Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERVE YURTYAPAN

Habib kartonlaşmış ağır abilerden farklı

BBCS’de Habib karakteriyle ekrana gelen Burak Altay, “Yönetmenimiz bazen sahneleri çekerken bize doğaçlama imkânı veriyor. Karakterin davranış biçimini içinize sindirdiyseniz ve partnerleriniz ile de uyumunuz varsa keyifli sahneler ortaya çıkıyor. Ben Habib’i seviyorum. Rolü kartonlaşmış bir ağır abi imajından uzakta tutmaya çalışıyorum” dedi

Atv ekranlarında salı akşamları yayınlanan Ben Bu Cihana Sığmazam dizisi her hafta heyecanlı sahneleriyle izleyiciyi ekran başına kilitliyor. Ünlü oyuncu Burak Altay, aksiyon dolu dizide Habib karakteriyle ekrana geliyor. Fevri ve asabi haliyle dikkat çeken Habib'i canlandıran Altay, karakterin bu yönlerinin doğaçlamayla ortaya çıktığını söylüyor. Ünlü oyuncu ile bir araya geldik ve diziyi, oyunculuk serüvenini, kızıyla ilişkisini konuştuk.
Ben Bu Cihana Sığmazam'da Habib karakterini oynuyorsunuz. Fevri ve asabi bir karakter. Habib'i oynamak nasıl bir deneyim sizin için?
Habib karakteri, sadece benim değil ortak bir çalışmanın ortaya çıkardığı bir karakter aslında. Şöyle ki; Senaristin yazdığı senaryonun içerisinde, yönetmenimiz Mustafa Şevki Doğan bazen sahneleri çekerken bize doğaçlama imkânı veriyor. Böyle zamanlarda da karakterin davranış biçimini içinize sindirdiyseniz ve partnerleriniz ile de uyumunuz varsa keyifli sahneler ortaya çıkıyor. Habib'in gözünün kararması, fevri ve asabi davranışları işte böyle ortaya çıkıyor. Karakterle ilgili senaristin size sizin de senariste bazı kapılar açmanız, size güvenen bir yönetmen ve oynamaktan keyif aldığınız arkadaşlarınız olunca yaptığınız iş keyfe dönüşüyor.



OKTAY KAYNARCA BİR DAKİKA DURMUYOR
Oktay Kaynarca setin her alanına hakim, kendi sahneleri olmasa bile oyuncuların yanında onlara destek oluyor. Onunla çalışmak hem mesleki anlamda hem de arkadaşlık anlamında size neler kattı?
Oktay Kaynarca neredeyse yerinde hiç durmaz, kafası hep bir şeylerle meşguldür. Eğlencelidir, şakalaşmayı sever. Rolünü oynarken, deneyimle geliştirdiği, kendine has teknikleri vardır. İşin yapımcısı olduğu kısmını setin içerisinde unutturmaya çalışır. 24 yıldır setlerdeyim. Şükürler olsun, birçok usta oyuncuyla ve iyi oyuncu arkadaşlarımla çalışma fırsatım oldu, hepsinin kendine has yöntemlerini tekniklerini gözlemledim. Oyunculuk geliştirilen ve her projede aşama kaydettiğin bir meslek.
BBCS'nin kemikleşmiş bir kitlesi var. Siz insanların bu diziyle kurduğu bağı nasıl açıklarsınız?
Bu kurulan bağ bence Oktay Kaynarca'nın yıllar içerisinde yaptığı başarılı işlerin, oynadığı karakterlerin, onun oynadığı işleri özellikle bekleyen sadık kitlesinin sonucu. Bu sefer ne yapacak diye izlemeye başladıkları dizide, eskisini unutmakta zorlansalar da hikâyeye karakterlere bir şekilde tutunuyorlar. Kendilerine yeni kahramanlar buluyorlar, bazen eskiyi özlüyorlar ama artık bir Leylaları, Ateşleri, Onbeşlileri var asla bırakmıyorlar asla vazgeçmiyorlar.
Ağır abi rollerini seviyor musunuz?
Ben Habib'i seviyorum. Rolü kartonlaşmış bir ağır abi imajından uzakta tutmaya çalışıyorum.

AKSİYON SAHNELERİNDE ZAMANLAMA ÇOK ÖNEMLİ
Aksiyon sahnelerinde zorlandığınız oluyor mu?

Aksiyon sahneleri tamamen teknik ve kendiniz dışında birçok durumu kontrol altında tutmanız gereken sahnelerdir. Sahne sırasında küçük bir aksaklık ve bir zamanlama hatası, her şeyi başa döndürebiliyor. Bu anlamda hem fiziksel hem de mental anlamda zorlayabiliyor. Ama keyifli.



KIZIMIN OYUN ARKADAŞIYIM
Kızınız Arya ile nasıl bir baba-kız ilişkiniz var?

