Ünlü oyuncu Jessica May'in Türkiye macerası 2011'de başladı. Önce reklam projesi için geldi, ardından birçok dizide rol aldı. 2018'de de fotoğrafçı Hüseyin Kara ile hayatını birleştirdi. Oyuncu, geçtiğimiz yıl Türk vatandaşı oldu. Eşinin memleketi Rize'ye sık sık giden, oradaki köy evinde vakit geçiren, yaylaya çıkan ve yöresel yemekleri çok sevdiğini belirten May ile Kurban Bayramı için bir araya geldik; Türkiye'ye olan sevgisini, Rize'deki güzel anlarını, ailesini konuştuk.
Aldığınız oyunculuk teklifiyle Türkiye maceranız başlamıştı. Ne yaşadınız bu süreçte?
Bu oyunculuk teklifi geldiğinde bunun çok büyük bir fırsat olduğunu biliyordum. Fırsatları başarıya dönüştürebilmek insanı gerçekten çok mutlu ediyor. Yaşadığınız her başarıdan sonra bir anahtar kazanırsınız. Sonra bu anahtar yeni bir kapı açmanızı sağlar. Bu noktaya gelene kadar bir sürü kapıdan geçip, anahtarlığıma çok anahtar eklediğimi düşünüyorum. Doğru insanlara denk geldiğim için de kendimi şanslı hissediyorum.
RİZE'NİN DOĞASI BREZİLYA'YA BENZİYOR
Türkiye'ye ilk ne zaman geldiniz?
Türkiye'ye ilk defa 2011 yılında bir reklam projesi için gelmiştim. Aslında Çin'e gidecektim; vizem, uçak biletim her şeyim ayarlanmıştı. Ama sonra bir şeyler oldu. Çin seyahatim ertelendi. Birkaç hafta sonra da beni Türkiye'den çağırdılar. Sonra kader beni Türkiye'den ayırmadı. Brezilya ve Türkiye arasında senelerce mekik dokudum. Ben Türkiye'yi çok sevdim. Gittiğim her şehirde başka bir güzelliğe hayran kaldım. Bir süre sonra burası benim ikinci evim gibi oldu. Vatandaşlık almam aslında kağıt üzerinde olan bir prosedür. Ben zaten kendimi buraya ait hissediyordum.
Uzun zamandır beklediğiniz Türk vatandaşlığını geçen yıl aldınız. Neler hissettiniz?
Başvurum bütün evreleri tamamlayıp Cumhurbaşkanlığı'na gittiğinde, bana bu son aşamada da birkaç ay bekleyeceğimi söylemişlerdi. Ama birkaç hafta sonra hemen onay geldi. Böyle olunca daha çok mutlu oldum ve gururlu hissettim. Artık Karadenizli birini görünce "Vay hemşeriyiz'' diyorum, çok keyifli bir şey. Sanırım Brezilyalı olduğum için farklı geliyor. Şimdi yavaş yavaş şiveli konuşmaları öğrenmeye çalışıyorum. Çok eğlenceli.
2018 yılında Hüseyin Kara ile evlendiniz. Türkiye'de kalmaya evlendikten sonra mı karar verdiniz?
Hayır, ben zaten burada yaşıyordum. Evlendikten sonra her şey daha çok düzene girdi. Evlendikten sonra ve Türk vatandaşı olduktan sonra kendimi daha çok buraya ait hissettim. Ama bir ayağım her zaman Brezilya'da. Çünkü ailem orada.
Eşinizin memleketi Rize'ye çok sık gidiyor musunuz?
Ben Rize'yi çok seviyorum çünkü doğası Brezilya'ya çok benziyor. Artık Rize'de havalimanı var biliyorsunuz; oraya ilk gittiğimde eşime dedim ki "Evin arka bahçesine havalimanı yapmışlar, artık beni daha fazla getirmen lazım." O da sağ olsun müsait olduğumuz her boşlukta 1-2 gün bile olsa beni Rize'ye götürüyor.
Sizi orada nasıl karşılıyorlar?
Sağ olsunlar, orada olduğumu duyan herkes beni davet ediyor. Ama hepsine cevap vermek ne yazık ki mümkün olmuyor çünkü gittiğimde zaten çok az kalabiliyorum.
Sizin ailenizle eşinizin ailesinin iletişimi nasıl? Görüştüklerinde anlaşmak için ortak bir dil buluyorlar mı?
Farklı dilleri konuştukları için işaret diliyle anlaşıyorlar. Onları izlerken çok eğleniyorum, çok tatlı oluyorlar. Ayrıca, birbirlerine söylemek istediklerini çeviri yapıyoruz ve birbirlerini daha iyi anlamalarını sağlıyoruz.
Yurt dışındaki arkadaşlarınıza Türkiye'yi anlatıyor musunuz? Onlar size neler soruyor burayla ilgili?
