Taze fasulyenin sofralarımızda ayrı bir yeri vardır. Tadı ve kolay pişirilebilir özelliği, buna etkili olan en önemli sebeplerden. Ancak asıl neden tabii ki de bunlar değil. Bu sebzenin halkın arasında ayrı bir yeri olmasını sağlayan kişi Perihan Savaş'tan başkası değil.
Bu şekilde söylenince aklınıza gelmemiş olabilir ama ben daha taze fasulye deyince aslında çoğu insanın kafasında çoktan canlandı bile. Bitirimler sınıfı filminde cezalı olan 'Sezercik'in karşısında öğretmeni ceza olarak büyük bir iştahla götürür yemeği. Kenardan Adile Naşit 'Gitti çocuğun yemeği aç kalacak' diye endişelenirken, biz çoktan sahnenin büyüsüne kapılmış oluruz. Oscar alacak bir yemek performansı sergileyen Perihan Savaş; şapır şapır, löpür löpür ve daha nice tabiri hak eden bir stille karşımıza çıkar.
Şimdilerde Anadolu'yu gezen sunucular ve onların yemek programları bu sahnenin yanında adeta çaresiz kalıyor. Şu iştah onlarda olsa, bütün Anadolu'yu ele geçirebilirlerdi. Neyse ki o zamanlar böyle programlar yoktu. Yoksa Perihan Savaş elinde bir tabak taze fasulyeyle neler yapabilirdi, aklım almıyor doğrusu. Ve ne zaman olduğu fark etmiyor. İsterseniz yeni yemek yemiş ve ağzınıza bir lokma dahi alamayacak kıvamda olun; yine de o sahneden sonra bir tabak taze fasulye olsa gömebilecek hale geliyorsunuz. Hatta bence insanların sebze önyargısını kırmak için mükemmel bir reklam yüzü de olabilir Perihan Savaş. Brokoliyi şu şekilde yesin ve seyreyleyin insanlar nasılda koşa koşa gidiyorlar marketlere.
Bu sahneyi lezzetle anıyor, taze fasulyenin kaderiyle oynayıp çok sevilen bir sebze haline getirdiği için saygıyla tekrar tekrar izliyoruz o sahneyi. (Not: Eğer taze fasulye yiyebilecek bir durumdaysanız izlemenizi tavsiye ediyoruz. Öteki türlü tam bir işkence haline geliyor ve siz taze fasulyeye ulaşana kadar her an aklınızda kalmaya devam ediyor.)