Otipik ailenin yaramaz çocuğu modeli. Sloganı 'rahat ol'. En kötü durumdan bile paçayı kurtarmayı, kendi tabiriyle 'karşıdakini bağlamayı' beceriyor. Şimdi de her hafta başka ülkede gezip, bizi sinir etmiyor, milletinin ağzının sularını akıtmıyormuş gibi, stand-up gösterilere de başladı. Acun, 'stand-up'ta ne mi yapıyor? Başından geçen binbir türlü macerayı, çevirdiği numaraları anlatıyor. Üstelik görüntülerle. Biz onu Paris'te zannederken, İstanbul'daki evinden canlı yayına bağlanmalar mı istersiniz, taksi şoförünü Afrika yerlisi diye yutturmasını mı... Kesinlikle aklında bin tilki dolaşıyor onun. Gelin görün ki ona kızılmıyor. Öyle sempatik ve tatlı dilli ki. Sözüm ona başarısının sırrı insan ilişkilerinde yatıyormuş. Sen şuna "işin sırrı tatlı dilimde, durmak bilmeyen çenemde" desene...
'KOLAY BİR İŞ DEĞİL'
* Senin işin çok mu kebap?
Buna katılmıyorum, dünyanın en zor işi benim için. (Durdu yüzüme baktı ve kahkahayı patlattı.)
* Tabii tabii...
Kolay bir iş de değil ama, kolay mı?
* Nesi zor?
Buradan, yirmi saat uçakla dünyanın bir ucuna gidiyorsun, otele yerleşiyorsun, hemen çekime çıkman lazım. O sırada başın ağrısa hiç şansın yok, rezervasyonların yapılmış. Yağmur yağarsa çekim yapamıyorsun. Bilmediğin yerde bilmediğin yemekleri yiyorsun...
* Neyse zor olduğuna inandık diyelim.
Ben masumum vallahi.
* Seni bu kadar popüler yapan ve sevdiren ne?
Ben insanlara sevimli geliyorum. Ben halkın yüzde doksanının sempatiyle baktığı az sayıdaki insandan biriyim. Bugün popüler çok insan var ama herkese aynı sempatiyle yaklaşılmıyor. Ben bunu başardığım için mutluyum. Bana gıcık yüzde onu geçmez.
* Neden hep kızlarla röportaj yapıyorsun?
Gazetelerin arka sayfasında neden kadınlar var? Cem Yılmaz'ı çok seviyorlar, ben Televole zamanında altı dakika röportaj yaptım, reytingler süper gitmedi. Çünkü, televizyonda insanlar güzel kadın görmek istiyor. Kadın dergilerinde, erkek dergilerinde her yerde kadınlar var. Neden? Kadınlar güzel ve akıllı.
* Türk kızlarıyla Miami'dekilerle yaptığın gibi rahat röportaj yapabilir misin?
Miami'dekiler çok rahat ve sıcak. Ben Türkiye'de konuşamam, utangaç bir insanım ben..
* Yapma Allah aşkına!..
Ülkemizde maalesef televizyon bazıları tarafından küçük görülüyor. Yurt dışında televizyon eğlence olarak algılanır. Kamera gelse, gider konuşur, eğlenirsin ve bir anı olur. Türkiye'de durum bu değil. Özellikle İstanbul'un Etiler gibi bölgelerinde. Ama şimdi Acun olarak herkesle röportaj yaparım çünkü artık maçı kazanmışım. On kızın dokuzu bana 'evet' der. Bende şeytan tüyü vardır. Her röportajdan verim alırım. Karşımdakinin frekansına girebiliyorum.
'BÜLBÜL GİBİ ŞAKIRIM'
* İnsanlar "Ne var ki abi ben de Acun'un yaptığını yaparım" diyorlar...
Yapabilirler aslında. Ben bulunmaz Hint kumaşı değilim. 'Benden bir tane daha yok' diyemem. Ama televizyonda bu kadar idman yapıp esprileri taşımak kolay değil. Ekranda bu kadar rahat olacak, sokaklarda insanlarla konuşacak bir insan kolay çıkmaz.
* Senin için İngilizcesi zayıf diyen bir kesim var...
Balıkçı ve Ekvatorlu bir kızla nasıl anlaşırsın? Kız İngilizce bilmiyor. 'Familia' dedim, 'fish' dedim. 'Ailen balıkçı mı?' anlamında. Belki kız iki kelimeyi anlar da anlaşırız diye. Ben "on dil biliyorum" demedim ama İngilizce bilmeyen insanla nasıl anlaşayım. Yoksa Amerikalı kızları gördüm mü bülbül gibi şakırım.