Son dönemde yapılan araştırmalar, adrenalin ve mutluluk arasındaki bağın giderek yükseldiğini gösteriyor. Örneğin korku ve heyecanı aynı anda yaşadığınız durumlarda en çok hormon salgılanması artar. Bağımlılık yapıcı bir özelliği de varmış, adrenalin aktivitesi arayışları bu yüzden artıştaymış. Genelde motosikletle şehir şehir gezip uzun yol yapanlarda, doğa sporlarıyla uğraşanlarda ve yarışçılarda çok karşılaştığımız bir durum.
DAHA FAZLA MUTLULUK MU?
Bir nevi vücudumuzun kendi içindeki iletişim yolunu keşfediyoruz adrenalinle sanki. Gürcistan Tsalka kanyonu üzerinde bulunan, 240 metre yükseklikte bir tel üzerinde bisiklete binince adrenalin ve mutluluk meselesini daha çok irdelemeye başladım. Çok korktuğum ama bir o kadar da mutlu olduğum tuhaf bir andı... Benzer duygular ekstrem sporların hepsinde yaşanıyor ama bu farklı bir şey, bir ipe güvenip teslim olmak; bilmeden, hesaplayamadan. Güvenmeme meselesi yüzünden kimse deneyemiyor zaten. Neden bir ipe de güvenmeyelim ki diyorum ben, değer bence! Uçlarda korkunun verdiği mutluluk ve müthiş bir denge. Havada bisiklete binmek nasıl bir his diye sorarsanız, bir kere başka hiçbir yerde böyle bir çelik halat göremezsiniz... Ağaçlar ve şelaleler üzerinde asılı bir ip üzerinde bisiklete biniyorsunuz sanki.
Çok sallanması ve dengenin durduğunuz anda zorlaşmasıyla korku daha ağır basıyor ama finalde müthiş bir mutluluk. Profesyonel bir ekip tarafından hazırlanıyorsunuz uçan bisiklete. Sizi hummalı bir çalışmayla çelik halata bağlıyorlar, kask takıyorsunuz ama düşseniz o kask sizi korumaz tabii ki. Prosedür bu diyorlar. Bukovel'de, Bohol'da, Gürcistan'da fırsat bulursanız mutlaka denemelisiniz. Sırf bu deneyim için gidilir mi demeyin, o his ve sizde bıraktığı o mutluluk için öyle bir gidilir ki! Son dönemdeki mutluluk kaşifleri, deneyim satın alın diye boşa demiyor. Çağın sorunları çelik halat üzerinde çözülüyor. Sonra çok da üzülmemek gerekmiş, ben bunları mı kafaya takmışım diyorsunuz inanın. Bir farkındalık oluşuyor zihinlerde, adrenalinle beraber farklı bir bakış açısı geliyor, her şey unutuluyor. O yüzden adrenalinden hiç vazgeçmeyin. Havada bisiklet deneyimini ölmeden önce yapılacaklar listenize mutlaka ekleyin.
'ELMAS KÖPRÜ' YENİ CAZİBE MERKEZİ ADAYI
Gürcistan'daki 240 metrelik 'Elmas Köprü', turizmin yeni cazibe merkezi olmaya aday. Projeyle Gürcistan'ı ekoturizm alanında yeni cazibe merkezi haline getirme çabası başarılı bir adım. Tsalka Kanyonu üzerinde inşa edilen camdan yapılmış 240 metrelik 'Elmas Köprü', herkesin fotoğrafını görünce mutlaka canlısını görmem gerek diyebileceği bir yer. Sunduğu farklı deneyimler de cazibesine cazibe katıyor.
Amerika, Avrupa ve Orta Doğu'dan gelen basın mensuplarının katılımıyla gerçekleşen projenin açılış törenine katılan Gürcistan Başbakanı İrakli Garibaşvili, bölgeye yapılan yatırımın 250 kişiye istihdam yarattığını belirterek hükümetin ana önceliklerinin doğal mirasın korunması ve ekoturizmin uluslararası standartlara uygun olarak geliştirilmesi olduğuna dikkat çekti. Garibaşvili, yeni yapıların da eklenmesiyle kanyon çevresindeki bölgede turizmin hızlanacağını ve teşvik edileceğini belirtti. Bu arada 'Elmas Köprü' projesinin Guinness Dünya Rekorları'ndaki yerinin alınması için gerekli çalışmalar başlatılmış. Dünyada eşi benzeri olmayan elmas şeklindeki kafe, kesinlikle Gürcistan'ın dünyaca tanınan sembolü haline gelecek. Buranın en kısa zamanda herkesin dikkatini çekeceğinden eminim.
HAVALİMANINDA SANAT GALERİSİ!
Gürcistan Havalimanı'ndan ilk anda çok etkilendim çünkü Prime Class'taki sanat eserleri adeta bir galeride geziyormuş hissi yaşattı. Seyahat deneyiminin yerini sanat deneyimi almış desem hiç de abartmış olmam. Bodrum'da da Türk resim sanatının önemli isimlerinden Devrim Erbil ile gerçekleştirdiği işbirliği sonucunda, Erbil'in daha önce görücüye çıkmamış eserleri burada sergilenecek. Türk sanatçıların eserlerinin yurt dışında tanıtılmasında önemli bir rol üstlenerek, Erbil'in eserlerini daha sonra New York ve Paris'teki Prime Class özel yolcu salonlarında sergilemeye başlayacak.