'Ayrılsak da Beraberiz', 'Çocuklar Duymasın' ve 'Seksenler' gibi bir döneme damgasını vurmuş dizilere imza atan yapımcısı ve senarist Birol Güven'in Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü görevine getirilmesi yine sosyal medyada günün konusu oldu. Güven'i sadece komedi dizisi yazarı olarak gören, ön yargıyla yaklaşma huyundan vazgeçmeyen çoğu kişi, 'Sinema ne alaka' diye yorum yaptı. Ancak Güven kendi kurduğu yapım şirketiyle, yaklaşık 30 yıllık sektör tecrübesiyle, az önce saydığım dizilerin yanı sıra pek çok yapıma imza attı.
'Bayrampaşa: Ben Fazla Kalmayacağım', 'Dersimiz Atatürk', 'Mandıra Filozofu', 'Mandıra Filozofu İstanbul' filmleriyle sinema sektöründe izlenen, beğenilen işlere imza atan Güven, ortak yapımcısı olduğu 'Güzel Günler Göreceğiz' filmi ile 2011 yılında Antalya Film Festivali'nde En İyi Film ödülünü aldı. Yazı dilini, mizahını sevdiğim bir ismin sinema alanında önemli bir pozisyona gelmesine bir sinemasever olarak sevindim doğrusu.
Özellikle ülkemizde yurt dışı ortaklı işlerde önemli prodüksiyonların yapılacağını düşündüğümüzde Güven'in vizyonuna çok ihtiyacımız olacak. Kendisine başarılar diliyorum ve yeni projelerini merakla bekliyorum. Öte yandan Güven'in koltuğu devraldığı önceki müdür Erkin Yılmaz'ı da unutmamak gerek. Yılmaz'a da Telif Hakları Genel Müdürü olarak yeni görevinde başarılar diliyorum.
Bursa'dan Malmö'ye
Nursen Çetin Köreken'in yazıp yönettiği 'Üç Arkadaş' filmi 9-15 Mart tarihleri arasında Malmö'de düzenlenecek olan dünyanın en prestijli Çocuk ve Gençlik Film Festivalleri'nden biri olan 41. BUFF Film Festivali'nin uluslararası/resmi yarışma bölümünde yarışacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü'nün desteğiyle çekilen filmi ilginç kılan ise kadrosunun Bursa'nın Yenişehir ilçesinde yaşayan amatör oyunculardan oluşması.
Filmin başrollerindeki Buse Demirağ (15), Halime Gülda Aydın (13) ve Görkem Sağ (14), yüz çocuk arasından yapılan atölyelerle seçilmiş. Yenişehir'de 100'den fazla çocuğa 10 ay boyunca Kamera Önü Oyunculuk, Sinema ve Yaratıcı Drama eğitimleri veren yönetmen Köreken'in çabaları boşa çıkmamış. Nitekim burada ders gören 40 çocuk ve eğitimleri tamamlayan 25 yetişkin amatör oyuncu filmde rol almış.
İstanbul Modern'de dokuma atölyesi
Başarılı dokuma sanatçısı Fırat Nezioğlu dur durak bilmiyor. Yurt dışındaki moda haftalarında, defilelerde ülkemizi başarıyla temsil eden genç sanatçı bir yandan kendi atölyesinde dokuma kursları vermeye devam ediyor. Aynı zamanda Avrupa Tasarım Enstitüsü tarafından organize edilen 'Enheduanna' projesinde jüri üyeliği görevini üstlenen Neziroğlu yarın İstanbul Modern'de dokuma atölyesi verecek.
Doğa ve çevreyle kurulan bağı sanat yoluyla güçlendirmeyi hedefleyen Eco Art Lab eğitim programı kapsamında katılımcılar, kullanım süresi dolmuş nesneleri sanat malzemesine ya da tasarım ürünlerine dönüştürmeye çalışacak. Dokuma sanatına ve geri dönüştürmeye merakı olanlar kaçırmasın.
Başarı merdivenleri eller cepte çıkılmıyor
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı, Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) ev sahipliğinde düzenlenen EGE Kariyer Fuarı'na konuk oldu. Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi koordinasyonunda gerçekleşen etkinlikte öğrencilerle sohbet eden Tamer Karadağlı samimi açıklamalarda bulundu. "Gençlere hayallerinizden vazgeçmeyin" öğüdü veren Karadağlı, genel müdürlük göreviyle ilgili de konuştu. Karadağlı, "Genel müdürlük kısmı hiç hayal ettiğim bir şey değildi ama ben buna cesaret ettim. Hayatımda bir değişime sebep oldu. Çünkü elli yaşında bürokrasiye girmek gerçekten çok meşakkatli. Tam rahat edeceğim, belli bir yaşa geldim, kanıtlayacak bir şeyim yok derken yeni bir mücadele başladı. Altı aydır gece gündüz çalışıyorum. Çok yoruluyorum ama inanılmaz keyifli bir yorgunluk" dedi.
DT'ye dokunuşlarına yakından tanık olduğum Karadağlı'nın şu sözleri de dikkatimi çekti: "Ben kendi kariyerimde o kadar çok inişler çıkışlar yaşadım ki... Başarısızlıklarınız sizi bir yere getiriyor. Çünkü mücadele etmeyi öğreniyorsunuz. Başarının merdivenleri elleriniz cebinde çıkılamıyor ne yazık ki.."
Karadağlı'nın, sürekli başarılı olmalarını arzuladığımız ve yarış atı gibi gördüğümüz çocuklarımıza aslında başarısızlığın da doğal olduğunu, önemli olanın hatalardan ders almak olduğunu vurgulaması, es geçilmemesi gereken bir nasihat.