Kızıl saçlarıyla her zaman farklı bir havası olan, zarif ve kibar oyunculardan biri Dolunay Soysert... Adana'da doğmuş, babasının işi dolayısıyla başkent Ankara'da ilk ve ortaokulu okumuş. Lise eğitimini taşındıkları İstanbul'da tamamlamış.
Şimdiki özgüvenli duruşunun aksine çocukluğunu içine kapanık geçirmiş. Moda'da denize sıfır bir kolejde okuyan Soysert'in, dersleri denize bakarak geçirmesi de oldukça dikkat çekiyor.
Soysert o günlere dönüp şunları söylüyor: "Lisede ciddi bir adaptasyon sorunu yaşadım. Denizin karşısında küçük bir okulumuz vardı. Denize yakın olmak benim için çok önemliydi. Camdan dışarı bakardım hep. İlk veli toplantısında benim için 'Çok hülyalı bir çocuk, hep dışarı bakıyor' demişler."
SİZ ÇOK EĞLENİRDİNİZ!
Çocukluk ve gençlik yıllarında oldukça utangaç olan Soysert, sosyal yaşamında bunun zorluklarını da çekmiş. Öyle ki, okulda kitaplarına gömülü bir genç kız olarak anılmış. Birçok akranıyla da sırf bu nedenle çok fazla iletişim kuramamış.
Ünlü oyuncu, "Çok utangacımdır, belki de beni oyunculuğa iten bu özelliğimdir. Sosyal ortamda çok sıcak olan bir yapım yoktu. Kendimi utandırmayacağım alanları oyunculuğa başladıktan sonra oluşturdum. Bir oyunuma iki sınıf arkadaşım geldi. 'Ben sizinle iletişim kuramazdım, siz çok eğlenirdiniz' dedim. Onlar da bana 'O kadar kendine ait bir hayatın vardı ki romanların içinde boğulurdun. Bizi entelektüel bilgiyle ezersin diye yaklaşmıyorduk' dediler. Sadece hayatımda akademi vardı. Boyalar ve resim yapmak benim için çok önemliydi" diyor.
Babasıyla da hem eğlenceli, hem de tatlı çekişmeleri olan güzel bir iletişim kurmuş Dolunay Soysert. Hatta üniversite tercihlerini bile babası doldurmuş. Ancak gece kalkıp bütün tercihleri silip psikoloji, arkeoloji ve sanat tarihi tercihlerini yazıp sonuçlar gelince babasını şoke etmiş.
GENÇLERE ÖRNEK OLUR
Güzel oyuncu, babasıyla kurdukları ilişki hakkında da şöyle konuşuyor: "Babamla çok güzel bir iletişimimiz vardı. Bazen çekişmelerimiz de olurdu. Ama bizi hep dinlerdi. Babam tiyatro konusunda bu kadar direnmeseydi şu an burada olamazdım. Bir gün konservatuvarın önünden geçerken 'Hayatını zorlamanı istemiyorum' dedi. Ben de 'O zaman tiyatro okuyup seni daha da gıcık ederim' dedim. Böylece hayatımın rotasını değiştirdim."
Tabii ünlü oyuncu, bu inatlaşmanın ardından gizlice konservatuvarın yolunu tuttu. 17 yaşındayken İstanbul Üniversitesi Konservatuvar bölümü sınavlarına girdi. Yıldız Kenter'in karşısına çıktı. Hem de titreyerek. Sadece 1 hafta hazırlanmıştı sınava. Macbeth'ten sadece 6-7 cümle ezberleyip sahneye çıktı. Bir de şiir okudu. Sınavı geçti ve oyunculuk macerası da başlamış oldu. Soysert, sahnede utangaçlığının gittiğini de keşfetti. "Bana müthiş bir özgürlük alanı tanıdı sahne. Sonra babam öğrendi konservatuvara girdiğimi. 'Ne yapıyorsan yap ama arkeoloji diplomasını göreceğim' dedi. O hırsla sabahları 3 saat okula gidiyordum. Sonra tiyatroya. Böylece iki diplomayı da aldım" diyor.
Sanat dünyasının parıltılı ışıkları içinde çok farklı hikayeleri olan ünlüler var. Dolunay Soysert de onlardan biri. Utangaçlığını sahneye çıkarak yenmeyi başarmış. Yeteneğini keşfedip, korkularının üzerine gitmiş. Kim bilir belki hikayesi sosyal fobisi olan gençlere örnek olur.