Hoşaf Farsça bir kelimedir. Halk arasında hoşaf kuru meyveden, komposto ise yaş veya taze meyveden yapılıyor gibi bir algı var. Hâlbuki gerçek böyle değil. Bunu Osmanlı kayıtları bize ispat ediyor. Öncelikle Osmanlı tariflerine ve menülere bakıldığında komposto ismine hiç rastlamıyorsunuz. 1844 yılında basılan ilk yemek kitabı; Melceü't Tabbah'ın (Aşçıların Sığınağı) içinde yer alan tarihi bilgilere göre de çeşit çeşit taze ve kuru meyvelerden hoşaflar yapılmış ve bunların tariflerine yer verilmiştir. Aşçılık tarihi ile ilgili önemli bu eser ve birçok eserde komposto değil de hoşaf tabirine yer verilmesi Türk mutfak kültüründe hoşafın yaygın olduğunu bizlere göstermektedir. Yine tariflere şöyle bir göz attığınızda her türlü meyveden hoşaf yapıldığını, meyvenin kuru veya yaş olmasının önemli olmadığı görülür. Yani aslında Osmanlı'da hoşafa, sonraki dönemde komposto şimdilerde ise meyve suyu denildiğine şahit oluyoruz. Hoşafın tam kökeni belirsiz olsa da, Orta Doğu, Balkanlar ve Orta Asya gibi bölgelerde köklü bir geçmişi bulunuyor. Tarihi kayıtlar, hoşafın antik dönemlere kadar uzandığını gösteriyor. Hoşaf, taze veya kuru meyvelerin suya eklenerek yumuşatılması ve tatlandırılmasıyla yapılan bir içecektir. Bu yöntem, meyvelerin su kaybını önleyerek saklanabilirliğini artırır ve meyvelerin daha uzun süre tüketilebilir olmasını sağlar. Bu nedenle hoşaf, tarihsel olarak meyvelerin hasat dönemlerinde meyve suyu ihtiyacını karşılamak için kullanılan bir yöntem.
HOŞGÖRÜ SİMGESİ
Hoşafın tarihi, Orta Doğu ve çevre bölgelerde eski çağlara kadar dayanmaktadır. Özellikle Pers, Osmanlı ve Arap kültürlerinde hoşafın tüketimi yaygındır. Hoşaf, ramazan ayında oruç açmak için kullanılan geleneksel bir içecektir ve Orta Doğu'da iftar sofralarının vazgeçilmez bir parçasıdır. Hoşafın tarihi, zaman içinde farklı kültürler tarafından benimsenerek çeşitli varyasyonlara ve lezzetlere dönüşmüş olabilir. Farklı meyveler, baharatlar ve tatlandırıcılar kullanılarak hoşafın çeşitli versiyonları ortaya çıkmıştır. Örneğin, Osmanlı mutfağında kayısı hoşafı, elma hoşafı ve erik hoşafı gibi farklı çeşitler bulunmaktadır. Hoşaf, Orta Doğu ve çevre bölgelerde sosyal etkileşim, misafirperverlik ve hoşgörü gibi değerlerle ilişkilendirilen bir içecektir. Hoşaf, aynı zamanda serinletici bir içecek olarak tercih edilmiş ve hâlâ geleneksel tarifleriyle birçok kültürde popülerdir. Hoşafın tarihi, meyvelerin suyu çıkarılarak yapılan içeceklerin tarihine uzanan köklü bir geçmişe sahiptir ve farklı kültürlerde farklı yorumlarla devam etmektedir.
VİTAMİN VE MİNERAL KAYNAĞI
Hoşaf birçok meyvenin birleşiminden oluştuğu için sağlığa oldukça faydalı bir içecektir. Uzmanların belirttiğine göre, mide rahatsızlıklarının tedavisinde önemli rol oynar. Böbreklerin düzenli çalışmasına yardım eder. Kalbi korur ve kansere karşı koruyucu etkisi vardır. İçinde bulundurduğu vitamin ve mineraller sayesinde vücuda güç kazandırır. Zihinsel yorgunluğun giderilmesine yardımcıdır. Hangi meyve ile yapılmış olursa olsun hoşaflar su ihtiyacımızı fazlasıyla karşılar. Böbreklerimizin düzenli çalışmasını sağlar ve mekanizmasını güçlendirir. İçerisindeki vitamin değerli ile vücudumuzu korur, günlük almamız gereken vitaminleri bünyesinde barındırır. Yediğimiz yemeklerin hazmını ve çiğnerken kolaylık elde etmemizi sağlar. İçeriğine konulan meyvelerin suyu kadar posaları da yararlıdır. Hem posasını hem de suyunu yemeli ve içmeliyiz.
MEYVE TAZE OLMALI
Geleneksel Türk mutfağının vazgeçilmez bir içeceği olan hoşafın lezzetinin püf noktası ise meyvelerin taze olmasıdır. Malzemenin en iyisini kullanmak işin sırrıdır. Biz de Keyveni'de hoşaf yapımında kullanmak için meyvelerimizi mevsimine göre özel olarak sipariş ediyoruz. Kaliteli ve taze olmasına özen gösteriyoruz. Hoşafta meyve kadar önemli bir diğer nokta ise, su ve şeker oranının çok iyi ayarlanmış olmasıdır. Günümüzde genelde hoşaf yaparken meyve ve şeker şurubuyla yetiniyorsak da geçmişte aroma vermesi için gülsuyu, portakal çiçeği suyu kullanılırmış. Usulüne göre doğranan meyveler, içme suyu ile hazırlanır ve bu sayede 365 gün çeşit çeşit hoşaf taptaze olarak sofralara ikram edilir.
KARIŞIK HOŞAF
MALZEMELER
200 gr kuru kayısı
100 gr kuru üzüm
8 su bardağı su
2 su bardağı toz şeker
1 çay bardağı badem içi
YAPILIŞI: Kuru meyveleri iyice yıkayıp süzün. Kayısıları dörde bölün. Meyveleri ayrı kaplara alıp ikişer bardak su ilave edin ve yumuşaması için oda ısısında 4-5 saat bekletin. Kayısı ve üzümleri içinde beklettiğiniz suyuyla birlikte büyük bir tencereye alın. Tozşeker ilave edip karıştırın. Orta ateşte kapağı kapalı olarak kaynamaya bırakın. Ocaktan alıp soğutun. Bademleri teflon bir tavada yağsız kavurun. Hoşaf soğuyunca servis kaselerine paylaştırın. Bademleri serpiştirip soğuk servis yapın.