İdilika'nın Mutfağı'nda bugün, 'Turşu, limonla mı yapılır, sirkeyle mi?' konusuna yer veriyorum. Bu soruyu sorunca akıllara ister istemez Türk sinemasının altın değerindeki filmlerinden 'Neşeli Günler' geliyor.
Mutlaka hepimiz en az 10 kere, ilk kez izliyormuş gibi keyifle izlemişizdir. Turşu dükkanları olan Adile Naşit ve Münir Özkul'un kavga ettiği sahnede Naşit, "Turşunun hası sirkeyle olur" diye diretirken; Münir Özkul, "Limonsuz bir şeye benzemez" diye karşı çıkıyordu. Acaba hangisi haklıydı?
ÜRETİCİLERİN TERCİHİ SİRKE OLUYOR
Ülkemizde oldukça fazla miktarda tüketilen turşunun, büyük miktarlarda üretimi söz konusu olduğunda limonla yapılması zor. Üretim esnasında asit dengesinin korunması gerekiyor. Bunun için de üreticiler "Sirke kullanmak en doğrusu" diyor. Peki, turşu, limon suyuyla üretilemez mi?
Elbette yapılabilir ancak eğer limon suyunu tercih edecekseniz, turşunun kısa süre içinde tüketilmesi gerekiyor. Yani limon mu, sirke mi diye arada kaldıysanız; buna tamamen damak tadınız ve tüketim süreniz karar veriyor.
VAZGEÇİLMEZ BİR TÜRK GELENEĞİ
Turşu kurmak, esasen çeşitli sebze ve meyvelerin salamura adı verilen tuzlu, asitli bir çözeltide bir süre bekletilerek, uzun süre saklanabilecek hale getirilmesi işlemine deniliyor. Kışa hazırlığı da ifade eden turşunun arkaik kültürde, ilk kez topraktan yapılma büyük boy küpler içerisinde kurulumunun yapıldığını öğrendim. İşte bu sebeple, turşunun çok eski tarihlere dayanan bir Türk geleneği olduğunu söyleyebiliriz. İnsanlığın sirke ve tuzu tanımalarından sonra turşu yapmaya başladıklarını düşünerek, ne kadar uzun zamandan beri yapıldığına dair fikir sahibi olabiliriz.
TURŞUNUN TARİHÇESİ
Eski insanlar taze sebze ve meyveleri tuzla saklarken ufak bir sorunla karşılaştılar. Çünkü et ve balık gibi direkt olarak tuzlanan sebze ve meyveler bırakın uzun süre saklanmayı, normalden bile kısa sürede çürüyordu. Bu noktada su devreye girdi ve salamura olarak adlandırılan saklama yöntemi ortaya çıktı
Turşunun tarihi çok eskiye dayanmaktadır. Salamura turşuyu ilk olarak Antik Mezopotamyalıların bulduğu düşünülmektedir. Herodot, Eski Mısırlıların, tuzlu su ile korunan balıkları yediğini kaydetmiştir.
TURŞU İLE İLGİLİ KISA KISA
Turşu bolca lif ve fermente maddeler içerir. Probiyotikler sayesinde metabolizmayı hızlandırır ve bağırsakları çalıştırır.
Bağırsaklarınız son günlerde durgun ise; sebzeli turşuları tüketerek kabızlık gibi problemleri çözebilirsiniz.
Turşunun yapısındaki yararlı bakteriler, kan dolaşımını düzenler. Kan basıncını dengeleyen turşu türleri, kalp hastalıkları riskini de en aza indirir. Haftada 3 defa turşu tüketimi ile, kalp hastalıklarından uzak kalmanız mümkündür.
Turşu, doğal ve leziz bir ağrı kesici besindir.
Vücudun su kaybını gideren turşu, sporcularda oluşan kas ve kemik ağrılarını dindirir.
Yorgun geçen günlerden sonra öğünlerinizde yarım porsiyon turşu tüketerek, ağrı kesici ilaç almaktan uzak kalabilirsiniz.
Kış günlerinde taze sebze ve meyve bulmakta zorlanan kişiler, turşu tüketerek vücudunu hastalıklara karşı koruyabilir. Özellikle de pancar turşunun faydaları ile vücudu koruma altına alan kişiler çok şanslı. Çünkü pancarda bulunan polifenoller vücudun tüm sene boyunca sağlıklı kalması için çalışıyor.
Ani acıkmalar ve baş dönmeleri yaşayanlar, bir iki lokma turşu ile kan şekerini dengeleyecek. Hem de sağlığı tehdit etmeden.
Birden gelen tatlı krizine karşı çikolata ya da paketli ürünler tercih etmek yerine, salatalık turşusunun faydaları ile açlığınızı giderebilirsiniz.
Mide bulantısı hissedilen durumlarda bir bardak turşu suyu içerseniz, midenizde oluşan o rahatsız edici hissi ortadan kaldırabilirsiniz.
Turşu suyunu hem içerek hem de cildinize sürerek tahriş olan dokuları yenileyebilirsiniz.
Turşu suyu sadece insanları değil bitkileri de canlandırmaktadır. İçerisindeki vitaminler sayesinde, hücreleri canlandırır ve bitkilere güç verir.