Gülçin Hatıhan, atv dizisi 'Gül Masalı'nda Canan Atabey karakterini canlandırıyor. Dizinin gözü kara, güçlü, saplantılı ve zor kadını. Ünlü oyuncuyla bir araya gelip kamera arkasında yaşananları ve oyunculuk serüvenini konuştuk.
Canan Atabey'in karanlık bir tarafı var. Bu biraz korkutucu değil mi?
Kesinlikle öyle! Bence aşırı saplantılı bir karakter. Yüksek doz sevginin, temelde de kusurlar barındıran bir komplike karakterde ne denli toksik olabileceğine dair ipuçları verdi bugüne kadar. Bundan sonra neler yapabileceğini ben bile öngöremiyorum.
Eşine büyük bir aşk duyuyor ve onun ölmüş birine olan hislerini gördükçe nefreti artıyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aslında bir manada hak verebiliyorum. Zaten bence ölmüş birine duyulan nefretten ziyade, bu sebeple eşinden göremediği sevgi hırçınlaştırıyor Canan'ı. Yani siz doğru soruyu sormuşsunuz. Eğer durumu parçalara ayırıp incelersek; ölmüş birine hâlâ bu derece aşk beslenir mi? Bence beslenebilir. Ama sorun şu ki; o zaman gerekçesi ne olursa olsun evlenilmemeli! Başka bir insanı daha bu trajediye ortak etmemeli. Canan, tehdit ile evlendirildiğini daha yeni öğrendi. Kaç yıllık evlilik?! İki yetişkin çocuk. Yaşadıkları sosyal çevre düşünüldüğünde kurdukları düzeni devam ettirme çabası, duyduğu aşk ile de desteklenince, kabulleniş, göz yumma, olanla yetinme, var olanı kaybetmemeye çalışma gibi kompleks sonuçlara yol açıyor. Canan, mücadele etmeye devam ediyor. Gülçin empati kurabiliyorum ama beni sevmeyen adamla zaten bir saniye geçirmem.
Oğlunun sevdiği kızla arasına giriyor. Sırf Halil'in eski aşkının kızı olduğu için türlü oyunlarla Gonca'yı göndermeye çalışıyor. Bu hırsı sonunda Canan'ı mutsuz etmez mi?
Kesinlikle eder. Zaten başarılı olup olamayacağı da meçhul. Öyle çok yıpranmış ki bu eski aşk mevzuunda ve Gonca o kadar çok benziyor ki Gülümser'e, gördükçe içinin kanamasının yanı sıra Halil'deki etkisini de göz ardı edemiyor Canan. Aslında sorun gene Halil. Bir düz dursa, artık iki çocuk yaptığı karısına hak ettiği üzere sevgi gösterse, bütün bunlar olmayacak. Canan'ı temize çıkarmaya çalışmıyorum. Bana zaten yaptıkları çok aşırı geliyor ama aşkın insanların gözünü nasıl kör ettiğini defaten görmüş biri olarak, insanız diyebiliyorum.
Isparta'ya özgü neler öğrendiğiniz yiyecek içecek var mı?
Gül çayı muazzam. Gülün şifasına tanık oluyorum burada. Yağı, suyu, tozu hepsi ayrı değer. Gül işlemek zaten burada gelenek haline gelmiş. Bir de coğrafyaya değinmek isterim. Göller bölgesi burası. O yüzden havası tam benlikmiş, onu öğrendim. Penceremden dağları görmek çok huzur verici. Isparta'ya özgü yemekler de çok güzel. Etrafta keşfedilebilecek tonla tarihi ve doğal site var. Eğirdir gölü neredese bir iç deniz gibi, huzur verici.
'SETTE GÜLÜP EĞLENİYORUZ'
Kamera arkasında neler yaşıyorsunuz?
Diğer oyuncu arkadaşlarım ile iyi anlaşıyoruz. Şehir dışı bir iş için çok büyük bir şans bence. Çünkü birlikte çok zaman geçiriyorsunuz ve anlaşamadığınızı düşünsenize! Güle eğlene geçiyor set günlerimiz. En popüler sohbet konusu senaryonun yanı sıra nereye gidelim, nerede ne yiyelim. Ben meczûl miktarda asosyal bir insanım. İstanbul'da da öyle benim için. Evimi severim. Fakat burada epeyce sosyalleşiyoruz.
Isparta'da nasıl arkadaşlıklar kurdunuz?
