Başarılı oyuncu Taner Rumeli Atv dizisi 'Kuruluş Osman'a bu sezon dâhil oldu. Bizans celladı olarak bilinen İmren Tegin adlı karakteri canlandıran oyuncu, kısa zamanda performansıyla göz doldurdu. Osman Bey'in yeni düşmanlarından olan Tegin için, "Güçlü düşmanlar kahramanı büyütür. Seyircinin bana kızdığını biliyorum ama karakteri sevdim" diyor. 26 yıldır oyunculuk yapan oyuncuyla 'Kuruluş Osman' macerasını konuştuk.
Taner Bey hayırlı olsun. 'Kuruluş Osman' maceranız hızlı başladı? Nasıl bir setle karşılaştınız, nasıl karşılandınız?
Çok detaylı ve zor bir işte çalışıyoruz. Çok geniş ve azimli bir ekiple karşılaştım öncelikle. Hem oyuncu arkadaşlarım hem yönetmenlerim hem kamera arkasındaki ekip arkadaşlarım hızlı adapte olmam için ellerinden geleni yaptılar, sağ olsunlar. Sette iş arkadaşlığından öte bir can yoldaşlığı oluşmuş. Bu da zor olan her şeyi bir nebze olsun kolaylaştırıyor.
Türkiye'nin en çok izlenen dizilerinden birinde yer almak nasıl bir duygu? Reytinglerde birinci olmak, sizi nasıl etkiliyor?
Tabii ki çok güzel, insanı motive eden bir duygu. Bir sanat üreticisi olarak bizim en öncelikli talebimiz, yaptığımız işi seyircinin takdir etmesidir. Reyting de bu takdirin önemli göstergelerinden biri. Tüm seyircilerimize bir kez daha teşekkür edelim.
Dizi 5. sezonunda da büyük bir ilgiyle izleniyor. Siz bu ilgiyi başarıyı neye bağlıyorsunuz?
Uzun yıllar süren başarıların tesadüf olduğuna inanmam. Sürdürülebilirlik günümüzdeki en önemli zorluk. Bu kadar büyük bir başarı ancak istikrarlı, azimli ve detaylı bir çalışmanın ürünü olabilir. İçeri girince bunun gerçekten böyle olduğunu bir kez daha görmüş oldum. Heyecanla ve sevilerek üretilen bir iş. Bu da seyirciye yansıyor.
Tarih ile aranız nasıl, sever misiniz? Dizinin anlattığı döneme hâkim misiniz?
Tarihi çok severim ama çok da hâkim olduğum alanlardan biridir diyemem. Ancak oynadığım rollerin yaşadığı dönemleri her zaman araştırırım. Şimdi dizinin anlattığı bu dönemi okumaya başladım.
ATLARLA VAKİT GEÇİRMEK BANA HUZUR VERİYOR
Öyle Bir Geçer Zamanki dizisini saymazsak daha önce bu tür bir dönem işinde oynamış mıydınız? Sevdiğiniz bir tür mü dönem?
Aslında biri hiç yayınlanmayan (Atlılar) diğeri esasen Rusya için çekilmiş ama 13 bölümü Türkiye'de de yayınlanan (Kalbimin Sultanı) 2 dönem işim daha olmuştu. Dönem işinin en güzel tarafı mekanlar, kostümler, günümüze ait olmayan hikayeler derken, gerçekten kendin olmayan birini oynama fırsatı veriyor olması. Tabii bir de atlar. Atlarla vakit geçirmek bana huzur veriyor. Çok özel hayvanlar bence.
At binme ve silah kullanma sahneleri zorlu geçiyor mu? O kostümlerle neler hissediyorsunuz?
