Son olarak 'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz' dizisinde canlandırdığı 'İlyas' karakteriyle hayran kitlesini genişleten oyuncu Ozan Akbaba'nın yazıp başrolünde yer aldığı 'Anka' adlı filmi, dün gösterime girdi. 25 milyonluk bütçesiyle dikkat çeken yapım, Türkiye'nin ilk hız ve aksiyon filmi olma özelliği taşıyor. Akbaba ile 60'tan fazla özel yapım aracın yer aldığı filmi konuştuk...
■ Senaryosunu yazdığınız bir film izleyeceğiz. Hayalini kurduğunuz bir proje miydi?
Evet, aksiyon hep hayal ettiğim bir şeydi. 'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz' dizisi başlamadan önce yazmaya başlamıştım zaten. O günden bugüne farklı versiyonlarla bugünkü son haline evrildi hikaye. Bir sinema filmi yazmayı hep istiyordum. Hayalimi gerçekleştirdim. Bu hayalimi gerçeğe dönüştürmemde bana en büyük desteği eşim Buket verdi. Yazım sürecinin her aşamasında onun fikrini aldım. Kendisi de filmin genel koordinatörü.
■ Arabaların ön planda olduğu bir film yapmak nereden aklınıza geldi?
Evet, bu arabaların dünyasını anlatan bir film. Türk sinemasında böyle bir filmin örneği yok. Bu alanda bir boşluk olduğunu gördüm. Bu tarz bir filmi kimse yapmıyordu. Ben kendimi buna çok şartlamıştım ve 'Ben yapacağım' dedim. Sağ olsun yapımcımız Müşfik bana inandı ve çok destek oldu. Ortaya da şahane bir iş çıktı.
■ Yapımcıyla yolunuz nasıl kesişti?
Bir ilaç firmasının sahibi Müşvik Guluzade. Firmanın, Atatürk'ü anmak için çektiği 10 Kasım anma videosu sebebiyle bir araya geldik. Bu reklamda benim oynamamı istediler. Seve seve kabul ettim. Kendisine yapmak istediklerimden bahsettim. Projelerime çok sıcak baktı ve senaryomu okumak istediğini söyledi. Çok şanslıyız ki, hiçbir masraftan kaçınmadık.
BAĞDAT CADDESİ'Nİ KAPATTIK
■ Arabaları görünce akıllara 'Hızlı ve Öfkeli' filmleri geliyor...
Öyle akla gelmesi normal. Onun gibi bir film ama çıkış noktam o değildi. Senaryomun tamamen özgün olduğunu söyleyebilirim. Hem evrensel tutmaya çalıştım senaryoyu hem de de bizden öğeler taşısın, bize ait olsun istedim. Arabesk duygulardan beslenen bir hikayemiz var. Ancak çekim kalitesi ve prodüksiyonu açısından bir Hollywood filmi standartlarında. Bağdat Caddesi'ni bile kapattık bir sahne için. Yaklaşık 4 saat çekim yaptık orada, yapılamayanı yaptık.
■ Ne anlatıyor peki bu film?
Uzun zaman önce ailesini kaybetmiş 'Murat'ın, benim oynadığım karakterin, hayata tutunma çabası aslında. Geçirdikleri kaza sonucu ailesinin içinde yanarak hayatını kaybettiği araba, onun hayata tutunmasına yardımcı olan şeye dönüşüyor. Ailesinden yadigar bu arabayla yarışlara girmeye başlıyor, kazanıyor.
■ Anka da o arabanın ismi mi?
Evet, Anka o arabanın ismi. Bildiğimiz hikayedeki küllerinden doğma meselesinden yola çıkarak koyduğum bir isim. Burada da büyük bir başarı hikayesi var. Filmde hem dramatik anlamda hem de aksiyon olarak hiç boş bir plan yok. Bu da senaryoyu çok iyi algılayan yönetmenimiz Süleyman Mert Özdemir sayesinde oldu. Çok rahat çalıştık birlikte.
