Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İLKER GEZİCİ

Kendinden soğuttun Ocak

Ocak ayı yine sanat dünyasından bir yıldızı kopardı hayattan. Arabesk müziğin babalarından Ferdi Tayfur, 79 yaşında aramızdan ayrıldığında takvimler 2 Ocak 2025'i gösteriyordu. Hafızamı yokladığımda ocak ayının maalesef böyle kötü bir huy edindiğini görmüş olmak biraz şaşırttı ve üzdü beni. Ocak ayında hayatını kaybeden o kadar ünlü sanatçı var ki, tesadüf mü kader mi? Adını siz koyun. Bugün mesela Yeşilçam'ın Yaşar ustası, hepimizin Kel Mahmut hocası Münir Özkul'un aramızdan ayrılışının 7. yılı. Son 30 yıla baktığımızda çok önemli isimleri kaybetmişiz ocak ayında...
Örneğin, geçtiğimiz bu zamanlar usta sanatçı Ayla Algan için üzülmüştük. 4 Ocak 2024'te hayatını kaybetmişti Algan.

Düzenlenen bir çok etkinlikle anıldı merhum sanatçı. Bir önceki sene Türk Halk müziği sanatçısı Burhan Çaçan 62 yaşında evinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayata veda ettiğinde tarih 12 Ocak 2023'tü. Sinemamızın dört yapraklı yoncasından biri olan usta sanatçı Fatma Girik'i de 24 Ocak 2022'de sonsuzluğa uğurladık. Yine bir başka büyük sanatçı Ayşen Gruda 23 Ocak 2019'da 74 yaşındayken gözlerini yumdu. 1 Ocak 2019'da hayatını kaybeden usta sanatçı Gülriz Sururi, 28 Ocak 2017'de vefat eden eşi Engin Cezzar'ın yokluğuna iki yıl dayanabildi. Ölümsüz şarkılara imza atan Ferdi Özbeğen 28 Ocak 2013'te, kendine has müzik tarzlarıyla milyonların gönlünü kazanan Azer Bülbül 6 Ocak 2012'de, Kıvırcık Ali de 11 Ocak 2011'de vefat etti.

Daha kimi sayayım... Tiyatro oyuncusu, sinemamızın tonton dedesi Atilla Pekdemir 31 Ocak 2021'de, usta oyuncu Ayberk Atilla 21 Ocak 2017'de, 7 Ocak 2014'te, ressam Burhan Doğançay 16 Ocak 2013'te, ilk Dünya güzelimiz Keriman Halis 28 Ocak 2012'de, tiyatro sanatçısı Lale Oraloğlu 15 Ocak 2007'de, 'Twist Kralımız' ünlü komedi oyuncusu Öztürk Serengil 11 Ocak 2009'da, henüz 29 yaşındayken hayata veda eden şarkıcı Gökhan Semiz 17 Ocak 1998'de, klasik Türk müziğimizin Divası Safiye Ayla 14 Ocak 1998'de, unutulmaz şarkıların bestecisi Onno Tunç 14 Ocak 1996'da aramızdan ayrıldı. Nice ocaklar söndü...
Hepsine bu vesileyle yeniden rahmet diliyorum. Bıraktıkları eserlerle sonsuza kadar yaşayacaklarını biliyorum...


HER ŞEY BİR HAYALLE BAŞLADI
1980'lerin sonu... Gazino kültürünün tavan yaptığı, meşhur sanatçıların sahne aldığı, Devekuşu Kabare'nin yıkıp geçtiği dönemlerde Caddebostan Gazinosu'nun karşısındaki evlerinde camdan dışarıya bakan küçük çocuk, o alkış seslerini her duyduğunda ellerini açıp; "Allah'ım ben de bir gün sahneye çıkıp alkışlanayım" diye dua eder. Rüyalarında alkışlandığını el üstünde tutulduğunu görür. Daha küçük yaşta belirlemiştir hedefini. Hatta amcasının davetiyle Mekke'ye gittiğinde yine "Ünlü bir oyuncu olacağım" diye bolca yakarır. Ancak bunun nasıl ve ne zaman olacağına dair hiçbir fikri yoktur. Allah'tan ne istediğini bilen o çocuk yıllar sonra karşımıza Enis Arıkan olarak çıkar.

Bugün amacına ulaşmış bir star o. Önce hayal etmiş, çok istemiş. Hiçbir zorluk onu yıldırmamış. Hiç vazgeçmemiş. Şu an 40'lı yaşların başında kariyerinin belki de en şöhretli dönemini yaşayan Arıkan, buralara nasıl geldiğini 'Hayalperest' adlı şovunda anlatıyor. İlk duyduğumda bunun bir stand-up tarzında olacağını, Enis'in kendi kariyer yolculuğunu tek başına sadelikle anlatacağını düşünmüştüm. Ancak ortaya dansçıların görsel şov yaptığı, Sezen Aksu başta olmak üzere 90'ların müziklerine ve müzikallerine selam gönderilen, izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamadığınız muazzam bir şov çıkmış.
Arıkan'ın kutsal topraklardan oyuncu seçmelerine, konservatuvara girerken hissettiklerinden dizi setlerine kadar geçen süreci anlattığı bu şov, gerçek bir yaşam hikâyesi olmasının yanı sıra, çoğu insana da dokunan nitelikte. Arıkan, yarı hacıyım diyerek gelip İstanbul'da hava attığı dönemleri, oyuncu seçmelerinde yaşadıklarını anlatırken ne kadar güldürüyorsa, özellikle babasının kaybını anlattığı anlarda bir o kadar duygulandırıyor. Babası 55 yaşındayken kalp krizinden hayatını kaybettiğinde Enis, henüz 20 yaşında genç bir delikanlıymış. Babasıyla çok zor vedalaşmış. Çok kolay drama bağlanacak konudan komedi çıkarmasını başarmış. Babasından kendisine miras kalan borçlar yüzünden nezarete düşse de o anları eğlenceli anlatıyor Enis. Şarkı söylüyor, dans ediyor, sahnede devleşiyor adeta.
O camın önünde hayal kuran çocuğun, bugün geldiği nokta ilham verici. Zümrüdü Anka kuşu gibi küllerinden doğma hikayesi aslında onunkisi. Mert Dilek'in yazdığı Mehmet Ergen'in yönettiği, müzikleri Tuluğ Tırpan'a, dans koreografileri ise Beyhan Murphy'ye ait olan oyunun her izleyene ilham olacağını düşünüyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA