Buğdaygiller familyasının bir üyesi olan pirinç, yaklaşık olarak 50-120 cm boylarında, dikine yükselen ve kökten çatallaşarak bir grup oluşturacak şekilde yetişen bir bitkidir. Pirincin son yaprağının üzerinde, birkaç adet başak meydana gelir. Milattan önceki devirlerde de bilinen bu bitkinin, günümüze ulaşan en eski türü kalamin pirincidir.
İLK KİM BULDU?
Pirinç tarımı ilk olarak M.Ö. 3 binlerde Hindistan'da başlamış, daha sonra Batı'ya doğru yayılmıştır. Avrupa'ya gelişi Orta Çağ'a rastlar. Türkiye'ye ise 500 yıl önce Güney'den girdiği sanılmaktadır. Tropik, astropik ve ılıman bölgelerde yaygın olarak tarımı yapılan pirinç, su içinde yetiştirilen tek tahıl bitkisidir. Hasadın ardından elde edilen çeltik, kavuzları çıkarılarak parlatılır ve beyaz renkli pirinç tanelerine dönüştürülür. Tanelerin görünümünü düzeltmek amacıyla yapılan parlatma işlemi, aslında ürünün besleyici değerinin büyük ölçüde yitirilmesine neden olur. Çünkü bu işlem sırasında tanelerin yüzeyini çevreleyen protein, yağ, tiyamin (B1 vitamini) niyasin (nikotinik asit), riboflavin (B2 vitamini), demir ve kalsiyumca zengin dış katman kaybolur. Geriye yalnızca nişastalı bir ürün kalır.
EN ÇOK PİLAV YAPILIYOR
Dünyadaki pirinç üretiminde ilk sırayı Çin, Hindistan, Bangladeş, Endonezya, Tayland alır. ABD, Vietnam, Brezilya, Filipinler de diğer önemli üreticilerdir. Üretilen yıllık pirinç miktarı 500 milyon tondur. Türkiye'de tahıl üretimine ayrılmış yaklaşık 14 milyon hektarlık tarım alanının 53 bin hektarında pirinç ekimi yapılır. Türkiye'de üretilen pirinç üretimi yaklaşık 165 bin tondur. Başlıca pirinç üretim alanları Marmara, Karadeniz ve Ege bölgelerindedir. Ülkemizde yetiştirilen pirinç çeşitleri, kılçıksız çeltik, sarı çeltik, ak çeltik, mısbak, amberbu, karakılçık, kırmızı çeltik, kasım beyazı ve Japon pirincidir. Pirinç başta pilav olmak üzere birçok yemeğin yapımında kullanılır.
OSMANLI'NIN BAŞTACI
Yemekle ilgilenen herkes, pirincin Osmanlı mutfak geleneğinde önemli bir yeri olduğunu bilir. İmparatorluk başkenti İstanbul'da yüzyıllar boyu buğdaydan sonra en çok tüketilen tahıl, pirinçti. Pirinç, Orta Doğu ve Anadolu için, diğer tahıllara kıyasla, daha 'yeni' bir gıda maddesi olmasına karşın -örneğin Bizans ve Roma mutfağında pirinç yaygın değildi- Osmanlı saray mutfağında 15. yüzyıldan itibaren tüketimi ve sosyal itibarı giderek artan bir yiyecek olmuştur. 16. yüzyılda, bölgedeki en zengin pirinç kültürüne sahip İran mutfağının da etkisiyle Osmanlı mutfağının pirinç pişirme yöntemleri alabildiğine çeşitlendi. Pilavlar o kadar çoğaldı ki bir öğünde, özellikle ziyafetlerde, birkaç çeşit pilav birden tüketilir oldu.
BİNLERCE ÇEŞİDİ VAR
Pilav, zengin Osmanlı sofralarının baş yemeğiydi, pahalı bir ürün olduğu için 17. yüzyılın sonuna dek elit bir kesimin yiyeceği konumundaydı. Dünyada 7-10 bin pirinç çeşidi vardır. Pirinçleri uzun, orta ve kısa taneli pirinç olmak üzere 3 çeşide ayırabiliriz.
FAYDALI MI?
B1, B2, C ve E vitaminlerini barındıran pirinç ayrıca, sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir ve çinko gibi mineralleri de barındırır. Pirinç kabuklarından ayrıldığı takdirde besin değerini yitirir. Bu nedenle kepekli pirinç tercih edilmelidir. Yüksek tansiyonu düşürür, kan şekerini sabit tutar. Verdiği enerji sayesinde, şeker hastalarının kilo almalarını, böbrek taşının oluşmasını önler. Günde iki kez pirinç kepeği yiyen kişilerin böbrek taşı oluşumunun daha az olduğu yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır. Pirinç, içerdiği birçok vitamin ve mineraller sayesinde kansere yakalanma riskini azaltır. Kilo vermek için pirinç diyetleri yapılmaktadır.
ÇİN USULÜ KIZARMIŞ PİRİNÇ
MALZEMELER
600 gr basmati pirinç
150 gr mantar
2-3 havuç
50 gr taze zencefil
1 su bardağı konserve bezelye
3 diş sarımsak
1 su bardağı sıvı yağ
4 yumurta
5 çorba kaşığı pirinç sirkesi
200 gr taze soğan
Tuz
YAPILIŞI: Pirinci tencereye alıp üzerini örtecek kadar su ilave edin. Diri kalacak şekilde haşlayıp süzün ve demlenmeye bırakın. Mantar, havuç, zencefil ve karidesleri temizleyip kıyın. Bezelyenin suyunu süzün, sarımsakları ezin. Sıvı yağı tencerede kızdırıp sırasıyla mantar, havuç, zencefil, bezelye ve sarımsağı ekleyerek kavurun. Yumurtaları ve sirkeyi ayrı bir kapta çırpın ve tavada kızartın. Hazırladığınız sebzeli karışıma ekleyin. Demlendirdiğiniz pilavı da ilave edip birkaç dakika kavurun. Taze soğanların yeşil kısımlarını incecik kıyıp pilava ilave edin ve ateşten alın.