Ragıp Savaş, her rolün usta oyuncusu. Her zaman doğal, içten ve samimi. Onunla her sohbette başka bir yolculuğa çıkıyor, farklı bir bakış açısı kazanıyorsunuz. Şu sıralar Atv dizisi Ben Bu Cihana Sığmazam'da istihbarat başkanı Atakan'ı canlandıran Savaş ile bir araya geldik. Hem yeni dizisini, hem özel yaşantısını, hem de şöhrete bakışını konuştuk.
Ben Bu Cihana Sığmazam ilk bölümden büyük bir başarı elde etti. İzleyiciyi bu denli etkileyeceğinizi bekliyor muydunuz?
Evet, dizinin çok merak edildiğini, heyecanla beklendiğini tahmin ediyordum, yanılmamışım. Seyirci beğendi diziyi, o yüzden de tabii ki çok mutlu ve keyifliyim. Bir oyuncunun verdiği emeğin karşılığını özellikle seyirciden alması çok değerli, güzel mesajlar alıyorum.
Dizide teşkilatın başı, tam bir kanun adamı Atakan'ı canlandırıyorsunuz. Sizin için nasıl bir deneyim bu karakteri canlandırmak?
Oynadığınız roller size bir şey öğretir. Bu yüzden de bütün karakterler benim için çok değerli, çünkü bu karakterleri cebinizden çıkarmıyorsunuz, ciddi bir zaman harcıyorsunuz role. Bir istihbaratçı nasıl yaşar, vücut dili nasıldır, nasıl konuşur, davranır onları bulmaya çalışıyorsunuz. Bir karakteri çıkarmak, rolü giymek ve sonra da oynamak çok kolay değil. O yüzden de tüm roller benim için çok kıymetli, çünkü benden çıkıyor.
Hem aksiyon hem macera hem de aşk... Hepsini dengeli biçimde izleyiciye sunmak mı her yaştan izleyiciyi ekran başına topluyor...
Evet, sadece aksiyon yok dizide; aile var, aşk var, aile içi çatışma var ama en önemlisi acımasız düzene karşı verilen büyük bir mücadele var. Yani olması gereken her şey düşünülmüş senaryoda. Hal böyle olunca da tabii ki her yaştan seyircinin ilgisini çekiyor Ben Bu Cihana Sığmazam.
Sizce BBCS ekibinin başarısının sırrı nedir?
Sanırım çok çalışmak, doğru kişilerle çalışmak ve ne istediğini bilmek...
Reyting rekortmeni bir dizide rol almanın sorumluluğu farklı oluyor mu?
Elbette, ama bir o kadar da keyifli oluyor. Bir işin iyi olması için A'dan Z'ye herkesin çabalaması gerekiyor. Dizi çekmek hiç kolay bir şey değil. Kaç kişiyiz setlerde ve ne zorluklarla mücadele ediliyor sanırım tahmin ediyorsunuzdur. Zamana karşı büyük bir yarış vardır setlerde. Olmazı oldurur set ekibi. Dolayısıyla hal böyleyken de ben rolümü oynarım gerisi beni ilgilendirmez düşüncesi çok doğru gelmiyor bana. Bir işe her şeyiyle sahip çıkacaksın ki iş daha da büyüsün ve parlasın.
Her çarşamba sabahı kalkıp reyting listesine bakıyor musunuz?
Maalesef bakıyorum. Keşke reyting canavarı olmasa hayatımızda ama bu işin kaderi bu.
EN BÜYÜK ŞANSIM AİLEM
Sanat dünyasında herkesin övgüyle bahsettiği bir isimsiniz. Skandallara karışmayan, düzgün bir aile yaşantısı olan, aynı zamanda örnek bir baba. Hayatınızda nasıl bir denge kurdunuz?
Ne güzel sözler, çok teşekkür ederim, çok çaba sarfetmedim. Kalabalık bir ailede büyüdüm. Yetiştirilme tarzım, ananevi değerlerim böyle zaten... Elbette kendimi birçok konuda değiştirmeye çalıştım, hatalarım da oldu ama bu çok normal. Mükemmel olmak mümkün değil. Benim en büyük şansım ailem, spor, eğitim aldığım ustalarım ve tabii ki bana çok şey öğreten tiyatro sanatı oldu. Kimseye örnek olmak için falan yaşamıyorum. Hayat felsefem; Basit, sade ve dürüst bir yaşam...
