Domates, 3 Ağustos 1492 yılında denize açılan Christopher Columbus'un, 12 Ekim 1492 tarihinde Amerika'yı keşfi sonrasında 1550 yıllarında Avrupa'ya taşınmış ve süs bitkisi muamelesi görmüştür. İlk olarak İtalyanlar tarafından tüketilmeye başlanmıştır. 1570'li yıllarda İngilizlerin, İspanyolların bahçelerinde süs olarak yetiştirdiklerine dair kayıtlar mevcuttur.
Domatesi ilk başta Fransızlar 'pomme d'amour' olarak, İngilizler ise 'love apple' olarak ifade etmişler ve her ikisi de 'aşk elması' anlamına gelmektedir. Diğer bir taraftan İtalyanlar da 'poma d'oro' yani 'altın elma' adını vermişler.
Başka bir hikayeye göre de; İtalya'ya domatesi ilk getiren kişi 'Moor' adında biriymiş ve ondan dolayı 'pomo dei mori' adını almış.
Domatesin Avrupa'da yayılması pek kolay olmamış. İlk olarak domatesi kızartarak ve pişirerek yiyen insanlar bu tadı pek beğenmemişler. Fakat diğer taraftan domatesin zehirli olduğu düşünülüyormuş. Aslında pek de haksız sayılmazlar. Çünkü domatesin içerdiği asitten dolayı zehirlenme görülebilir. Özellikle çok fazla yeşil yani olgunlaşmamış domates yemek bu duruma neden olur.
Avrupa'da yaşayan zengin insanlar yüksek kurşun içeriğine sahip kalaylı tabaklardan yemek yiyorlardı. Domatesi bu tabaklarda yiyen insanlarda zehirlenme ve ölümlere yol açmıştı. Çünkü asit içeriği nedeniyle kurşunun çözülmesine ve kurşun zehirlenmesine neden oluyordu. Ancak fakir insanlarda bu durum gözlenmiyordu.
Fakir insanların tahtadan yapılma tabaklarda yemek yemeleri bunu önlüyordu. Bu durum o zamanlarda domatesin zehirli sanılmasına neden olmuştu. Bu nedenle 1800'lü yılların sonuna kadar özellikle fakir insanlar tarafından yiyecek olarak tercih edilmiştir.
1700'lü yollarda Fiorentinalı bir aşçı ilk defa domatesi pişirmiştir. Söz konusu aşçı domatesi çiğ olarak salatasında kullanınca ve bir de pizzası için sos yapınca domatesin önlenemez yükselişi başlamış.
ANADOLU'NUN DOMATES İLE TANIŞMASI
Anadolu'da domates ile ilgili ilk kayıtlara 3. Ahmet döneminde, Damat İbrahim Paşa'nın aylık olarak tuttuğu 1723 yılındaki masraf kayıtlarında rastlıyoruz. Domatesi Osmanlı'ya tanıtan ve tohumlarını ilk getiren kişi; Halep'te 1799-1825 yılları arasında görev yapan İngiliz konsolosu John Barker'dır. Akabinde domates ilk kez sultan Abdülmecid döneminde Anadolu'ya gelmiş, önce frenk elması denmiş, sonraları domates olarak adlandırılmış.
Peki domates sebze midir, yoksa meyve mi? Bu tartışmalı bir konu. Amerika'da 19. yüzyılın sonuna kadar domates meyve olarak tanımlandı. Çünkü sebzeler için yüzde 10 vergi verilmesi gerekiyordu. Bu vergiden kaçmak isteyen insanlar domatesi bir meyve olarak kabul etti. Ancak bir Yüksek Mahkeme bunun bir sebze olduğu ve vergi verilmesi yönünde karar verdi. Günümüzde botanikçiler domatesi meyve olarak kabul ediyorlar ve domatesi daha çok yaz aylarında tüketmemizi öneriyorlar.
Botanik açıdan incelendiğinde, domatesin çekirdekleri, bir başka deyişle tohumları içindedir, bu nedenle meyve olarak sınıflandırılır. Zira meyvenin botanik açıdan tanımının da "Bir bitkinin üreme organında bulunan ve genellikle tohum içeren yapılar" olduğu söylenir. Domates, bu tanıma uyduğundan kolayca meyve olarak tanımlanabilir.
ANTİOKSİDAN ETKİSİ BULUNUR
Domates, güçlü bir antioksidan olan likopen bakımından zengindir. Likopen, serbest radikallerle savaşarak hücre hasarını azaltabilir ve kanser, kalp hastalıkları ve diğer kronik hastalıkların riskini azaltabilir.
KALP SAĞLIĞINA İYİ GELİR
Domates, kalp sağlığı için faydalı olan potasyum, C vitamini ve lif açısından zengindir.
Potasyum, kan basıncını düzenlerken, C vitamini ve lif ise kolesterol seviyelerini kontrol eder ve kalp hastalığı riskini azaltır.
GÖZ SAĞLIĞINI ETKİLER
Domates, A vitamini ve lutein gibi bileşikler içerir. A vitamini, gece körlüğünü önlerken, lutein ise yaşa bağlı makula dejenerasyonu gibi göz hastalıklarının riskini azaltır.
SİNDİRİM SİSTEMİNE FAYDALIDIR
Domates, lif içeriği sayesinde sindirim sistemi sağlığına katkıda bulunur. Lif, bağırsak hareketlerini düzenler, kabızlığı önler ve sindirim sürecini destekler.
CİLT SAĞLIĞI ÜZERİNDE ETKİLİDİR
Domates, içerdiği C vitamini ve likopen sayesinde cilt sağlığını destekler. C vitamini, kollajen üretimini artırırken, likopen cildi serbest radikallere karşı korur ve yaşlanma belirtilerini azaltır.
KEMİK SAĞLIĞINA KATKI SUNAR
Domates, K vitamini ve kalsiyum gibi mineraller içerir. K vitamini, kemik sağlığını desteklerken, kalsiyum kemiklerin güçlenmesine yardımcı olur. Bu da osteoporoz riskini azaltır.