Bir dönem işinin en zor yanı kostüm olabilir bence. Çok güzel görünen o kostümleri taşımak gerçekten bazen çok zor olabiliyor. Benim kostümüm toplamda 10 kilo falan olabilir. Bazen ata binmekte ve dövüş sahnelerinde çok zor ve de komik durumlara düştüğümü söyleyebilirim. Ama gerçekten keyif aldığımı da söylemem gerek. Tabii çok ciddi bir kondisyona sahip olmak gerekiyor. Ben de yavaş yavaş alışıyorum.
Canlandırdığınız karakter İmren Tegin, Bizans celladı olarak biliniyor. Karakteri sevdiniz mi?
Gerçekten sevdim. Seyircinin bana kızdığını biliyorum tabii ki ama bu da benim işimi doğru yaptığım anlamına geliyor sanki. İmren Tegin iddialı ve bana hiç benzemeyen bir karakter. Bir oyuncu olarak bana yeni şeyler deneme fırsatı sunuyor. Mesela mavi lenslerim çok hoşuma gitti.
Dizi bu sezon itibarıyla bambaşka bir yola evrildi. Osman Bey'in devlet aşkını, mücadelesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tarihe baktığımızda Osman Bey'in mücadelesinin ne kadar önemli, büyük ve tarihin akışını değiştiren bir mücadele olduğu kanıtlandı. Ben ne söylesem az kalır. Osmanlı Devleti'nin kuruluşu ve dönüştüğü imparatorluk dünya tarihinin seyrini değiştirmiştir.
GÜÇLÜ DÜŞMANLAR KAHRAMANLARI BÜYÜTÜR
Osman beyle İmren Tegin'in ilk karşılaşması, Osman beye meydan okuması etkili bir sahneydi. Sizin için nasıl geçti o sahne?
Benim için de heyecanlı ama güzel bir sahneydi. Güçlü düşmanlar her zaman kahramanları büyütür.
Burak Özçivit hakkında neler söylemek istersiniz? Daha önce tanışıyor muydunuz?
Sette tanıştık. Oyuncu arkadaşlarımın beni ilgilendiren en önemli kısmı nasıl bir oyun arkadaşı olduğudur. Biz özünde beraber oyun oynayan insanlarız. Burak çok kibar ve mütevazı bir insan olmanın dışında bence hem iyi bir oyuncu hem de iyi bir oyun arkadaşı. Çok zor bir işi kolaymış gibi gösteriyor. Etrafı için de kolaylaştırıyor bence.
ŞÖHRET TAŞIMASI AĞIR BİR YÜK
Çocukluğumdan beri kendi oyunlarımı kendim yaratır, oynar arkadaşlarıma oynatırdım. Çok hareketli ve hayal gücü yüksek bir çocuktum. Ama tiyatro ile lisede tanıştım. Sahneye ilk adım attığım anda aşık oldum diyebilirim. 13 yaşındaydım. 26 yıldır aynı aşkla mesleğimi yapıyorum. Binbir zorlukla boğuştum ama hiç başka bir şey yapmayı düşünmedim. 12 yıldır İstanbul'dayım. Geldiğime de pişman olmadım.
Oyunculuk uzun bir maraton. Hayat boyu süren emekliliği olmayan bir meslek. Daha çok zorluk yaşayacağıma da büyük hayallerime kavuşacağıma da emin gibiyim.
Ben işimi yapmayı ve işim özelinde çalışıp kendimi geliştirmeyi çok seviyorum. Vaktimi buna ve dinlenmeye harcıyorum. Hepimizin son tahlilde bir oyun işçisi olduğuna inanıyorum. Bu yüzden kimseyle bir derdim de yok.
Şöhret taşıması ağır bir yük. Bizim kostümlerimiz gibi. Dışarıdan bakınca çok güzel ama onu taşımak başlı başına bir iş. Her basamağı yönetilmesi gereken ayrı bir iş diyebilirim.
Uluslararası işler yapmak istiyorum. Festivaller gezmek istiyorum. Kariyerimde en eksik taraf bu. Tiyatro ya da sinema festivallerinde sahnede olmak öncelikli hedeflerim arasında.