1990'lı yılların başında atv'de yayınlanan 'Mahallenin Muhtarları' dizisiyle tanınan ve daha sonra yer aldığı projelerle geniş kitlelere ulaşmayı başaran usta oyuncu Erkan Can, yine atv ekranlarında seyirciyle buluşuyor. Komedi ile başladığı ekran macerası yıllar içinde ağır abi rollerine evrilen Can, şu sıralar atv'nin iddialı dizisi 'Ben Bu Cihana Sığmazam'da rol alıyor. Dizide Oktay Kaynarca'nın canlandırdığı Cezayir'in eski dostu olan Ekabir'e hayat veren Can, 'Oktay'la biz, aynı Ekabir'le Cezayir gibi çok eski dostuz. 38 yılık eski arkadaşız. Bu dizide olmamın en büyük sebebi Oktay'la eskiye dayanan arkadaşlığımız' dedi. Dostluklara çok önem verdiğini söyleyen Can, sanat hayatında 48 yılı devirdi. Sinema, dizi ve tiyatro sahnelerinin aranan ismi olan Can, 'Ünlü olma duygusunu 16 yaşından beri yaşıyorum ama şöhretin büyüsüne kapılmadım' diyor.
Ben Bu Cihana Sığmazam dizisine dâhil olma sürecinden bahseder misiniz? Neydi sizi ikna eden?
İkna olacak bir şey yok. Beni bilen bilir. Oktay Kaynarca benim konservatuvardan sınıf arkadaşım. 38 yıldır ilişkimiz, dostluğumuz hiç kopmadı, hep devam etti. Bana bu diziden ve rolden bahsedince kıramadım. Oktay'ın teklifini kabul etmemin en büyük nedeni de eskiye dayanan arkadaşlığımız. Oktay çok hakkaniyetli, adaletli, düzgün, tertemiz kalbi olan bir adamdır. Çok da iyi oyuncudur. Tiyatroda çocuk oyunları yapmıştık ama dizide hiç, bir araya gelmemiştik, burada beraber olmamız çok iyi oldu.
ÇAYCISINDAN IŞIKÇISINA, SET 10 NUMARA
Canlandırdığınız karakterler gibi durumunuz yani.
Evet. Oktay'ın oynadığı Cezayir'le benim oynadığım Ekabir de çok eski dost. Uzun süre kaldığı hapisten çıkıp gelmiş. Feleğin çemberinden geçmiş bir adam aslında. Eski kabadayılardan ağır abilerden biri. Dizinin Ekabir'le ilgili olan kısmı ilerleyen bölümlerde işlenecek. O yüzden çok bilgi vermiyorum.
Ekabir gibi abileri tanıdınız mı?
Tabi ki tanıyorum, böyle çok insan var. Oturmasını kalkmasını bilen, racon bilen abiler bunlar. O hayatı da bilirim. Ben hemen hemen her türlü ortamda bulundum ama hep bir kenarda oturdum seyrettim. Tiyatroya başlamadan önce de öyleydi. Hep gözlem yaparım. Mesela Bursa'da kahvehanelerde çok bulundum ama oturup kağıt oynamışlığım yoktur. Tavla bile bilmem. Oyunculuğa başladıktan sonra da bu gözlemlerin çok faydasını gördüm. Sette de öyledir. Karavanıma çekilmem, seti göreceğim hakim bir yere geçerim, sahnemi beklerken seti izlerim. Kulağım hep yönetmendedir. "Erkan abi nerede?" demeden "Buradayım, hazırım" der, gelirim hemen.
Diziye sonradan dahil olmanız seyircide büyük bir heyecan yarattı. Sette nasıl karşılandınız?
Set on numara. Çaycısından ışıkçısına ayağımı yere bastırmıyorlar. Ben de onlara kırmadan dökmeden elimden geldiğince saygı çerçevesinde yaklaşıyorum. Bu iş böyle karşılıklı olur. Ben sette mutluyum.
Parayla ilişkiniz nasıl?
Çok para odaklı bir yapım yok. Geçmişte çok paralar da kaybettik. İyi niyetimizin kurbanı olduk. Birilerine kefil olduk, buralardan çok yaralar aldık. Ama zamanında şöyle zorluk çektik diye yakınmayı sevmem. Onlar hep benim kazanımım, dersler çıkardık. Mesela okulda okurken Olgun (Şimşek) Erdal (Tosun) Gürdal (Tosun) Oktay (Kaynarca) aynı evde kaldığımız dönemlerde aldığımız parayı paylaşırdık. O zamanlar Erdallar dublaj yapıyordu, ben çocuk oyununda oynuyordum. Kazandığımızı ortaya koyardık. Cihangir'de Erdalların evinde çok yaşadım. Annesi Sevim teyzenin emeği çoktur üzerimizde. Çok besledi yedirdi doyurdu bizi. O ev bize 7/24 açıktı. Kızlı erkekli 10-15 kişi yattığımız olurdu. O yokluğa rağmen muhteşem günler güzel kardeşlikler yaşadık. Enseyi hiç karartmadan bugünlere kadar geldik.
