Ah, Türkiye'nin göz bebeği yılda milyonlarca turist ağırlayan Kapadokya! Bir tekstil markasının sihirli dokunuşuyla yepyeni bir boyut kazanmış. Göreme'deki Güllüdere Vadisi'nde, reklamın gücü her zamanki gibi sınırları zorlamış hatta bu sefer doğanın sınırlarını da aşmış. Bir marka reklam çekimi mekanı olarak Peribacaları'nı seçmiş, izinler alınmış, çekim gerçekleşmiş, gelin görün ki çekimler peribacalarına zarar vermiş. Fotoğrafçıların cesur ihbarı sayesinde ortaya çıkan bu 'müthiş' fikir, jandarma ve Kapadokya Alan Başkanlığı ekiplerini harekete geçirdi. Ekipler bölgeye intikal ettiğinde karşılaştıkları manzara, Hollywood filmlerini aratmayacak cinsten.
Peribacalarının duvarları, modern sanattan ilham almışçasına, kimyasal yapıştırıcılarla bir güzel elyaf kaplanmıştı. Bu, belki de "doğal yapıyı tahrip etmek" suçundan açılan soruşturmaya yeni bir bakış açısı getirebilir. 2 milyon TL ceza kesmiş yetkililer. Böyle yaratıcı bir reklam anlayışı için bu bedel bir hiç!
UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan bu bölgenin korunması için gerekli önlemler alınıyormuş. Anlaşılan, Göreme Vadisi'ni 'reklamcı' nesillerimize en 'sağlıklı' haliyle bırakmak için çalışmalar, bu kötü örneklerle hız kesmeden devam edecek.
BODRUM'DA MUTLU OLUNMAZSA NE YAPILIR?
Bodrum, eski dünyanın modern bir masalı gibi; hem görkemli, hem de ironik. Peki, burada mutlu olunmazsa ne yapılır? İşte tam da bu sorunun cevabını ararken, içinde bulunduğumuz çağı ve mutsuzluktan beslenen bir toplum olma eğilimimizi sorgulamak zorundayız. Her gün aynı mekanların pahalılığından şikayet eden, ama yine de o mekanların kapısında kuyruk olan bir kalabalık. Ne büyük bir çelişki! Hepimizin şikayet etmeye bayıldığı, ama değiştirmek için hiçbir şey yapmadığı küçük bir tiyatro sahnesi. Ne de olsa mutsuzluktan beslenmek, alışılan bir yol olmuş. Mutlu olmak için nehrin durmasını beklemek yerine, karşıya geçmenin bir yolunu bulmalıyız. Hepimiz zor bir hayat yaşıyoruz; belki de gerçek mutluluk, bu zorlukları kabul edip, anı yaşamanın inceliklerinde gizlidir.
Bugünün getirdiği küçük keyifleri görmek, onları yaşamımızın bir parçası haline getirmek, belki de Bodrum'da ya da dünyanın herhangi bir yerinde mutluluğun anahtarıdır. Ve kıskançlık... Başkasının mutluluğunu görüp rahatsız olma durumu. Bu, aslında modern zamanın bir tür virüsü. Oysa başkasının mutluluğundan ilham almayı seçmek, bu kıskançlık duygusunu yerle bir edebilir. "Dünya nereye gidiyor?" diye soruyoruz sıklıkla. Belki de cevap, mutlu olmak için mükemmel anı beklememekte, tam da şu an içinde yaşadığımız kusurlu ama güzel anlarda saklıdır. Bodrum, belki de bu farkındalığı kazanmak için en uygun yerlerden biridir. Zor günler elbet geçer; önemli olan, geçene kadar nasıl yaşayacağımızdır. Mutluluğu ararken aslında onu yanımızda taşıdığımızı fark etmek, belki de hayatın en büyük ironisidir.
GELECEĞE MİRAS: KİSSEBÜKÜ
Bodrum'un tarihi zenginlikleri arasında yer alan Kissebükü (Anastasiapolis) Antik Kenti'nde yürütülen kazılar, her geçen gün yeni keşiflerle dikkat çekiyor.
Karya'nın önemli liman kentleri Keramus ve Halikarnassos arasında stratejik bir noktada bulunan bu erken Bizans dönemi yerleşimi, arkeoloji dünyasında büyük yankı uyandırıyor.
Kissebükü Antik Kenti'nde kazı çalışmalarının yüzde 16,2'sinin tamamlandığını söyleyen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Geleceğe Miras Projemiz ile birlikte antik kentlerimizin ülkemizin kültür ve turizm hayatına katıldığını hep birlikte tecrübe ediyoruz.
Bu proje çerçevesinde; İzmir'de Efes ve Bergama, Denizli'de de Hierapolis-Laodikiea ile yola çıktık. Ardından Aydın'da Afrodisias, Muğla'da Stratonikeia-Labraunda, Antalya'da Aspendos-Myra-Andriake, Van'da Eski Van Şehri Ören Yeri'nde çalışmalar gerçekleştirdik" diyor.