EĞLENEREK ÇALIŞMAK İYİ BİR MOTTO
Çekim aralarında neler yapıyorsunuz?
Sohbet, çay, kahve. Eğer ara çok uzunsa bazen karavanda dinleniyorum, kitap okuyorum. Set zordur, o yüzden ben doğru zamanlarda, konsantrasyonu bozmadan eğlenmeyi de severim sette. Eğlenerek çalışmak iyi bir mottodur benim için.
Usta isimlerin de genç oyuncuların da yoğun olduğu bir ekip. Genç arkadaşlarınız için okul gibi olsa gerek...
Umarım öyledir, set öğrenmek için en iyi yerdir. Çünkü işin pratiği settedir hep. Sadece kuramsal bilgiyle bir yere ulaşamaz oyuncu. İkisinin harmanlanmasıdır kıymetli olan.
ŞÖHRETİ HAZMETMEK GEREKİYOR
Sanata adanmış bir hayat, ödüller, şöhret... Egolarınıza yenildiğiniz oluyor mu?
Gençliğimde bazen evet, ama hayat, sahne, set sizi güzel törpülüyor, öğretiyor. Egonun gerektiği yerde kullanılması iyi ama çok tehlikeli bir şey ego. Çok oyuncu görmedik mi bu yüzden kaybolan. Bazen öyle şeyler duyuyorum ki, kanım donuyor, inanamıyorum. Sade, doğal, kendin olmak en kıymetlisi. Oyunculuk uzun ve engebeli bir yol. Öğrencilerime de hep söylüyorum, Artizlik Sahnede! Bu yolda kibir ve egoya çok yer yok.
Şöhretin büyüsüne hiç kapılmadınız mı?
Kapılmadım dersem yalan olur. Şöhret güzel şey, tanınmak sevilmek, size ve sanatınıza saygı duyulması çok kıymetli. Ama dengeli olmak ve şöhreti hazmetmek gerekiyor. Hayat çok basit ama o matematiği çözerseniz. Çözemezseniz mağlup oluyorsunuz.
OYUNCU OLMAK İÇİN GÜZEL BAKMAK YETMEZ
Hem komedi hem dram... Her rolün aranılan oyuncusu olmak nasıl bir başarı?
Bu bir başarı mı bilmiyorum. Çünkü bir oyuncu zaten komediyi de dramı da oynayabilmeli. Dans edebilmeli, şarkı söyleyebilmeli. Biz konservatuarda böyle eğitildik. Dizi oyuncusu olacak ya da olan arkadaşlar da bence eğitimlerini bu şekilde devam ettirebilirler. Eğer tiyatro sanatçısı olmayacaklarsa konservatuar okumalarının bir anlamı yok bence. Oyuncu olmak için sadece çok güzel ya da yakışıklı olmak, düzgün konuşmak, güzel gülmek, güzel bakmak yetmiyor söyleyeyim. Hikâye sonrasında başlıyor ve bayağı derin...
HAKSIZLIĞA MARUZ KALDIM
Tiyatro kuruculuğundan tutun uluslararası birçok festivalde ödül aldınız. Geriye bakınca hayatınızı nasıl değerlendirirsiniz?
Yaşadığım her şeye şükrediyorum, iyi de kötü de kıymetlidir benim için ama maalesef meyve veren ağaç taşlanır. Çok taşlandım ben de, önüm kesilmeye çalışıldı. Haksızlığa maruz kaldım, kariyer kaybına uğratılmaya çalışıldım. İlk benim başıma gelmiyor tabii. Bütün meslek dallarında bu yaşanır, meyve verirsen taşlanırsın, bu kadar basit. Ama yılmadım daha da hırslandım, daha çok çalıştım ve kazanan ben oldum...
TEK KELİMEYLE NE İFADE EDİYOR?
AŞK: TUTKU
HUZUR: DENİZ
KAVGA: GEREKSİZ
ŞÖHRET: DOZUNDA
DEĞİŞİM: GEREKLİ
EĞİTMENLİK: ÇOK KIYMETLİ