kadın: "Daha geçen gece annemlerle yedim." Ve erkek tam tabirle tırlatır; "O zaman söylesene nereye gitmek istediğini!" Sonuç; erkek sinirlenir ve sonunda herhangi bir yere gidilir ve bütün gece kadın surat asar, yemeği beğenmez. Ya da binbir tartışmadan sonra nihayet kadın sabahtan beri gitmek istediği yeri söyleyiverir ve mutlu mesut yemek yenir. E be kadın, başından söylesene ne istediğini değil mi? Değil! Ay kadın dediğin istediğini peşin peşin söyler mi hiç. Neden? Pek değerli kaynağıma göre; (Why Men Lie And Women Cry/ Allan-Barbara Pease) kadınların isteklerini ipuçlarıyla dolaylı yoldan dillendirmeleri ve size dekoder muamelesi etmelerinin sebebi; anlaşmazlıktan, çatışmaktan, boş yere tartışmadan uzak durmak ve esas olarak dominant gözükmekten kaçınmakmış. Erkeğin alanına bulaşmak istemiyoruz yani...
AL SANA TUZAK!
Bence bu bir tür hastalık. Kendi isteğini erkeğin isteğiymiş gibi gösterme hastalığı. Yani adama öyle laflar edeceksin ve öyle numaralar çekeceksin ki, adam gittiği yerin, yediği yemeğin, aldığı evin, çıktığı seyahatin kendi istediği olduğuna ve sizin ona (sırf o istediği için) ayak uydurduğunuza inanacak. Böylece sorun çıkmayacak, böylece 'bitmez tükenmez istekleri olan kadın' damgası yenmeyecek ve böylece çaktırmadan adam maymun edilecek!!! Beş sene önce bir arkadaşımın annesi gözümüzün önünde kocasına hiç istemediği çiftlik evini aldırmıştı, az kaldı küçük dilimizi yutuyorduk valla. Kadın sabah kahvaltısı, akşam yemeği demedi durmadan kocacığına bakıp, iç çekerek "Ahh kocacım öyle yoruluyorsun, öyle çalışıyorsun ki senin de dinlenmeye hakkın var..." On dakika sonra "Yani şehir dışında ev hiç sevmem sırf senin bu yorgunluğunu alır diye sevmeye başlayacağım..." tonunda cümleler kurdu kurdu sonunda adamı ev ilanlarına bakarken buldu! Şimdilerde çiftlik evininin sefasını kim sürüyor siz düşünün. Hadiseyi toparlarsak; sevgilinizin "Aşkım sen nasıl istersen"lerine, "Tatlım şöyle yapsak mı acaba"larına hiiiç inanmayın. Bunlar tuzaktır, tuzak! 'Ben istiyorum hadi yapalım'ın kibarcasıdır. Yoksa kadın istemeden sizin isteklerinizin gerçekleşeceğini mi sandınız?. Bu yazıda kadınları ele verdiğimi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Nasılsa erkek dediğin okuduğunu üç günde unutur.