Bir süredir kanserle boğuşan Yeşilçam'ın usta isimlerinden Aydemir Akbaş, önceki gece yarısı tedavi gördüğü Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastane'sinde hayatını kaybetti. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy başta olmak üzere, sanat dünyası 88 yaşında hayata veda eden Aydemir'in vefatı sonrası taziye mesajı yayınladı. En son bayramda görüşmüştük Aydemir abiyle. Sesi son birkaç senedir olduğundan daha kısık geliyordu. 'Çok zayıfladım. Kemiklerim çok ağrıyor hava veriyorlar bana' diyordu. Son filmin başarısından çok memnundu.
HEP BAŞROL OLACAĞIM
'Bana bak, Şafak'la bir film yapacağız. Haber veririm' diyordu. Sesinde hep umut vardı her zaman. Yeni nesil onu Şafak Sezer'in Kolpaçino serisiyle Sabri abi replikleriyle bilir ama Akbaş, 1964'teki sonrasında filmi de yapılan Keşanlı Ali Destanı başta olmak üzere, pek çok tiyatro oyunundaki başarılı performansıyla hatırlanır. Bakmayın siz onun yetişkin erotik filmlerindeki rollerine. Orada da komiktir Akbaş. Türk sinemasının çıkmaza girdiği dönemde Yapımcı Kadri Yurdatap'ın deyimiyle küpünü doldurmak için girmişti o işlere. Doldurdu da ama kazandığını hep yedi. "Bolluk içinde yaşadım ama iyi yedim. 'Pişman mısınız?' diye hep sorarlar. Gün geldi pişman oldum. Niye? Zengin ettiklerim kaldırım değiştirdiler. Ben o erotik komedi filmlerini bırakınca çok işsiz kaldım. Hiç ummadığım kapılar yüzüme kapandı. Evdeki heykelimi bile satmaya kalktım" derdi. Ama iddialıydı. "Bir kadının baldırıyla hatırlanmayacağım. Ölene kadar başrol olacağım" demişti. Öyle de oldu. 88 yıllık hayatına 130'a yakın film, 20 dizi, 30 tiyatro oyunu, 10 yönetmenlik deneyimi ve 20 senaryo yazarlığı sığdırdı.
Akbaş, sıkı Galatasaraylıydı. Genellikle Levent'teki kulüp binasına çağırırdı herkesi. Hem çok eleştirir hem de kimseye laf söyletmezdi. Küfürün yakıştığı nadir insanlardandı. Yakın dostları o küfür etsin diye kızdırır, damarına basarlardı. O da onlara gereken cevabı yapıştırırdı. "Hayatım film olur da o film bitmez" demişti. Oyunculuğunun yanı sıra çok da iyi insandı Aydemir abi. Uçağa binmekten korktuğu için şehir dışı işlerine gitmeyi pek sevmez, gitmek zorunda kalırsa kara yolunu tercih ederdi. Yaptığımız bir röportajda, "Kemal Sunal gibi uçakta ölmek istemiyorum" demişti. Onun bu durumuna en çok yakın dostu İbrahim Tatlıses bozuluyordu. "İbrahim'le yola çıktığımızda sürekli sigara içerdim. O da istemezdi" diye anlatıyordu o anları.
2 kere boşanıp 3 kez evlendiği 60 yıllık eşi Beyhan Hanım'la çocukları olmadı. Sebebini de şöyle anlatmıştı: "Bizim çocuğumuz prematüre doğdu ama yaşamadı. Çok çocuk düşürdü Beyhan. Yıllar sonra öğrendik ki, kedilerden, hamile kadınlara geçen toxoplasma isimli bir enfeksiyon geçirmiş. Şu an iki kedim var. Yama ve Zeytin. Bizim çocuklarımız onlar." Gerçekten de kedilerini çok severdi. Hatta onların rahatı için Topağacı'ndaki evinden Mecidiyeköy'e taşınmıştı. Oradaki evinin kapılarını da eşi Beyhan Hanım'la birlikte ilk kez bana açmışlardı. Seni hep güler yüzünle, esprili kişiliğinle hatırlayacağım Aydemir abi. Mekanın cennet olsun.
CENAZE TÖRENİ BUGÜN
Merhum sanatçı için bugün saat 11:00'de Galatasaray Lisesi'nde anma töreni düzenlenecek. Akbaş'ın cenazesi, Levent Barbaros Hayrettin Paşa Camii'nden kılınacak öğle namazının ardından Feriköy Mezarlığı'na defnedilecek.
HABABAM'IN 'BACAKSIZ'I DA GİTTİ
Aydemir abinin vefat haberiyle sarsıldığımız gün bir acı haber de yine sinema dünyasından geldi. 'Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı' ve 'Hababam Sınıfı Uyanıyor' filmlerinde 'Bacaksız' lakaplı öğrenci rolüyle tanınan Tuncay Akça (60), geçirdiği kalp krizi sonucu İstanbul'da yaşamını yitirdi. 1963 Kastamonu doğumlu Akça sinemamızın ilk çocuk oyuncularından biriydi. 'Hababam Sınıfı'nda tek ayak üstünde duran, haylazları görüp gülmesiyle hatırlanan oyuncu, en son yine Hababam'dan arkadaşları Ahmet Arıman ve Teoman Ayık ile birlikte kurdukları Yeşilçam Vokal Grubu'yla açılışlara gidip Yeşilçam şarkılarını seslendiriyordu. Akça, dün son yolculuğuna uğurlandı. Allah rahmet eylesin.