Kızlar babaya düşkün olur derler sizde de durum öyle mi? Baba olduğunda bambaşka bir dönem başlıyor insan için bence. Kaygıların daha çok arttığı, daha temkinli olduğun ve sevgi meselesinin başka bir boyutunun olduğunu gördüğün bir zaman dilimi. O yüzden ona iyi bir örnek olmak, rahat ve özgüvenli büyümesini sağlamak. Hayat yolculuğunda ona eşlik etmek büyüdüğünü görmek, şahit olmak. Bunlardan mahrum olmak en büyük korkum hayattaki. Bu yüzden birlikte olduğumuz zamanları en keyifli nasıl geçirebiliriz bizim motto'muz. Çok oyun oynarız. Arya kendini bildi bileli ona iyi bir oyun arkadaşı olmaya çalıştım. Arya insanları sever, sevdiği her şeye de düşkündür, neşelidir. Dilerim sağlıkla büyüsün Arya ve bütün çocuklar...

BABAMLA GURUR DUYUYORUM
Babanız 40 sene boyunca teşkilatın çeşitli birimlerinde aktif görev alan bir polis müdürüymüş. Çok şehir gezmişsiniz. Ne anılar bıraktı o yıllar size?

Evet. Babamla gurur duyuyorum yaş aldıkça. Yaptıklarının önemini her geçen gün daha iyi anlıyorum. 2-3 yılda bir şehir değiştirirdik. Rize'de doğdum, daha sonra Çiçekdağı'na gelmişiz sonra İzmir, ardından Gaziantep oradan Şırnak sonra Çanakkale. Her değişim yeni okul, yeni arkadaşlar yeni ortamlar... Hepsi iyi kötü birçok iz bırakmıştır. Şırnak'ta terörü de gördüm, Çanakkale'de Çimenlik kalesinde Şehitler Abidesinin altında da oturdum, İzmir'de saat kulesinin altında kız arkadaşımla da buluştum. Her yerde her bulunduğum yerin şartlarına ayak uydurdum. Yaşamak da böyle bir şey işte izin kalıyor bir yerlerde ve izi kalıyor bir yerlerin sende...




VERİLEN ŞANSLARI İYİ DEĞERLENDİRMEK LAZIM
Dönemlerin en popüler işlerinde gördük sizi. Asmalı Konak, Kampüsistan, Hayat Bağları... Şimdi de ben bu cihana sığmazam. Siz kariyer yolculuğunuzu nasıl değerlendirirsiniz?

Bence işler yolunda gitti. Tercihleriniz, yaptıklarınızın yanında yapmadıklarınızı belirler kariyer yolculuğunda. Bence ilk korku filmi 'Okul' da oynamak, 'Barda' filminin kastında yer almak ve Asmalı Konak, Kampüsistan... Hayatın karşımıza çıkardığı kişiler ve verdikleri yön önemli yapı taşları kariyer yolculuğunda. Verilen şansları iyi değerlendirmek o anda orda olmak yaptığınız iş için önemli. Tabii hatalar da yaptığınız oluyor çokça. Geçmişteki tecrübeleri 40'lı yaşlara taşımak ve buradan yola devam etmek gerek. Daha yapamadığım bir çok şey var.
Müzikle de ilgileniyorsunuz. Var mı sahne çalışmalarınız?
Evet hem de çok. Öğrenciyken Şan dersim iyiydi, evimizde de hep müzik dinlenirdi. Ayrıca babam ve annem de şarkı söylemeyi çok sever. Ablam Müzik öğretmeni. Oyunculuk dışında müzik hep oldu hayatımda, İzmir Devlet Opera ve Balesi'nde öğrenciyken 1 sezon boyunca sahneye temsillere çıktım, benim için muhteşem bir tecrübeydi. İstanbul'da da 7 yıl süren 'Perişan Perşembe' adlı bir sahne şovu yaptım. Bu aralar dizi setinin yoğunluğundan dolayı ara vermiş olsam da grubumuzla arada bir toplanıp provalarla sıcak tutuyoruz kendimizi. Ayrıca kafamda zamanlaması uyduğunda da Stand-up setlerinin de olduğu daha gelişmiş bir orkestra ile yapmak istediğim yeni bir proje var.

AMACIMIZ ÜNLÜ OLMAK DEĞİLDİ

Engin Altan Düzyatan, Rıza Kocaoğlu, Şebnem Bozoklu gibi isimler okul arkadaşınız. Sizin dönem çok ünlü mü çıkardı?
İyi hocalardan çok sıkı bir eğitim aldık, başarılı bir sınıftık. Sadece denk gelmeyle açıklarsak, biraz haksızlık olur. Hepsi adına konuşabilirim; Biz 16-17 yaşlarından beri beraberiz, hiçbirimiz amaç olarak ünlü olmayı seçmedi, hepimiz sevdiğimiz işi yapmak için mücadele ettik ve sonucu da bu oldu. Sağlıklı olduğumuz sürece de yapmaya devam ederiz inşallah.

O dönemler bu kariyer yolculuğunu hayal edermiydiniz?
Hayallerimin ötesinde bile olduğunu düşünüyorum ama hayaller bitmez tabii ki devam ediyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA