ORHAN KILIÇ
Kemal Başar'la birlikte rol aldığımız Ted Bundy oyunu devam ediyor. Bambaşka bir Ted Bundy portresi çiziyorum.
Babam "Sen başıma Cüneyt Arkın mı olacaksın?" diyerek oyuncu olmamı istemedi. "Ben ondan daha iyi olacağım" dedim, bugün bakıyorum ki, onun tırnağı bile olamamışım. Almanya'da konservatuvar okudum.
Almanya'da doğup büyümüş birisiyim, Türkçe'den daha iyi Almanca konuşuyorum. Ama kesinlikle ülkemizin yerini hiçbir yer tutmaz. Herkes oraları toz pembe sanıyor ama bugün, hayat hiçbir yerde kolay değil. Orada döner 3.5 Euro'ydu, şimdi 10 Euro. Almanya için bu çok büyük bir olay.
Almanya, Türklere çifte vatandaşlığı yasakladı. Başka ülkelere yasaklamıyor. Daha yeni yeni ayıp mı ediyoruz kafasına geldiler. Orada devlet tiyatrosunda rol aldığım için Alman vatandaşlığına geçmiştim. Çifte vatandaşlık hakkımızı vermezlerse, Türk vatandaşlığına geçeceğim. Alman vatandaşlığı umurumda değil.
O dönem babam üç ay konuşmadı Alman vatandaşı olduğum için. Devlet Tiyatrosunda oynadığım için mecburen Almanya vatandaşı oldum. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, başbakanken "Korkmayın entegre olun" demişti. O gazla Alman vatandaşı oldum. Artık benim için hiçbir manası yok. Artık oğlumun Almanya'ya gitmesi şart değil, Almanlar burada. Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar. Bu toprakların kıymetini bilelim, çok güzel memleketteyiz.
Almanlar hep çıkarını düşünürler. Hiçbir zaman Türk-Alman dostluğu olmadı. 1960'lı yıllarda kültürlerine yakın olanları çağırdılar işçi olarak, Türkleri çağırmak hiç istemediler. Amerika'nın baskısıyla Türkler'i aldılar. Anadolu'ya bilim adamları yollayıp bölgedeki zeka seviyesini tespit ettiler. Almanlar böyle bir millet. Kimse başka milletler için güzelleme yapmasın. Türklükten utanmayacağız, çok iyi eğitimli olup, onları çok iyi anlayıp, kendimizi çok iyi anlatacağız. Bilakis gururlu ve mağrur olacaksın. Ben oğlumu öyle yetiştiriyorum.
MİNA DERMAN
SETTE HERKES AİLEM GİBİ
20 yaşındayım ama kendimi bildim bileli hep sanatın bir dalıyla uğraşıyorum. Sanatla ilgili bir iş yapacağımı biliyordum. Özel bir kurumda oyunculuk eğitimi aldım. İtalya'da iyi bir sanat okulunda Grafik Tasarım üzerine kabulüm gelmişken, oyunculuk dışında başka bir şey yapmak istemedim. Ailem de destekledi. 16 yaşından beri severek yapıyorum, o zamandan beri 5. işim.
Senaryoyu okuduğumda çok etkilendim. İlk bölümü doya doya okudum. Suna Karakterini ve işi daha okurken çok benimsedim. Sette çok güzel bir enerji var. Birbirimizi çok seviyoruz. O da işe yansıyor bence. Dayım eniştem yengem hepsi ailemden gibi oldu.
17 yaşındaki bir kızı oynuyorum. Babası 17 yıl sonra gelmiş ve yeni başka bir ailesi olduğunu öğreniyor. Çok büyük bir travma aslında. Aynı duruma düşmek istemezdim, aynı durumu yaşasam ben de Suna gibi tepki verebilirdim.
AYÇA KOYUNOĞLU
ACIM HİÇ DİNMEYECEK, HAYAT DEVAM EDİYOR
OYUNDA 10 farklı karakteri oynuyorum. Orta Oyunu, Gölge oyunu gibi geleneksel Türk tiyatrosunun motiflerini kullanarak oynuyoruz. Oyunumuzun 3. Temsil günü maalesef babamı kaybettim. Akşamına sahneye çıktım. Mezarlıktan tiyatroya geldik. Çıkmayabilirdim ama sahneye çıkmayı tercih ettim. Benim acım hiç dinmeyecek. Sonuçta hayat devam ediyor. Yaşasaydı o da böyle olmasını isterdi. Seyircimiz de alkışlarıyla çok mutlu ettiler beni.
FATİH KOYUNOĞLU
EN BÜYÜK HAYALİMİZİ GERÇEKLEŞTİRDİK
Eşim Ayça'yla birlikte tiyatro kurma hayalimizi gerçekleştirdik. 'Tiyatro Hayali' diye bir tiyatro kurduk ve ilk oyunumuzu sahnelemeye başladık. Ahmet Sami Özbudak'ın yazdığı Emrah Eren'in yönettiği 'Aşk Hikâyen Düşmüş' adlı oyunumuzu oynuyoruz. Aşktan bahsediyoruz, Çukurcuma'dan Caferağa'dan bahsediyoruz. Seyirciyle direkt buluşabiliyoruz. Hayalimiz hiç bitmiyor. Şimdiki hayalimiz de kendi oyunlarını kendi sahnesinde sergileyen, kendi oyuncularını yetiştiren bir tiyatro olmak.