Galatasaray'ın yıldız ismi Mauro Icardi'nin eşi Wanda Nara, Türkiye'nin tarihi ve kültürel zenginliklerinden biri olan Ayasofya-i Kebir Camii'ni ziyaret etti. Wanda Nara, kızıyla birlikte gerçekleştirdiği ziyarette başını örttü, ayakkabılarını çıkararak ibadethaneye olan saygısını gösterdi. İstanbul'a hayran kaldığını her fırsatta belirten Wanda Nara, nam-ı diğer 'yenge' gönülleri fethetti desem yeridir...
O kadar doğal ve samimi ki... Bu arada Wanda Nara kızıyla birlikte Osmanlı dönemi kıyafetlerini de giyerek 'Hürrem Sultan ve kızı Mihrimah Sultan' pozu verdi. Eminim yeni yayın döneminde Wanda Nara'ya oyunculuk teklifleri fazlasıyla gelecektir. Aldığım bilgilere göre çoktan gelmeye başlamış bile reklam ve film proje teklifleri...
Bir başka örnek davranış da Yasmin Levy'den geldi... Ladino müziğinin temsilcilerinden İsrailli şarkıcı Yasmin Levy, İstanbul'da konser sırasında sela okunurken şarkısına ara verdi. Sela sonrasında okunan ezandan etkilendiğini belirten sanatçı "Allahu Ekber" dedi.
Bizler bile bazen birçok noktayı pas geçerken dünyaca ünlü böyle isimlerin değerlerimize saygı gösterip onları yaşayıp paylaşması ne kadar erdemli bir davranış... Bu örnek hareketler içimizdeki yabancılara güzel bir ders niteliği taşıyor. Dini değerlere, dini mabetlere; hangi dine, ırka, dile mensup olunursa olunsun iki yıldızın yaptığı gibi hassasiyet göstermek gerekiyor. Ülkelerin kültürel değerlerine, folklorik öğelerine her zaman saygı gösterilmeli. Bu isimler, umarım yurt dışına gidip kültürel yapıtlara, simge cadde ve sokaklardaki duvarlara isimlerini yazan zevzeklere örnek olur ve bu tip çirkinlikler yerine hep böyle güzelliklerden bahsetmiş oluruz.
SERDAR'A SORU SORMAYIN!
BİTEN evliliğinin ardından zaman zaman özel hayatıyla ilgili açıklamalarıyla gündeme gelen Serdar Ortaç, bu sefer de "Eşitlik diye diye başımıza çıktınız! İpleri bu kadar vermeyin kadınlara" diyerek gündem oldu. Buradan Serdar Ortaç sevenlerine sesleniyorum. Ortaç'ı birazcık seviyorsanız belli basmakalıp soruları yayınlarda sorarak adamı konuşturmayın. Sürekli aynı hikaye çerçevesinde dost meclisi sohbeti yapar gibi içini döküyor Serdar Ortaç... Ve sonunda pişman olup kırıp döktüğü için özür diliyor.
200 BİN LİRALIK PARFÜM MÜCADELESİ
Geçenlerde gittiğim bir mekanda bir arkadaş grubu "Sen daha önce o ürünü aldın mı? Üründen alan birisini tanıyor musun?" gibi soru cümleleri ile bağıra bağıra konuşuyorlardı. Nedir bu diye merak ettim ve öğrendim ki bütün tartışma yabancı marka bir parfümmüş... Şişesi İngiliz kristalinden özel olarak sadece 100 tane üretilen, 30 ml boyutunda, fiyatı da 200 bin lira olan bir parfüm için mücadele yaşanıyormuş. Ürünü almak için daha önce almış olmak şartı olunca gençler de 'Kim aldı?' diye çırpınıyormuş... Gerçekten ne dertler ne dramlar yaşanıyor şu hayatta belli değil...