Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FUNDA KARAYEL

Graffitimi silersen dava açarım bak!

Düşünün; bir binanız var, sanatçılar tarafından dış cephesi komple boyanıyor. Gördüğünüzde şoke olup beğenmiyorsunuz ve sildiriyorsunuz. İşte tam da bunu yapanları ilgilendiren bir haberim var. New York'ta böyle bir bina sahibine dava açıyor sanatçılar ve hızlarını davayla da almayıp bölgedeki diğer tüm binaları boyuyorlar. Sonunda davayı kazanıyorlar, mahkeme bina sahibini haksız buluyor ve tazminat ödemesini şart koşuyor. Gerçekten de bu yapılan sanatçılara büyük saygısızlık.



Bu konuda biraz araştırma da yaptım. Graffitiler elbette silinebiliyor ancak sadece yerel idareler tarafından. Örneğin, bir şehir yönetimi graffitileri silmek için bir özel hizmet şirketi kiralayabilir veya kendi çalışanlarını kullanarak graffitileri silmeyi tercih edebilir. Hatta bazı şehir yönetimleri çevreci olması açısından graffitileri kimyasallarla değil su bazlı temizleyicilerle sildiriyor.



Peki graffitisi silinen sanatçı dava açtığında ne olur diye de araştırdım. Öncelikle yerel yönetim veya özel şirket tarafından graffitinin silinmesinin yasal olup olmadığının anlaşılması gerekir. Eğer yasal değilse ve sanatçı dava açmışsa, yerel yönetim veya özel şirket sanatçıya tazminat ödemek zorunda kalıyor. Ancak, eğer graffitinin silinmesi yasal ise ve sanatçı dava açmışsa, sanatçı davasını kaybedebilir ve bu sefer sanatçı tazminat ödemek zorunda kalabilir.

ÖLÜMÜN ÇEVRECİSİ OLUR MU?
New York eyaleti, insan cesetlerinin gübreye dönüştürülebilmesine onay verdi. Bu demek oluyor ki isteyenlerin, öldükten sonra cesetlerini toprağa dönüştürmesi mümkün olacak. Bu yöntem, tabutla gömülme ve yakılmaya göre daha çevreci olarak görülüyor. 2019'da Washington buna izin veren ilk ABD eyaleti olmuştu. Gübreleştirme uygulaması, cesetlerin bir konteynır içinde odun yongası, kaba yonca ve çim ile birlikte yaklaşık bir ay tutulmasıyla yapılıyor. Cesetleri gübreye çeviren şey ise mikropların faaliyetleri. Cesetler gübreleştikten sonra herhangi bir bulaşım olmaması için ısıtılıyor ve ortaya çıkan toprak, ölünün yakınlarına veriliyor.




ABD merkezli bir şirket, bu hizmetin tabutla gömülme veya yakılmaya göre yaklaşık 1 ton daha az karbon açığa çıkardığını aktarıyor.
Gübreleştirme taraftarları, pek çok kentte mezarlık sıkıntısının yaşandığını ve yöntemin bu soruna da çözüm olacağını savunuyor.
Öte yandan bu toprağın etik bir sorun yarattığını düşünenler de var. Katoliklerin buna karşı çıktığı, insan cesetlerinin evsel atık gibi değerlendirilmesinin doğru olmadığı aktarılıyor. Bu sürecin yaklaşık 7 bin dolarlık masrafını çok bulanlar da var.


'AVATAR: SUYUN YOLU'NU NASIL BULDUNUZ?
2009 tarihli ilk 'Avatar' filmiyle Pandora gezegenin yağmur ormanlarını ve burada yaşayan yerli halkı keşfettik. 13 yıl sonra devam filmi 'Avatar: Suyun Yolu' ile bu kez Pandora'nın okyanus dünyasına göz attık. Peki nasıl buldunuz? Ben ilk filmde aldığımız yüksek zevkten uzaktım.



Film, dünyanın nerdeyse tüm doğal kaynaklarının tüketildiği 2154'te geçiyor. James Cameron, bilimkurgunun asıl amacına uygun, geleceğin üzerinden günümüzü eleştirmeyi hedefleyen şahane bir öykü anlatmış ancak izlemesi zor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA