BÜLENT SERTTAŞ
Sadece diyetle bol yürüyüşle 18 kilo verdim 2 ayda. 72 paket margarine denk geliyormuş 18 kilo. Un, şeker ve tuzdan kaçındım.
Yeni şarkım 'Neler Umdum Neler Buldum'u çıkardık. Klip yönetmenliğini ise eşim Selvi Serttaş yaptı.
Eşim Allah'ın bana lütfudur, bana her konuda yardımcı. O benim CEO'm. Allah onu başımızdan eksik etmesin. O isteyecek, ben yapacağım. Bu kılıbıklık değil, bu sevgi. O yüzden "İtaat et, rahat et" diyorum.
Benim hayat felsefem sevmek. Ne olursa olsun her şeye rağmen ben hayatı ve insanları çok seviyorum. İyi olmaya ve iyi giyinmeye çalışıyorum.
37 yaşına kadar beni "Aman evlenme" diye oyaladılar. Evlendim ondan sonra şöhretim daha da katlanarak arttı. Çünkü hep aile ortamlarına girdim. Benim müşterim 12'den önceki müşteri. Ama keşke 33 yaşında evlenseymişim.
Adana'da sahne alırken Hülya Avşar'dan Müslüm Gürses'e kadar birçok sanatçı geldi benim sahneme. Mustafa Topaloğlu beni aldı İstanbul'a getirdi.
İstanbul'a geldim, gazinoda başladığımın beşinci günü solist Akın Uğurlu 2 parça fazla okuduğum için beni kovdu. 22 yaşında delikanlıydım, özür diledim. Hayatımın dönüm noktası oydu.
Nejat Alp'lerden, Cengiz Kurtoğlu'na, Arif Susam'a kadar usta isimlerin yer aldığı dönemde Tarabya'da bana 10 gün ömür biçtiler. Bir buçuk sene sürdü, benim için üniversite gibiydi orası. 450 kişilik gazino her akşam doluydu.
'Bodrum' şarkısını çıkaracağım zaman bana "Okuma, sen halk müziği okuyorsun. Bu pop" dediler. Harbiden bozdu bizi. 'Çeşme' şarkımız çıkınca "Bülent Serttaş Turizm Bakanı olsun" dediler.
ONUR ŞAN
ÇOK BAĞLAMA KIRDIM
Her zaman dizi veya film kovalayan bir yapım yok. Denk gelince iyi oluyor. Ama müzik hep devam.
Türk halk müziği sorumluluğu bana ailemden geliyor. Severek yapıyorum, içi dolu şeyleri anlatmak hoşuma gidiyor. Sadece müzik yapmıyoruz. Yazılı bir tarihtir türküler. Yaşayan dinamik bir şey.
Her yöreden söylemeye çalışıyorum ama ben Orta ve Doğu Anadolu'ya daha yatkın buluyorum kendimi. Zaten Sivaslıyım.
Çok bağlamam oldu, çok da kırmışlığım var. İlk bağlamam hâlâ duruyor. O saz amcamın babama verdiği, babamın da bana verdiği bir saz.
DENİZ TOPRAK
TÜRKÜ BİZİM ÇİMENTOMUZ
40 saat sonra enkazdan çıkan 9 yaşındaki Yağmur'un hayali beni görmek, tanımaktı. Hemen Kahramanmaraş'ta hastaneye gittim onun yanına, birlikte türkü söyledik. O andan sonra bende çok şey değişti.
Bir mucize yaşadım gerçekten. Hatırlarsınız, bir yavrumuz da enkazdan Zeynep Bastık şarkısıyla çıkmıştı. "Biri de beni söylese koşa koşa gitsem" diye içimden geçirdim. Çağırmışım demek. Tabii ki gönül onlarla bu şekilde tanışmak, karşılaşmayı istemez. Onlarla irtibatım devam edecek.
Türk Halk Müziği sanatçısı olmak bir sorumluluk gerektiriyor. Türkü bizim çimentomuz, olmazsa olmazımız. En görkemli düğün bile türküsüz, halaysız olmaz.
Türkünün özünü bozmadan modern şekilde sunmayı bir rapçiyle birleştirmeye hep açığım. Uzi ile bir türkümü birleştirmişler. İnanılmaz ilgi görüyor.