Gün geçmiyor ki sinema dünyamızda yeni bir kriz daha gündeme gelmesin. Film yapımcısı ve danışmanı olan Levent Cengizhan, sosyal medyada yaptığı açıklama ile Paribu Cineverse Programlama Müdürü İlker Çakmak'a verdiği rüşvetler ile geçmişte filmlerinin salon bulduğunu açıkladı.
Yetmedi ardından röportaj verdi, "Ben rüşvet verdim filmlerime ancak salon buldum'' diye. Şaşkınlıkla takip ettim çünkü rüşvet vermek suç ve bir kişi bunu bu şekilde nasıl gururla itiraf edebilir. Hadi etti diyelim neden bu açıklama için harekete geçilmiyor ve bütün sektör zan altında bırakılıyor? Bu durum, Türk sinemasının geleceği açısından endişe verici ve sektörün yeniden yapılanması için acil çözümler gerektiğini gösteriyor.
İddia var ama delil yok, o halde biz kime inanalım, rüşvet vermeyi marifetmiş gibi gururla sunan kişiye inanmak güç. Levent Bey otoparkta buluştuklarını ve rüşvet verdiğini iddia ediyor, otoparkta kamera yok mu? Avukat Yıltay Günay'a rüşvet vermenin cezasını sordum. "5237 sayılı TCK'nın 252'nci maddesinin 1'inci fıkrasına göre suç görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için rüşvet verme şeklinde işlenmişse dört yıldan on iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır'' dedi. Bakalım salon bulmak için rüşvet verdiğini gururla söyleyen kişi bu konudan ceza alacak mı?
İddiaların hedefindeki İlker Çakmak'a ve dağıtımcı şirkete ulaşmaya çalıştım.
Çakmak'ın avukatı Hilal Mertek "Bahsi geçen iddiaların asılsız olduğunu ve konunun yargıya taşındığını belirtmek isteriz. Hukuki süreç şu anda devam ettiği için konuyla ilgili bir açıklama yapmanın bu aşamada uygun olmadığını bilgilerinize sunarız'' diye açıkladı durumu. Davanın nasıl seyredeceğini ilerleyen günlerde ben yakından takip edip size aktaracağım.
GİŞE FİLMLERİ NEDEN AZ SALON ALIYOR?
Yönetmen ve yapımcı Ezel Akay da yakın zamanda ortaya bir iddia attı. Türkiye'deki film dağıtım sisteminden şikayet ederek, son filmi 'Osman 8'in dağıtımcısı tarafından az sayıda salon ve seansta gösterilmesi nedeniyle ticari başarısızlığa uğradığını ifade etti. Ezel Akay, sinema sektörünün dağıtım sorununun uzun zamandır olduğunu belirterek gündemdeki iddialara ilişkin olarak, "Rüşvet konusunu hep duyuyoruz. Televizyon kanallarının yöneticileri, hatta dijital kanalların yöneticileri için bile böyle söylentiler var" dedi.
Bu rüşvet konusu acilen araştırılıp şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmalı. Kim bu televizyon kanallarının yöneticisi, kim bu dağıtım çarkı rüşvetine konu olanlar? Levent Cengizhan'ın açıklamaları, sektördeki karanlık ilişkilerin ve etik dışı uygulamaların boyutlarını düşündürse de henüz bir gerçeklik ortada yok.
Film yapımında ticari bağlantılar ve lobilerin etkisinin sinemanın önüne geçtiği gerçeğini biliyoruz ancak şu da bir gerçek uzun yıllardır filmlere salon bulunamaması, art house sinema ve gişe filmlerine ayrılan salon sayısının adaletsizliği hep konuşulan bir konu. Günümüzde ise art house sinema, giderek azalan salon imkanlarıyla mücadele ederken, gişe filmleri de sınırlı sayıda salonla gösterime girmekte zorlanıyor. Bu durum bir tuhaf, örneğin beklenen ilgiyi göremeyen filmler arasında kesinlikle gişe filmi olan 'Yaşam Koçu' neden az salon aldı? CGV Mars'ın kendi dağıttığı filmler daha mı çok salon alıyor? Filmini başka şirketten dağıtıma sokanlar daha mı bahtsız gişe serüveninde? Dağıtım şirketleri arasında TME, A90, UIP, CJ ENM, CGV Mars, Bir Film, Lion dağıtım, Özen ne durumda? Bu noktada, salon dağıtımında adil bir süreç olup olmadığını sorgulamak önem arz ediyor. Sinema endüstrisinin bu kritik sorunlarıyla başa çıkmak için adil bir sistem sağlanmalıdır.