Ünlü oyuncu Burak Çelik, 'Ben Bu Cihana Sığmazam' dizisine Jean Luc rolüyle dahil oldu. Zeki, sabırlı, gözü kara bir savaşçı Jean Luc. Aksiyon dolu bir projede yer almanın mutluluğunu da yaşadığını belirten Çelik'le oyunculuk macerasını, rolünü ve hakkında bilinmeyenleri konuştuk.
■ 'Ben Bu Cihana Sığmazam'a geçtiğimiz haftalarda dahil oldunuz. Takip ettiğiniz bir proje miydi?
Tabii bildiğim bir projeydi, her bölümünü izleyemesem de konuya hakimdim. Güçlü kadro ve sağlam hikayeye sahip olan bir projede yer almaktan dolayı çok memnunum. İşini seven insanlarla çalışmak, bir arada olmak, setin seyrini değiştiriyor. Herkes sorumluluğunun farkında olunca disiplin ön planda oluyor. Aksiyonu bol bir proje olduğu için disiplinli olmanın konforunu her gün yaşıyoruz. Dolayısıyla, geriye işimizi layığıyla yapmak kalıyor, sette bol aksiyonlu, keyifli vakit geçiriyoruz.
■ Dizide Jean Luc (Ateş Türk) karakterini canlandırıyorsunuz. Sayısız operasyonlara girmiş bir ölüm makinesi. İyi eğitimli, çok konuşmayan, sevgisini belli edemeyen biri, zeki, sabırlı, planlı, gözü kara bir savaşçı. Size hangi özellikleri daha yakın geliyor?
Ateş ile yetiştirilme tarzı olarak çok benzemiyoruz; fakat mücadeleyi, zorluğu seven bir yapım var. Savaşçı ruhum ve çok konuşmayı sevmemem de yine ortak noktalarımız. Böylesine ortak noktalar olunca, karakter ile bağ kurmak daha kolay oluyor. Kurduğum bağ vesilesi ile de karakterin inandırıcılığı konusunda problem yaşamadığımı düşünüyorum.
■ Aile kavramı olmayan biri canlandırdığınız karakter. Sizin tam tersiniz değil mi?
Evet, kalabalık ve sevgi dolu bir ailede büyüdüm. Bu sebeple, sevgimi yaşatma ve yansıtma konusunda cömert davranırım. Sevgi dolu bir ailede büyümenin bu noktada çok büyük önemi olduğunu görüyorum. Aile kavramını yaşayamamış birine hayat veriyorum. Bilmediği duyguların karşılığında insan, kendine bir nevi kapalı bir alan yaratıyor, kabuklaşıyor, sertleşiyor. Öğrenilmiş duyguları yansıtmanın kolaylığı ile bilmediğin duyguların tarifi yapılamıyor. Bu sebeple, sevginin ne demek olduğunu öğrendiğimiz ilk eşik aile, bu konuda şanslı olduğumu hissediyorum.
■ Daha önce de 'Kuruluş Osman' dizisinde rol almıştınız. Aksiyon yönü olan projeleri seviyor musunuz?
Kuruluş Osman aksiyon anlamında ilk projemdi. Aksiyon seviyorum, zor şartlarda çalışıyorsunuz; ama bundan keyif alıyorum. Hem iş hem de spor aynı anda aradan çıkıyor. Aksiyon yönü olan projenin dinamiği başka, romantik komedinin dinamiği bambaşka oluyor. Karakter içime sinerse form değiştirmek bir oyuncu olarak çok hoşuma gidiyor. Sürekli aynı çemberde dönmektense, çemberin dışına çıkmak bir oyuncu olarak beni besliyor.
■ Rol aldığınız projeler uzun soluklu oldu. Hatta ilk işinizde 100 bölüm rol aldınız. Sonrasında başroller geldi. Siz böyle bir başarı bekliyor muydunuz?
Evet, genelde uzun soluklu işlerde yer aldım. Açıkçası böyle bir şey planlamadım. Sadece içinde yer aldığım işi sahiplenip, elimden gelenin en iyisini yapmaya gayret ediyorum. Hala da bu şekilde devam ediyorum. Bir süre sonra çabanın karşılığını alıyorsunuz.
■ Şöhretli olmak zor mu?
Burak olarak benim için bir şey değişmedi. Önceden nasıl yaşıyorsam, şimdi de öyleyim, ama tanınır olmanın getirdiği sorumluluklar var. Farkındalıkla attığınız adımlar sebebiyle yere daha da sağlam basma gayeniz oluyor. Öncelikleriniz çeşitleniyor, bu çeşitlilik işimi de olumlu yönde etkiliyor.
OMUZ OMUZA BU GÜNLERİ AŞACAĞIZ
■ Asrın felaketini yaşadık...
Hepimiz için acının tarifini yapamadığımız, kelimelerin kifayetsiz kaldığı günler yaşıyoruz. Hepimizin sorumluluğu çok büyük; fakat birbirimizi destekleyip omuz omuza verirsek, bu günleri aşabileceğimize inanıyorum.
SEVGİMİ BELLİ ETME KONUSUNDA KARTLARIM DAİMA AÇIKTIR
■ Siz sevginizi belli etmek konusunda cömert misiniz?
Sevgimi belli etme konusunda kartlarım daima açıktır. Saklama çabasının daha yorucu geliyor. Sevginin bir matematiği olduğunu düşünmüyorum. Seviyorsam karşımdaki insan bunu hisseder. Karşılıklı emek verilmesi gerekir. Sevginin de yeterli olmadığı anlarda; anlayış, fedakarlık, özveri devreye giriyor. İnsanız, her duyguyu içimizde barındırıyoruz. Bu sebeple, saygı çerçevesinde olmak kaydıyla, sevmiyorsam da hissettiririm, saklamam.
GÜZELLİK AVANTAJ DA OLABİLİR DEZAVANTAJ DA
■ Ekranda güzellik kavramı için ne düşünüyorsunuz? Bu avantaj mı?
Klasik olacak; ama güzellik kavramı göreceli bir kavram. Tabii ki ekranda avantajları olduğu kadar dezavantajları da var. Rol anlamında; insanlar sizi tanımadan girebileceğiniz formları bilmeden sizi yargılayabilir veya bir rol için fiziksel olarak role çok uygun olabilirsiniz. Bu noktada; içinde yer aldığınız proje ve sizin oynadığınız role katkınız ayrıştırıcı bir değer oluyor.