Atv ekranlarının gündüz kuşağında yer alan 'Mutfak Bahane' adlı program, yeni sunucusu Derya Taşbaşı ile yoluna devam ediyor. Enerjisi ve keyifli sohbetiyle kısa sürede sevilen Taşbaşı ile bir araya geldik; oyunculuk ve sunuculuk macerasını, 'Mutfak Bahane' ekibiyle yakaladığı başarıyı ve hakkında bilinmeyenleri konuştuk.
■ 'Mutfak Bahane'nin yeni sezonunda izleyicileri neler bekliyor?
'Mutfak Bahane' bu sezon gelinlerin kayınvalideleriyle mutfağa girip birlikte yemek hazırlamaları ve birbirleriyle yarışmalarıyla çok daha eğlenceli, çok daha heyecanlı ve hayata çok daha yakın olacak. Tadım sırasında eşler en lezzetli tabağa en iyi puanı verecek. Gelin ve kayınvalide mutfakta uyum sağlar, ortak lezzet ve ustalık anlayışlarını gösterirlerse, her gün 2 altın kazanma şansına sahip oluyorlar. Hafta boyunca en çok puanı toplayan katılımcılar, haftanın son günü olan final gününde 10 bilezik kazanacak. Benim için mutfak her zaman aile demek olmuştur. Mutfak benim için çocukluğumda ve bugün, tatlı ve tuzluyu barındıran, iyi ve kötü her şeyin konuşulduğu bir yerdir.
■ Devam eden bir projede yer almanın avantajı veya dezavantajı var mı?
Bu görevi Türk halkı tarafından çok sevilen ve sayılan birinden devraldım, tabii ki kesinlikle kolay değil. Ben her zaman, herkesin evine girip çıkan, mahallenin popüler sevimli kızı oldum, eminim seyirciler beni olduğum gibi sevecekler. Elbette format bu kadar değişmemiş olsaydı daha zor olurdu ama programın formatı da çok değiştiği için bunun büyük bir dezavantaj olduğunu düşünmüyorum.
KÖY KÖY GEZDİM
■ Sizinle birlikte programda ne gibi yenilikler oldu?
Sürprizlerle dolu, seyir zevki yüksek, bol kahkahalı bir sezon bizi bekliyor. Şimdilik başlıklarla söylemekle yetineyim. Hepsi ve daha fazlası hafta içi her gün 14.00'te atv ekranlarında.
■ Sunucu olarak deneyimlisiniz. Bu programın diğerlerinden farkı nedir?
Her zaman güncel olaylarla ilgili programlarda çalıştım, yani mikrofonu elime alıp köy köy, şehir şehir, ülke ülke dolaştım ve her zaman bir hikaye anlatıcısı oldum. Stüdyoda çalışmak benim için çok büyük bir değişiklik. Bir de en önemlisi; son 10 yılın en çok izlenen gündüz kuşağına sahip, Türkiye'nin zirvedeki kanalı atv'de olmam en büyük fark.
■ Bir süredir ekranlarda yoktunuz. Biraz dinlenmek mi istediniz?
Çok seyahat ederek çalışıyordum ve bir noktada yaşımla da ilgili daha sabit bir yerde olmak istedim ve yine iletişim ile ilgili bir pozisyonda, takdir ettiğim bir kurumda, kurumsal iletişim müdürü olarak çalıştım.
■ Ekrandaki en büyük avantajınız nedir?
İnsanları çok seviyorum, onlarla iletişim kurmak ruhumu besliyor ve kendimi bildim bileli iletişim kurmayı ve hikaye anlatmayı görevim olarak görüyorum.
YEMEK YAPMAYI VEYEMEK VE DİKİŞ DİKMEYİ ÇOK SEVİYORUM
Almanya'da doğup büyüdünüz, sonra Türkiye'ye geldiniz ve hayatınıza burada devam ettiniz. Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Çok mutlu bir çocukluk geçirdim, çok özgür bir alanda büyüdüm. Yani sokakta oynadım, ağaçlara tırmandım, deli gibi bisiklet sürdüm, düştüm, çamura girdim, doğayı keşfettim. Her gün arkadaşlarımla küçük maceralara atıldım. Ayrıca bize küçük yaştan itibaren el becerilerimizi geliştirmeyi öğrettiler. Yemek yapmayı çok seviyorum ve neredeyse her yemeği pişirebiliyorum. Evimdeki küçük tadilatları hep kendim yapıyorum ve en sevdiğim hobim dikiş dikmek.
KAMERA ÖNCESİ MÜZİK DİNLERİM
■ Kamera karşısına geçmeden önce bir rutininiz var mı?
Müzik dinliyor, dans ediyor ve bana iyi gelen favori insanlarımla konuşuyorum. Yarışmacıları artık arkadaş olarak görüyorum, son bölüm hakkında dedikodu yapıyoruz ve bir sonraki bölüm için birbirimizi motive ediyoruz.
■ Favoriniz oluyor mu?
Benim favorilerim aslında ikiye ayrılıyor:
1- En lezzetli yemeği hazırlayan yarışmacılar.
2- En eğlenceli yarışmacılar. Ama tabii ki bunu göstermemeye çalışıyorum.
YANLIŞ YAPMAKTAN KORKMA, SADECE YAP!
■ İlk bölüm sırasında nasıl hissettiniz?
Hem çok heyecanlıydım, hem de çok korkuyordum. Çünkü ara vermiştim ve kendimi ilk kez böyle bir stüdyoda bulmuştum, her ne kadar 'Yanlış yapmaktan korkma, sadece yap' diye yüksek sesle kendi kendime söylesem de iş eyleme gelince kalp mantık dinlemiyor. Yanlış bir şey yapmaktan o kadar korkuyordum ki kalbim neredeyse patlayacaktı