20'Lİ YAŞLARA DÖNMEK İSTERDİM
Hiç hırsınız olmadı mı o dönemlerde?
Olmadı. Çok isyan da etmedim, zamanı geldiğinde olur. Biraz da hayat felsefem odur. Çok hırsım da yok. Olursa olur, olmazsa kafama takmam nasip değilmiş derim.
İnsan yaş aldıkça huysuz olur derler. Yaş almayı kafaya takar mısınız?
Kafama takmıyorum ama dersen ki bana hangi yaşa dönmek istersin 20 ile 23 arasına derim. Genç enerjik, yerimizde duramadığımız dönemler... Şimdi 65 yaşındayım. Tabi, ara sıra huysuzluklarımız oluyor ama komik yapıyorum onları. Kırmadan dökmeden yapmaya çok dikkat ediyorum. En korktuğum şey yanlış anlaşılmak. Ona çok dikkat ederim. Tek derdim kızıma iyi bir gelecek sağlamak. Biz gittikten sonra kimseye muhtaç olmasın yeter. Bana bu saatten sonra para lazım değil. Bir tas çorba içecek kapımız çok.
GENÇLER HEVESLERİNE KAPILMASIN
Genç oyuncular için rol model olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Genç nesille aranız nasıl? Eskiden usta çırak ilişkisi vardı. Tuncel Kurtiz, Ferhan Şensoy gibi çok ustam vardı benim. Ustalardan abilerden çok şey öğrendim. Şimdi gençlerle takılıyorum. Bildiklerimi aktarmaya çalışıyorum. Bunu böyle yaparsan olur, paranı biriktir, hızlı gitme gibi tavsiyelerde bulunuyorum. Gençlik başka bir şey. O hevese kapılmayacaksın. Hep sanıyorsun ki böyle devam edecek, etmez. Kendinize sağlığınıza iyi bakın, kendinize prensip edinin diyorum. Benim de bazı prensiplerim, disiplinim olmasaydı bugün bu noktada olmazdım.
EGOYU KISA TASMAYLA BAĞLADIM!
Sizinle ilgili olumsuz söz söyleyene denk gelmedim. Çok seviliyorsunuz. Bu ilgi ve sevgi karşısında ne hissediyorsunuz? Egoyu nasıl yönetiyorsunuz?
Herkesin egosu var. Egoyu kısa tasmayla bağladım, hep bağlı o. Biz eskiden böyleydik. Dedim ya disiplinimiz prensibimiz vardı diye. Kendini iyi tanımakla alakalı bir şey bu. Bursa'da tiyatroyla başladığım için belli bir disiplinle büyüdüm. O ünlü olma duygusunu 16 yaşından beri yaşıyorum. Mahallede ünlü tiyatrocuydum çünkü. Ego yaptığın zaman o egonu sıfırlarlar. Oralarda çok tırpan yedik. Oradan geldiğim için şöhretin büyüsüne kapılmadım. Ailemden, abilerden aldığımız terbiyeyle ayaklarımızı hep yere bastırdılar.
OYUNCU HER ROLÜ DENEMEK İSTER
Aslında komedi ile başlamıştınız. Yıllar içinde oyunculuk kariyeriniz bu tür ağır abi rollerine evrildi. Sevdiniz mi ağır abi rollerini?
Evet sevdim. Zaten öyle bir halimiz vardı. Roller de o şekilde gelmeye başladı. Buraya kadar ilerledik. Bir oyuncu her rolü denemek ister. Her rol bir eğlencedir, tadını çıkarmak gerekir. Rolünü sevmezsen olmaz zaten. O yüzden oyunculuk terapi gibidir. Kendi derdini unutup, dünya ile ilişkini kesersin ve role bir girersin paydos denene kadar terapi olursun. Ben bu tür rolleri oynamaktan memnunum. Seyircisi de var bu tür işlerin biliyorsunuz. Bu dizi de öyle.
TİYATRO VE SİNEMA PROJELERİ DEVAM EDİYOR
Tiyatroya ara verdiniz. Yeni bir proje olacak mı?
Güven Kıraç'la üzerinde çalıştığımız bir kabare var. Metin Akpınar sahneye koyacak. Daha çalışma aşamasındayız. Ne zaman sahneye çıkarız hiç bilmiyorum.
Sinemayı da ihmal etmiyorsunuz...
Evet. Tamirhane'de oynadım. 'Kendi Yolumda' filminde rol aldım. Onlar vizyona girdi. Gonca'nın (Vuslateri) bir filminde oynadım. Yakında girecek. Bir de Urfa'da bir film çektim.