■ Yazdığınız metni oynamak nasıl bir his?
İnanılmaz keyifli ama yazdığım şeyi çok iyi oyuncuların oynadığını görmek daha keyifli. Gerçekten çok güzel bir oyuncu kadrosu oluşturduk. Bundan daha iyisini bulamazdık sanırım. Uğur Uzunel, Engin Hepileri, Serdar Orçin, Atilla Şendil, Deniz Işın gibi kaliteli isimler yer aldı. Konuk oyuncu olarak da yine çok önemli isimler filme katkı verdi. Bu anlamda da senaryosunu yazdığım ilk filmimde böylesine şahane bir ekiple çalışma şansına eriştiğim için çok mutluyum. Bana inanıp destek verdikleri için buradan hepsine ayrıca teşekkür ediyorum.
FİLMİ İZLEYENLER 'ADAMLAR YAPMIŞ' DİYECEK
■ Arabalar ne gibi işlemlerden sonra filmdeki son halini aldı?
O tabii ki başlı başına ayrı bir süreç. Anka dediğimiz araç bir Ford Taunus. Onu önce Adana'ya gönderdik. Standart 1.6 litrelik motor çıkarılıp yerine 8 silindir bir motor koyuldu. Direksiyon, lastikler, koltuklar, iç aksam her şey özel. O yüzden el yapımı diyoruz.
■ Sizin arabalarla aranız nasıl? Hız yapmayı sever misiniz?
Hızı seviyorum evet, zaten sevmesem, içimde aksiyon olmasa böyle bir işe yanaşamam. Ama trafikte uslu çocuğum. Sonuçta bir oğlum var.
■ Filmden çıktıktan sonra izleyenler gazlayacaklar galiba...
Bence gazlayacaklar. Çok iyi sahnelerimiz, görüntülerimiz var. İzleyenlere 'Adamlar yapmış' dedirtecek bir film. Çok saygı duyulacak bir iş çıkarmışlar diye düşündürmelerini isterim.
'ANKA'YA ERKEK FİLMİ DEMEK DOĞRU OLMAZ
■ Filmde tek kadın karakter var. Bu haliyle Anka'yı erkek filmi olarak nitelendirmeli miyiz?
Deniz Işın'ın oynadığı o karakter filmin öyle noktasında duruyor ki... Bütün karakterlerin neredeyse kesişme noktası. Bizim dişi bir hikayemiz var. Erkeksi tarafı aksiyonu ama diğer kalan her yer dişi tarafı temsil ediyor. Tamamıyla erkek filmi diye nitelendirmek doğru olmaz.... Kızın varlığı bu hikayenin çehresini oluşturuyor.
OYUNCU DEĞİL ARABA YAKIŞIKLI ÇIKSIN!
■ Filmde oyuncudan çok araba var. Oldukça maliyetli bir işe benziyor. Bütçesini öğrenebilir miyim?
Çok pahalı bir iş gerçekten. Yaklaşık 25 milyon bütçesiyle oldukça iddialı bir iş olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bu film için 60'tan fazla özel araba üretildi. 6 tanesi filmin başrolü neredeyse... Hatta ben oyuncu değil araba yakışıklı çıksın diye uğraştım. Burada en kötü arabanın bile ayağı yere değer. Çünkü arabaların dünyası bu.
TEHLİKELİ SAHNELER İÇİN SÜRÜŞ EĞİTİMİ ALDIK
■ Arabalarla çalışmak, sürekli direksiyon sallamak nasıldı?
Yorucu oldu. Öncesinde sürüş eğitimi de aldık. Dönem filminde ata binip kılıç sallamak gibi... Arabayla aksiyon yapmak kolay iş değil. Zor ama inanılmaz keyifliydi. Hız filmi yapıyoruz, tehlikeli sahnelerimiz var. Hareket halindeki arabanın camından çıkmak en basit sahnemizdi. Araçlar el yapımı olduğu için her şey olabiliyor, tekerlek fırlayabiliyor, direksiyon elinde kalabiliyor.