Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AYŞE ÖZYILMAZEL

Toplu ulaşamıyoruz yaya geçemiyoruz

Önce sola sonra sağa sonra tekrar sola baktık, geceleri beyaz giyip dolaştık, kırmızıda durup yeşilde geçtik, yaya geçidini kullandık da n'oldu? Gözlerim doldu!
Cem Özer-Nurgül Yeşilçay ikilisinden sonra 'uyuz hadiseler top10' listemde trafik iki numara.
Otobüs, kamyon, taksi, dolmuş, jip, bip!
İçimden ona kadar sayıyorum, derin derin nefes alıp veriyorum, ya sabır çekiyorum yine de olmuyor olmuyor olmuyor işte!
Yollara döküldüğümüz an bittiğimiz andır sayın seyirciler.
İstanbul'da artık her daim iç kanırtan bir trafik mevcut. Sonra Beyoğlu'ndan, Bağdat Caddesi'ne kadar önümüz arkamız sağımız solumuz kazıdır, saklanmayan ebedir, sobedir şekli.

ESNAF KAN AĞLIYOR
Misal bayramda aile ziyareti yapalım dedik, öptük babamızın elini! İstanbul'da Avrupa yakasından Anadolu yakasına geçmek zaten tüm zamanların en büyük işkencesi . Bir de Caddebostan sahil yolunu kazı cenneti yapmışlar mı! Bayram bayram yığılmayı siz düşünün artık. İşin komiği alternatif yol da yok! Çile bülbülüm çile...
Cadde esnafı kan ağlıyor, kazılardan müşteri gelmiyor, esnaf kiraları ödeyemiyor!!!
Bu arada Bağdat Caddesi'nde sek sek yarışmaları başlamış da haberimiz yokmuş. Taşlar ve çukurlar içindeki kaldırımda en fazla seken yayaya Starbuks'tan vanilyalı frappuccino (soğuk kahve) hediye!!! Sek sek de sek sek.

HAVASIZ METRO...
Beyoğlu'nda gezelim, göz süzelim derseniz ayakkabınıza yazık edersiniz! Topuk kırmak, çamura batmak, bilek burkmak belediyeden bedava.
Sonra bir de şu 'Eyy İstanbul ahalisi toplu taşının gari" meselesi var! Kolaysa buyurun siz toplu taşının.
Otobüse güle oynaya binen biri varsa beri gelsin. Mecbur kalmasa kim o otobüslere binsin Allah aşkına!
Minibüsler itiş kakış, ille de tepene bir abi dikiliyor, sen de şanslıysan ve cam kenarına düşmüşsen, boynun bükük camdan dışarı bakıp yırtıyorsun.
'Arkayı dörtleyelim, sıkışalım" parolalı sarı dolmuşlar biraz daha rahat. Velhasıl arkaya oturdun mu şoföre parayı uzatana kadar bin bir türlü şekle giriyorsun. Çünkü orta sıradakiler zahmet etmemek için taca kornere bakıyor.
Metro yine en düzgün toplu ulaşım aracı. Tabii Taksim'den Levent'e ulaşacaksanız ve Allah yardım eder de havasızlıktan boğulmazsanız.
Üç Kuluvallah bir Elhamsız trafik ışıklarından yaya geçemeyiz. Yaya geçitlerinden hiç geçemeyiz. Misal; Etiler girişindeki Migros'un önündeki yaya geçidi.
Ne zaman yaya geçecek olsam, mutlaka bir araç tüm endamıyla yaya geçidine park etmiş oluyor. Diyelim yaya geçidine indiniz, trafikteki şoförler asla durmuyor! Sanki ben onların haklarına tecavüz ediyorum, sanki otoyola atlamışım. Şimdi biz yaya geçmeyelim mi kardeşim? Siz hiç arabanızdan inmez misiniz yahu?

PARANLA REZİLLİK!
Elbisenize çamur sıçrasın, yağmurda şemsiyeniz ters dönsün inşallah!
Ha taksi demişken. Onlar da paranla rezillik.
Şimdi ben geçenlerde taksi yazısı döşendim ya hani 'Bu taksilerden bıktık' diye. Bayram sabahı zırrr telefon. Gazeteci ciğerim Ahmet Tulgar. Taksideymiş, taksici benden dert yanmış, Ahmet de taksicilerin sesi olup, bana canlı bağlantı yapmaya karar vermiş.
İstanbul Boğaziçi taksiden bir şoför "Ayşaanım yazınızla bizi çok üzdünüz. Bayram üstü hepimizi zan altında bıraktınız" diye sitem etti. Madem bu kadar üzüldünüz, rica ederim sizi lekeleyen taksicileri bulun ve ayıklayın!!
Ne o biz de bayram ziyareti yapacaktık, arkadaşlarla buluşacak, sinemaya, konsere falan gidecektik, işimizi gücümüzü halledecektik değil mi?
İstanbul'da çile çekmeden asla!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA