Buğra Gülsoy ve Serhat Teoman'ı yaklaşık 10 yılın ardından yeniden birlikte tiyatro sahnesine çıkartan 'Cırcır Böcekleri İtler ve Biz' geçtiğimiz hafta içinde seyirciyle buluştu.
Birlikte kurdukları Art 12'nin ilk projesi olan oyunu Mert Öner yönetiyor. Tek perdelik oyunda ikiliye Burak Sarımola ve Ayşe Lebriz Berkem eşlik ediyor.
Pulitzer ödüllü Sam Sheperd'in 1980'de yazdığı oyun 2000'lerde Broadway'de, Philip Seymour Hoffman ile John Reilly, yakın zamanda ise Ethan Hawke ile Paul Dano gibi isimler tarafından oynanmıştı. Oyunda birbirine zıt iki kardeşin birbirlerini keşfetme ve birbirlerine dönüşme hikâyesini izliyoruz. Biri kentli, eğitimli, beyaz yakalı bir senarist. Diğeri, asi, doğada büyümüş, eğitimsiz, özgür ruhlu bir hırsız... Senaristi Buğra Gülsoy, hırsızı Serhat Teoman oynuyor. İki eski dostun uyumu tabii ki beklendiği gibi gayet iyi, birbirlerini çok iyi tamamlıyorlar.
Elindeki senaryosunu yapımcıya satarak sıkıştığı sistemin içinden kendine bir çıkış yolu bulmaya çalışan senarist ile hayatını sorgulayarak yeni arayışlar içinde olan sevgisiz büyümüş, bir veya biz olamamış iki kardeş, annelerinin evinde buluşup, yüzleşiyorlar ve birbirlerine dönüşüyorlar. Örneğin senarist olan ekmek kızartma makinası çalıyor başlıyor, hırsız da senin yaptığını ben de yaparım diyerek oturup senaryo yazmaya başlıyor. Birbirlerinin mesleğini yapmaya başlamaları, empati kurma çabaları şeklinde yorumlanırken aynı zamanda oyun; sisteme, paraya, sanata ve hayatın anlamına dair söylemleriyle hem düşündürmeyi hem de güldürmeyi başarıyor. Özellikle popüler olan satar mantığıyla yapımcının (Burak Sarımola) ilk senaryoya müdahaleleri, ardından daha gerçek bir hikâye bulduğunu düşünerek diğer kardeşin hikâyesine 'sulanması' sektörün durumunu göstermesi açısından çarpıcı bir örnekti.
Cem Yılmazer'in ışık ve dekor tasarımı yine başarılı. Özellikle giderek kapana sıkışmışlık hissi yaratan, sahne alanının daraltılması fikri iyi işlenmiş. İlk oyun olması sebebiyle yer yer aksayan tarafları olmasına rağmen, oyunun giderek daha da oturacağını düşünüyorum. Yolu açık olsun.
GENÇLER DEPREMZEDE YAŞITLARINA MORAL OLACAK
Çocuk ve gençlerin gelişimlerini tiyatro merkezli sanat programları ile desteklemek üzere bir sosyal girişim olarak kurulan Çocuk Genç Sanat Tiyatro tarafından sahnelenen, Türkiye'nin en büyük çocuk ve gençlik müzikali DOLAP, deprem bölgesindeki gençlerle buluşacak. Yaşları 8-18 arasında değişen 25 çocuk ve genç, depremzede yaşıtlarına ilham ve umut olmak için yola çıkıyorlar. 27 Eylül'de Gaziantep, 28 Eylül Adana ve 29 Eylül İskenderun'da gençlerle buluşacak olan müzikal, turnesine 1 Ekim'de İzmir'de devam edecek.
BİLMECELERLE TOPKAPI SARAYI'NI ÖĞRENİYORLAR
Çocuklarımıza tarihimizi ne kadar erken öğretirsek o kadar iyi. Bu amaçla yayınevlerinden çıkan her kitabı önemsiyorum. Bunlara bir yenisi de VakıfBank Kültür Yayınları'ndan eklendi. Lider Hepgenç ve Esat Zorkirişçi'nin hazırladığı Eslem Yaşar'ın resimlediği 'Bilmecelerle Topkapı Sarayı' adlı kitap, Kaan ve Aslan adlı iki çocuğun Topkapı Sarayı'nı keşfetmesini anlatıyor. Yaşlı bir ağacın sorduğu bilmeceler günlük hayatta da ebeveynlere ilham olacak nitelikte...
TÜRK KAHVESİ KÜLTÜRÜ BU SERGİDE
İstanbul'un dünyaya açılan kapısı olarak lanse edilen İstanbul Havalimanı içinde, yolcuları kültür ve sanatla buluşturmayı amaçlayan İGA ART yeni sergisini sanatseverlere sundu. Dış hatlar terminalinin giden yolcu bölümünde yer alan 'Kahve Aşkına' adlı sergi, Türk misafirperverliğinin en önemli sembollerinden olan Türk kahvesi ve hikâyesini gözler önüne seriyor. 152 yıllık bir kahve markası tarafından hazırlanan sergi ile dünyanın en çok yolcu kapasiteli havalimanında dış hatlardan uçacak olan her yolcu, artık Türk kahvesini öğrenmeden gitmeyecek. Küratörlüğünü Suna Altan'ın üstlendiği sergi 15 Ocak'a kadar sürecek.