Geçtiğimiz günlerde Buray'ı, Harbiye Açıkhava Sahnesi'nde ikinci kez canlı izleme şansı buldum ve yine beni yanıltmadı. İlk izlediğim konserden sonra beklentilerim oldukça yüksekti, fakat Buray her seferinde bir adım öteye geçmeyi başarıyor. Daha önce izlediğimde etkileyici bir sahne şovu sunmuştu, bu kez ise çok daha olgun, çok daha enerjik ve duygusal bir performans sergiledi.
Bu seferki konserin farkı, seyirciyle daha fazla etkileşim kurması ve daha samimi anlar yaşatmasıydı. Buray, izleyicisiyle sürekli diyalog halindeydi; hatta izleyicinin arasına girip sürpriz yaptı, birkaç şarkıyı onlarla beraber söyledi. Konserin duygusal zirve noktalarından biri, sevilen ballad şarkısı 'Senin Yüzünden'i seslendirdiği an oldu. Harbiye'nin loş ışıkları altında tüm izleyicinin aynı anda telefonlarının ışıklarını açması ve Buray'a eşlik etmesi, unutulmaz bir manzara oluşturdu.
GÖRKEMLİ IŞIK ŞOVU
Teknolojik yenilikler de bu konserin bir diğer öne çıkan unsuru oldu. İlk izlediğimde kullanılan, 4 bin kişiye özel olarak verilen ışıklı bileklikler, bu konserde de vardı ve yine her şarkının ruhuna uygun şekilde renk değiştirdiler. Bu detay, konserin her anını özel kılarken Buray'ın performansına modern ve yenilikçi bir dokunuş kattı. Ancak bu sefer, ışık şovunun yanı sıra sahnedeki dev ekranlarda izleyiciyi içine çeken özel grafikler ve videolar da yer aldı. Bu görsel zenginlik, her şarkıyı adeta bir hikâye gibi izlememizi sağladı.
İlk izlediğim konserin enerjisini ve dinamizmini çok beğenmiştim, ancak ikinci performansında Buray daha da olgun bir sanatçı olarak karşımdaydı. Şarkılar arasındaki geçişler daha pürüzsüzdü, sesi daha güçlüydü ve sahnede kendine çok daha güvenliydi. Her notayı büyük bir hassasiyetle söyledi ve bu hassasiyet, özellikle akustik bölümde kendini çok net gösterdi. Akustik şarkılarında, samimiyeti ve duygusallığı izleyiciyi derinden etkiledi. Bu konser, sadece Buray'ın müzikal yeteneğini değil, aynı zamanda sahnedeki yaratıcılığını ve seyirciyle olan bağını da daha net bir şekilde görmemi sağladı. İlk izleyişimde büyülenmiştim, ama ikinci izleyişimde Buray'ın sadece bir şarkıcı değil, sahneye ait bir yıldız olduğunu bir kez daha hissettim. Sahnede geçirdiği her an, izleyicisi için bir hediye gibiydi ve bu enerjiyi iki kez deneyimlemek büyük bir şanstı. Her iki konseri karşılaştıracak olursam, Buray'ın gelişen performansı ve sahne şovundaki yenilikler, onun sürekli kendini geliştiren bir sanatçı olduğunu gösteriyor.
'HEBA ACIDAN BESLENDİĞİM BİR ŞARKI'
Söz yazarı, besteci ve yorumcu Emre Şen, yeni teklisi 'Heba'yı tüm dijital platformlarda dinleyicilerle buluşturdu. Şen, müzik kariyerine Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera Bölümü'nde öğrenciyken başladı ve uzun yıllar boyunca canlı performanslarıyla adından söz ettirdi. Şimdi ise bir albüm ve bir teklinin ardından şarkılarını yazmaya devam ederek yeni projelerini dinleyicileriyle paylaşmaya hazırlanıyor.
Son üç yıldır Tan Taşçı'nın Başkanlar Korosu'nda baş solist olarak sahne alan Şen, kendi şarkılarını yayınlamaya ve sürprizlerle dolu projelerini hayata geçirmeye başladı. Bu projelerin ilki olan 'Heba', Şen'in İstanbul'da bir gece yarısı aniden uyanarak yazdığı bir şarkı. Şen, bu şarkının yazım sürecini "Sanırım acı bizleri besliyor, oradan yola çıktım. Biraz hafif sallantılı bir ritim eşliğinde duygusal bir haykırış oldu Heba" sözleriyle açıklıyor.
Şarkıyı yazdıktan sonra ilk kayıtların Bodrum'da yapıldığını belirten Şen, Tan Taşçı'nın kendisi için önemli bir müzikal arkadaş olduğunu ve fikirlerine çok değer verdiğini ifade ediyor.
Şen'in bu yeni teklisi, hem müzikal kariyerindeki önemli bir dönemeç olarak öne çıkıyor hem de Tan Taşçı ile olan iş birliğinin müzikal derinliğini yansıtıyor.