Bizim orada Kapadokya çok meşhur, o yüzden herkes ilk önce Kapadokya'yı sorar. Onun dışında insanların nasıl olduğunu, güzel bir yer olup olmadığını elbette merak ediyorlar. Burası hakkında çok güzel şeyler anlatıyorum. Hatta doktorum bile yakın bir zamanda buraya geldi. Gelmişken saç da ektirdi. 2-3 tane şehri gezip geri döndü.
AİLEMİ DE KARADENİZ YAYLALARINA ÇIKARDIM
Aileniz Türkiye'ye geliyor mu? Onlara nereleri gezdiriyorsunuz?
Düğünümden sonra Türkiye'ye ailem ile birlikte döndüm. Onlara sade-sadece İstanbul ve Rize'yi gezdirdim çünkü ce zamanımız çok kısıtlıydı. Annem ve ba-babam tekrar gelip Kapadokya'yı görmek bam istiyor.
Birlikte Rize'de ne yaptınız?
Yaylaya çıktık ama annemin başı çok döndü. Bir de çıktığımızda yaylada sis vardı ve hiçbir şey göremedi. O yüzden onun için yayla günü çok keyifli geçme-geçmemişti. Ama Rize'nin doğasına bayıldılar. mişti. Hatta babam bana "Buradan bir tane yayla alsana" dedi.
ÇOK GÜZEL MIHLAMA YAPARIM
Türk yemekleriyle aranız nasıl? En sevdiğiniz yöresel yemek nedir?
Çok baharatlı ve acı olmayan yemeklerle aramız iyi. En sevdiğim yöresel yemek yıllardır mıhlama. Hem çok güzel mıhlama yapar hem de çok güzel yerim.
Mutfakta vakit geçirir misiniz? Arkadaşlarınız ya da aileniz geldiğinde yaptığınız favori bir yemeğiniz var mı?
Setlerden vakit bulduğumda evet ama çok mutfak seven birisi değilim. Mutfakta en sevdiğim an anneme yardım ettiğim zamanlar oluyor. Annem de Brezilya'da olunca mutfağa pek vakit ayırmıyorum.
RİZE'DE ÇAY TOPLADIM ÇOK ZAHMETLİ İŞMİŞ
Rize'de gitmeyi en sevdiğiniz yer neresi?
İstanbul'da sokaktan aldığım köpeğimi oradaki köy evine götürdüm ve orada onunla vakit geçirmeye çalışıyorum. Onun dışında mevsim uygunsa daha çok popüler olmamış yaylalara çıkıp oralarda yürümeyi seviyorum.
Çay topladınız mı hiç?
Evet denedim ama sanırım kesmememiz gereken yerleri kestim. Çok zahmetli bir iş. Çaylıkta çalışan insanların işi gerçekten zor.
BAYRAMLARDA ÇOCUKLARA OYUNCAK HEDİYE EDİYORUM
Bayramları nasıl geçiriyorsunuz?
Eşimin ailesini ve mezarlıkları ziyaret etmeye çalışıyoruz. Ben eşimin babasıyla hiç tanışmadım, yıllar önce kaybetmişler. Rize'ye her gittiğimizde onun mezarını ziyarete gideriz.
Türk geleneklerine alıştınız mı?
Alıştım, hâlâ öğrenmeye çalışıyorum.
Bayramda küçüklere el öptürüp harçlık veriyor musunuz?
Genelde küçükler beni görünce hep sarılmak istiyor. Henüz hiç el öptürmedim ama çocuklara çok oyuncak verdim.
EŞİM BANA BAKTIĞI GİBİ KİMSEYE BAKMAZ
Eşiniz fotoğrafçı, onun en iyi modeli siz misiniz?
Güzellik herkese göre değişir ama bana baktığı gibi kimseye bakmadığını biliyorum.
Evde iş bölümü var mı? Temizlik yapar mısınız?
Evet çok seviyorum. Bana terapi gibi geliyor. Bazen o kadar çok yoğun oluyoruz ki, evde kimin neyi yapmaya vakti varsa onu yapıyor. Görev dağılımı yapmıyoruz. Bazen birimizin modu yüksek oluyor her şeyi hallediyor. İnsanlar çalışmaktan birbirlerini göremediğini söylediğinde, anlamazdım. Ama bu sene şöyle bir şey yaşadık. Ben sabaha karşı setten eve gelip yatıyordum, Hüseyin uyuduğu için onunla görüşemiyorduk. Sonra o sabah işe gidiyordu. Eve döndüğünde de ben sete gitmiş oluyordum. Bu yüzden günlerce birbirimizi sadece uyurken gördük.
Çocuk sahibi olmayı düşünüyor musunuz?
Evet ama yakın bir tarihte değil.