"Kadınlar maymun gibidir. Bir dalı tutmadan öbürünü bırakmazlar" diye çiziktirmiştim. Hani geçen hafta, Aysun Kayacı-Emre Aşık ayrılığından bahsederken... E-mail kıyamet... Doğru söyleyeni dokuz köyden kovmayan bir kısım kadın okuyucum gülücüklerini gönderdi. Bir kısmı da fazla gocundu; "Biz senin bildiğin kızlardan değiliz" tonunda laflar savurdu... Erkek milleti teşekkürlere boğdu. Ve nihayet pazar yazısında Hıncal Uluç olaya erkek açısından el koydu... (Hıncal Uluç buraya yumruk havaya!!) "Beni terk edenlerin hemen hepsi Aysun gibi... Beni bıraktıklarının ertesi günü yanlarında biri... Bir günde mi buldular? Romantiğim ama aptal değilim. Hepsi daha önce buldular. Emin oldular... Ondan sonra bana "Bye, dediler" dedi... Ve "Ayşe tam da gerçeği yazıyor" diye ekledi... Valla kızlar bana kızmayın, hem maymun gibi bir dalı tutmadan öbür dalı bırakmamak suç değil! Ayıp hiç değil!... Ha hak eden adam var, hak etmeyen adam var ayrııı... Mühim olan almamak mazlumun ahını, hani çıkmasın aheste aheste... Ne yapalım ille de güvende hissedeceğiz, ille de boşluğa düşmeyeceğiz işte. Tek başına yas tutmak bize göre değil mi ne? Belki de bizim melankoliye yakalanmama, hayata devam edebilme, kendimizi güçlü hissetme yöntemimiz de budur. Hem gelenin gideni aratmadığını, yenisinden kazık yediğimizde yüreğimizin cızlamadığını da kim söyledi?