Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNCEL ÖZİÇER

Haliç kıyısındaki o balıkçı

Hafta içi bir geceliğine Alaçatı'daki kuluçkamdan kalkıp İstanbul'a gitmem gerekti.
Ki ben öyle pek yerimden kımıldamayı seven bir insan değilimdir. Yumurtalarım soğur maazallah!
Tembelliğin yeryüzündeki en büyük savunucularından biriyim.
Üzerine methiyeler düzerim.
La Fontain'in 'Ağustos böceği' en sevdiğim masal karakteri, Jim Davis'in 'Garfield'ı hayatımın kahramanıdır.
O derece...
Neyse işte, yine de paraya para demeyen bir ailem ve de başkalarının parasını yemeye müsait bir bünyem olmadığı için, ara ara ekmek peşinde koşmak maksatlı yerimden kalktığım oluyor tabii...

SALAŞ BİR YER
Çarşamba, o günlerden biriydi ve yine söylene söylene İstanbul'a indiğimde, pek sevgili arkadaşım Serap tuttu kolumdan beni, şıpıdık terliğimin tozuyla Karaköy'e götürdü.
İstanbul'a olan alerjimi bildiği için de beni her seferinde, kendimi İzmir'de hissedeceğim yerlere götürmeye özen gösterir; kıyamam.
Yine öyle düşünmüş olmalı ki beni Akın'la tanıştırdı.
Haliç kıyısında, Galata Köprüsü manzaralı o salaş balıkçılardan biri Akın'ın yeri...
Salaşla paçozun ayrımını iyi yapmak lazım bu arada.
Haa, bir de salaş görünümlü ukalanın dümbeleği yerler var ki, onların ayrıca Allah tepesinden baksın!
Akın gerçekten minik masaları, çay bardağında servis edilen rakısı, fonda çalan Zeki Müren şarkıları ve çıtır çıtır kızarmış balıklarıyla tam bir kıyı meyhanesi.
Gerçek anlamda yani...
Sahibi genç, yakışıklı, her masayla tek tek ilgilenen, işin özünü, kültürünü çözmüş, adap bilen gerçek bir meyhaneci.
Masalarda da sinema, tiyatro dünyasından kamera arkası ve önündeki gerçek emekçiler...
O gün de kafam nasıl bozuk size anlatamam! Kendimi ısırarak öldürmek istediğim, yine kendime çok kızdığım bir dönemin içindeyim.
Dişi fillerin, en yakın kasabaya dalıp önüne geleni çiğnediği 'mast dönemi', geçirdiğim dönemin yanında halt etmiş!
İşte tam da öyle bir gecede, üstelik de evimden uzaktayken, üstelik de antipatimin sonsuz olduğu bir şehirdeyken, Karaköy'deki o balıkçı meyhanesi bana öyle şefkatli bir kucak açtı ki, bu yazıyı yazıp oradan bahsetmesem olmazdı.
Reklama da ihtiyaçları yok gerçi, hafta içi dahil yer bulmak neredeyse imkansızmış.
Helal olsun o genç adama...
İnsan niyet edip gayret gösterdikten sonra, küçücük bir hayalin nasıl kocaman bir gerçeğe dönüştüğünü gösterdi bana.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA