İsrail'in Filistin'e bomba yağdırdığı masum sivillerin katledildiği, insanlık adına zor zamanlardan geçiyoruz. Savaş gerçekliğine maruz kaldığımız bu sıkıntılı günlerde yine sanatın iyileştirici gücüne sığınmaktan başka çaremiz yok. Bir yanımızda can pazarının yaşanmaya devam ettiği böyle bir atmosferde neyse ki savaş karşıtı bir oyun izledim geçtiğimiz akşam. Oyuncu Deniz Hamzaoğlu ve Deniz Barut'u aynı sahnede buluşturan 'Gellert Tepesi'nde Düş ve Gerçek' adlı oyun, kuşatma altındaki metruk bir eve sığınan bir kadınla bir erkeğin üzerlerine bomba yağarken yaşadıklarını aktarıyor.
Macar yazar Ferenc Karinthy'nin yazdığı ve Özge Kayakutlu'nun dilimize çevirdiği oyun, oldukça rahatsız edici siren sesleriyle başlıyor.
Barış Dinçel'in her zamanki gibi başarılı dekorundan, daha ilk başta bir sığınakta yaşananlara tanık olacağımızı anlıyoruz. Savaş sırasında tesadüfen aynı eve sığınan bir kadın bir erkek... Belli ki uzun süredir sığınaktalar ve artık bu dayanılmaz savaşın bitmesini, özgürlüğe kavuşmayı, en azından gün yüzü görmeyi umut ediyorlar. Nerede, ne zaman ve nasıl çıktığı belli olmayan bir savaş içinde kalan iki insanın tanıştıkça birbirlerine sığınmalarını, birbirlerinden güç alarak hayata tutunmalarını konu alan oyun, ikilinin üzerlerine bomba yağarken kurdukları hayallere ortak ediyor seyirciyi.
Asker kaçağı adamla, balerin olmak isteyen kadın bir anlamda, gelecekte yaşamayı hayal ettikleri şeyleri oynuyorlar... Bu noktada hangisinin düş hangisinin gerçek olduğunu anlamaya çalışırken, patlayan bombalar, uçak sesleri tüm bu rüyadan uyandırıyor herkesi. Zabit Erol imzalı ses ve ışık tasarımı da, bulunulan atmosferi, karakterlerin çaresizliğini, duygu geçişlerini, kapana sıkışmışlıklarını çok iyi yansıtıyor.
Savaşın acımasızlığı ve yıkıcılığını tüm gerçekliğiyle ortaya koyan oyunu Deniz Hamzaoğlu yönetmiş. İlk defa sahneye çıkan Deniz Barut kendisine başarılı şekilde eşlik etmiş. Birbirlerini daha önceden de tanıyan iki oyuncunun uyumu gayet iyi. İki Deniz'i, bu karamsar, sert oyun yerine daha eğlenceli bir oyunda, komedide mesela, izlemeyi isterdim. Belki o da ileride olur... Yolu açık olsun...
İstanbul'dan ilham alan Fransız Pop-Art sanatçısı geliyor
Sanat dünyasında Leonardo da Vinci'nin ölümünün 500'üncü yıl dönümü anma töreninde sergilediği ve çok konuşulan performansıyla tanınan asıl adı Jean-Baptiste Launay olan ünlü Fransız Pop-Art sanatçısı Jisbar, İstanbul'da sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.
Klasik sanatın ünlü figürlerini kişiselleştirip modern pop-art sanatıyla yeniden yorumlamasıyla tanınan Jisbar, "Jisbar İstanbul'da" isimli sergisini Kalyon Kültür Taş Konak'ta sergileyecek. Sergi, 8 Kasım'da kapılarını açacak ve 14 Şubat'a kadar ziyaretçilerini ağırlayacak.
D&R yazarlarla buluşturuyor
Kitapseverlerin her sene büyük bir ilgiyle takip ettiği geleneksel D&R Kitap Fuarı'nın yedincisi geçtiğimiz günlerde başladı. Geçtiğimiz yıl 5 milyona yakın kitapseveri ağırlayan fuarın bu yıl 6 milyon okuyucuyu ağırlaması bekleniyor. Tüm kitaplarda "ikinciye yüzde 60 indirim" fırsatıyla dikkat çeken ve herkesi okumaya davet eden fuar, aynı zamanda İlber Ortaylı, Emre Alkin, Buğra Gülsoy, Neslim Güngen, Ayşe Erbulak gibi isimlerin imza günlerine ev sahipliği yapacak. Kitap fuarı 5 Kasım'a kadar 218 yazarı okuyucularla buluşturacak.
İDSO'dan Atatürk'ü anma konseri
Atatürk Kültür Merkezi, kasım ayı programı açıklandı. İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası, Denizbank Konserleri kapsamında, Ulu Önderimiz Atatürk'ü anmak için bir konser verecek. 10 Kasım'da gerçekleşecek olan 'Büyük Lider Atatürk'ü Anma Konseri'ni Şef Gürer Aykal yönetecek. İDSO'nun, keman sanatçısı Pelin Halkacı Akın'a eşlik edeceği konser programında Ahmet Adnan Saygun'un Keman Konçertosu ve L. V. Beethoven'ın 1 no'lu senfonisinden eserler seslendirilecek.
Engelsiz Filmler Festivali başladı
Türkiye ve dünya sinemasının öne çıkan 42 filmin erişilebilir olarak gösterileceği 11. Engelsiz Filmler Festivali başladı. Puruli Kültür Sanat tarafından düzenlenen festivalin açılışı Ankara'da Kerkenez (Kes) ve Hoşçakal Yabancı (Goodbye Stranger) filmleriyle yapıldı. Kısa Film Yarışması kapsamındaki filmlere çevrim içi olarak ulaşılabilen festival 26 Ekim'e kadar sürecek. Ardından 4-5 Kasım tarihlerinde Eskişehir'de gerçekleşecek. Festivalde tüm gösterimler, sesli betimleme ve ayrıntılı altyazı ile izlenebiliyor.