Ülkemizde yaşanan deprem felaketi sebebiyle birçok sinema filminin çekim takvimi ve vizyon tarihi ertelendi. Onlardan biri de ünlü yönetmen Guy Ritchie'nin yeni filmi 'The Ministry of Ungentlemanly Warfare'. Hatırlarsanız Ritchie, Jason Statham ile Hugh Grant'ın başrollerinde olduğu ve geçtiğimiz haftalarda Türkiye'de vizyona giren 'Servet Operasyonu'nun bir bölümünü Antalya'da çekmişti.
Ülkemizi ve Antalya'yı sevdiğini her fırsatta dile getiren ünlü yönetmen, kadrosunda 'Süpermen'i canlandıran Henry Cavill'in de yer aldığı yeni filmine 13 Şubat'ta başlamayı planlıyordu. Yurt dışı çekimleri 10 gün önce başlayan filmin Türkiye çekim takviminde ise biraz sarkma olduğunu öğrendim. Filmin Türkiye'deki yapım sorumlusuyla da görüşme imkânım oldu. Kendilerinin hazırlık çalışmalarına başladıklarını ancak Ritchie ile Cavill'in Türkiye'ye ne zaman geleceği konusunda bilgi veremeyeceğini söyledi.
Dolayısıyla Antalya'nın Süperman'i görebilmesi için biraz daha beklemesi gerekecek. Önümüzdeki yıl gösterime girmesi planlanan film, Nazilerle mücadele için kurulan özel bir askeri birliğin hikâyesini anlatacak. 'Süpermen' karakteri başta olmak üzere pek çok aksiyon filminde boy gösteren Cavill filmde, yürütülen gizli operasyonun liderini oynayacak. Cavill'e; 'Baby Driver', 'Godzilla vs. Kong' gibi filmlerle tanınan Meksikalı oyuncu Eiza Gonzalez eşlik edecek. Filmde ayrıca Alan Ritchson, Cary Elwes, Alex Pettyfer, Til Schweiger, Hero Fiennes Tiffin, Henrique Zaga, Babs Olusanmokun da rol alacak.
AVANOS'TA SİNEMAYA VURULAN O ÇOCUK!
Memleketimizin her yanı film seti. Sadece bugün değil geçmişte de öyleydi. Mesela, Yıl 1972... Yer Nevşehir... Ünlü aktör Tony Curtis; Marilyn Monroe ile başrolünü paylaştıkları 'Bazıları Sıcak Sever' filmiyle dünyaca ün kazanmış, ardından Kubrick'in Spartacus filmiyle ortalığı yakıp yıkmış. İşte o Curtis'in başrolünde yer aldığı filmin çekimleri Avanos'ta yapılırken bir ortaokul çocuğu, memleketine gelen bu dünya starını merak ediyor. Bir yolunu bulup sete gidiyor, hatta Curtis'e gazoz bile veriyor.
Bir bakıyor ki filmde bizim Türk oyuncular Fikret Hakan'la Salih Güney de var. Gözlerine inanamıyor. Hemen onların peşine takılıyor. Atların koşuştuğu, mermilerin havada uçuştuğu, bombaların patladığı bu Hollywood yapımı filmi hiç unutmuyor. Ve o gün sinemaya sevdalanıyor. Aradan yıllar geçiyor, tıp okuyup doktor oluyor ama içindeki sinema aşkı hiç sönmüyor. Nuri Bilge Ceylan'ın 'Bir Zamanlar Anadolu'da' adlı filmi başta olmak üzere senaryolar kaleme alıyor, ödüller alıyor, filmlerde oynuyor, kitaplar yazıyor. İşte o çocuk yıllar sonra yazar, yönetmen, oyuncu, senarist olarak adından bahsettirmeyi başaran Ercan Kesal... Bu anlattığım hikâyeyi çıkardığı son kitabı 'Cebimdeki Ekmek Kırıntıları'ndan alıntıladım. Kesal, sanatla yoğurduğu hayat yolculuğunda yaşadığı deneyimleri öyle güzel aktarıyor ki, yine bu kitabı da hızlıca akıp gitti. Biraz kafa dağıtmak, Kesal'ı yakından tanımak isteyenlere tavsiye ederim. Bu arada yukarıdaki filmi merak edenler için söyleyeyim, film Türkiye'de çekilmiş olmasına rağmen sansürlenip yasaklandığı için uzun süre ülkemizde gösterilememiş. Adı 'Her Zaman Kazanamazsın' olarak değişmiş.
MÜZİK YAŞAMDIR
İstanbul Filarmoni Derneği bu yıl ilk kez Klasik Müzik Festivali düzenliyor. "Müzik yaşamdır? şiarıyla hareket eden müzisyenler, yaşamın tam kalbinde yer alan ve insanları ayrım gözetmeksizin bir araya getirme gücü taşıyan müziğin de devam etmesi gerektiğine inandıklarını belirterek, festivali düzenleme kararı aldıklarını açıkladı.
23 Şubat - 5 Mart tarihleri arasında düzenlenecek festivalin 'Batıdan Doğuya' isimli açılış konseri Moda All Saints Kilisesi'nde gerçekleşecek. Türkiye ve Ermenistan'ın iyi komşuluk ilişkilerinin gelişmesine katkı sunmak amacıyla düzenlenen konsere yoğun bir ilgi var. Ermeni müzisyenlerin sahne alacağı konserin biletleri bitmiş bile. Festivalin ikinci konserinde ise genç yetenek piyanist Defne Erdem sahne alacak. Erdem; Bach, Beethoven, Mendelsnonh, Ravel ve Saygun'un eserlerini seslendirecek.
UMUT SİNEMASI'YLA ISINAN ÇOCUKLAR
Hatay'da yıkılan okulunda piyano çalan öğretmen yürekleri ısıtmıştı. Klasik müzik dinletisi sunan öğretmen kısa bir süre hayatı güzelleştirmişti. Bu tür 'hayat belirtileri' sadece deprem bölgesindekileri değil herkesi olumlu etkiliyor.
Bunun başka örneği Diyarbakır'da yaşandı. Kumrucuk İlkokulu öğretmeni Hasan Kartal çadır kentlerinde çocuklar için film gösterimleri düzenledi. Ellerinde meyve suları ve patlamış mısırlarıyla çizgi film izleyen çocukların yer aldığı çadırın ismi de 'Umut Sineması'ydı. Bu sinemada film izleyen, hayallere dalan çocuklar umutlarını hiç kaybetmez umarım...