Gittiğiniz mekanlarda yan masada neşe içinde yemek yiyip eğlenenler sizin gibi müşteri olmayabilir! Çünkü daha çok para kazanmak isteyen işletmeciler yeni taktikler geliştirdi. Son taktik kiralık müşteri...
Çeşme'de verilen bir iş ilanı, bu 'figüran' 'dublör' müşteri konusunu tekrar gündeme getirdi: "Akşam saat 19.00-22.00 arasında kafemizde müşteri rolü yapacak dublör bay ve bayanları bekliyoruz. 200 lira ücret ve 1 içecek verilecektir."
İŞTE O İLAN
Sistem şöyle çalışıyor: Mekanlarının dolu görünmesini isteyen işletmeciler akşam saatlerinde yevmiye ödeyerek buldukları dublörleri masalara oturtuyorlar. Amaç dışarıya popüler bir mekan havası gibi görünmek. Gece kulüpleri ise saat 01.00 ile 04.00 arası mekanlarında takılıp dans eden, etrafa neşe saçan güzel kızlar için ciddi ödemeler yapıyor.
Bazı mekanlar oto galerilerinden kiraladıkları lüks araçları kapılarının önüne çekiyor.
Bazı mekanlar ise oto galerilerden lüks araçlar kiralayıp kapılarının önüne diziyor. Onların amacı da "Bizi paralı müşteri takılıyor" imajı verebilmek.
Gece hayatında aslında bu hep vardı. Örnekleri saymakla bitmez; mesela balon masa diye bir olay vardır... Nedir balon masa, ajanslardan kiralanan güzel kızların olduğu ve etrafa bakışlar atılan, şuh kahkahaların yükseldiği masa modeli... Yani anlayacağınız birçok şey illüzyon, adeta sosyal medya filtreleri veya oradaki yaşamlar gibi...
DAHA NE KADAR REZİL OLUNABİLİR!
Terörü' başlıklı bir yazı hazırlamış, sırf konuşulsun diye garip tiplerin ilginç sunumlarını sizlerle paylaşmıştım... Onların içinde Şırdancı Mehmet ismi de yer alıyordu.
Yaptığı garipliklerle sosyal medyada yer alan bu isim, şimdi de çıtasını arşa çıkardı. Türk Hava Yolları'nın uçakta verdiği VIP yemek menüsünü beğenmediğini iddia edip göğsünden şırdan, koltuk altından limon çıkartıp uçakta yemek yediği videosunu paylaştı. Gerçekten daha ne kadar iğrençlik yapabilir bir insan, merak ediyorum doğrusu... Bu arada THY, Şırdancı Mehmet'e 6 ay boyunca yasak koyarak çok doğru bir karara imza attı.
GS'Lİ ŞARKICILARA SESLENİYORUM!
Sezonu şampiyon olarak bitiren Galatasaray'da atılan her gol sonrası tüm tribünleri coşturan iki şarkı vardı: İlki Gomis'in golleri sonrası tribünleri yıkan Aleyna Tilki'nin 'O Sen Olsan Bari' şarkısı, ikincisi Mauro Icardi'nin golleri sonrası hep bir ağızdan söylenen Simge'nin 'Aşkın Olayım' şarkısı...
Ancak işin komik tarafı bu iki şarkıcı da Galatasaraylı değil... Evet şaka gibi gerçekten; hem forveti coşturan hem tribünü yıkan bu iki şarkının sahipleri Aleyna Tilki Fenerbahçeli, Simge ise Beşiktaşlı...
Bir Galatasaraylı olarak 'Yahu bizim takımımızı tutan şarkıcılarımızdan niye böyle bir eser gelmiyor?' demekten kendimi alamıyorum.
Bu işe soyunacak Galatasaraylı şarkıcılara sesleniyorum...