Sevgili Sait Genay (Rıfat ağa) burada yaşıyor bir zamandır. Bizim bir çeşit rehberimiz oldu. Onun sayesinde tanıdığımız esnaflar var mesela. Bir pilates hocamız var Arzu, hatta bizim dizide de oynadı. Hepimiz çok sevdik. Henüz çok uzun bir zaman olmadı ama hayatımızın bundan sonrasında da devam edecek arkadaşlıklar bulduk hepimiz kendimizce sanıyorum. Ötesinde senelerdir tanıdığım ama çalışma fırsatı bulamadığım çok değerli oyuncu dostlarım oldu. Kendimi oldukça kazançlı hissediyorum.
Rol aldığınız kaygısızlar projesi bu dönemde yayınlanmış ve o yıllardaki gibi milyonlara ulaşmış olsaydı, bu durum kariyer planınızı değiştirir miydi?
Gene benzer bir cevap olacak ama kariyer planım var mı aslında o çok tartışmaya açık bir konu olduğu için nasıl bir değişikliğe yol açardı öngöremiyorum açıkçası. Halihazırda bundan neredeyse 30 sene önce yayınlanmış iki dizinin o dönem henüz çocuk olan seyircilerinin şimdiki işlerime ve bana gösterdikleri ilgi bile inanılmaz mutlu edici. İki dizi diyorum çünkü Çılgın Bediş de o zamanlar çok popülerdi.
'8 SENE ÖNCE TÜP MİDE AMELİYATI OLDUM'
Geçtiğimiz yıllarda çok kilo verdiniz. Fit görünüme ulaşmak için neler yaptınız?
Öncelikle 8 sene önce bir tüp mide ameliyatı oldum. İlk etapta çok ciddi bir kilo kaybı oldu ama devam eden senelerde doktorların da belirttiği üzere yaşam şeklinizi değiştirmezseniz kiloları geri almak kaçınılmaz oluyor. İyi ve ölçülü beslenmeye gayret ediyorum. Sporu hayatımdan çıkarmamaya ve aktif kalmaya çalışıyorum. Bu ev sevdası yüzünden ipin ucunu kaçırdığım da oluyor. Ama takip eden günlerde çok oturduysam hareket etmeye, abur cubur yediysem onları kesmeye çabalıyorum. Fit görünüme ulaşarak bitmiyor, onu korumaya çalışmak daha çetin bir yol.
'KARİYER ODAKLI YAŞAMIYORUM'
Bir dönemin çok konuşulan dizilerinden birinde rol aldınız. Peki bu kadar popüler bir işte rol almak sonrasında kariyerinizi şekillendirmek açısından size zorluk mu, kolaylık mı yaşattı? Esasen kariyer şekillendirme odaklı yaşamıyorum. Önüme gelen projeleri karakter, hikaye, hikayede karakterin yeri, yazarı, yapım şirketi son olarak yayınlanacağı kanal bazında menajerlerim ile değerlendirip karar veriyoruz. Çok şanslıyım ki hep doğru projelerde yer bulabiliyorum kendime. Her yeni iş başka bir ülkeye gitmek gibi. Tabii görünürlüğün artması bir oyuncu için her zaman avantaj. O yüzden zorluk ya da kolaylık yarattı diyemem hiçbir işim için.
'HER YENİ DİZİDE ÖYLE ÇOK EMEK VAR Kİ'
Eskiden diziler çok uzun yıllar devam ediyordu. Şimdi birkaç bölümde elenen projeler oluyor. Sizce bunun nedeni nedir?
Ben genel olarak hep uzun soluklu işlerin içinde yer almış kısmetli bir oyuncuyum. Ama reyting denen kılıç bütün dizilerin üzerinde sallanmakta. Kimi kanallar daha hızlı kararlar verip işleri erken bitirirken, kimileri daha fazla şans verebiliyor. Artık yazılmamış hikaye, çekilmemiş film kalmadı konu olarak. Oyuncuların çok büyük starlar olması da kurtaramıyor kimi işleri. Seyircinin neyi sevip neyi sevmeyeceğini kestirmek bayağı zor bir iş. Her yeni başlayan işte öyle çok emek, öyle çok yatırım var ki! Gönül ister ki dizilerimizin süresi kısalsın, haftalık iş yetiştirmeye çalışmak yerine önceden planlanmış ve çekilmiş işler yayına girsin. Yine de var olan koşullarda konuşmak gerekirse; her iş büyük umutlarla yapılıyor ve artık dünyada da sesini güçlü bir şekilde duyuran bir sektörde yer alıyor dizilerimiz. İyi bir planlama ve tanıtımlarla Gül Masalı uzun soluklu olsun inşallah.