Şu günlerde kiminle konuşsam, aşı olmak için bir tur şirketiyle anlaşmış ve hızla yollara düşmüş durumda. Benim ise kafamda ya aşı olmaya giderken ya da dönerken korona olursam düşüncesi var. Öte yandan milyonlarca kişi sırada beklerken, aşıların yabancı turistlere sunulmasına, yerel halkın kaynaklarını tüketmesine sıcak bakamıyorum. Sağlık turizmi, yabancı olduğumuz bir kavram elbette değil ama bu turların turizmi kurtaracağına dair bakış açısı da fırsatçılık biraz. Asıl önemli soru da şu; bu turlara ne kadar güvenebiliriz? Aşı olmak için yurt dışına gitmek yasal mı? Tur operatörlerinin böyle paketler sunmaya hakkı var mı?



SIRBİSTAN YALANLADI
Konuyu araştırmak için aşı turu ilanlarına bakmaya başladım; ilanda '799 Euro'dan başlayan fiyatlarla' diyordu. Aradım, telefona cevap veren olmadı. Ardından Türk vatandaşlarının Sırbistan'da koronavirüse karşı aşılanabileceğine ilişkin yayımlanan reklamlar; hem Türkiye'nin Belgrad büyükelçisi, hem de Sırbistan'ın Ankara büyükelçisi tarafından yalanlandı. Olmayan bir aşı turu ilanını aramışım meğer. Oturma izni olmayanların aşı yaptıramayacağını Dubai bildirmişti, şimdi aynısını Sırbistan da söylüyor. Hızımı kesmeden bir diğer tur şirketini daha aradım, yetkili şu anda bu hizmeti durdurduklarını, 1 Haziran'dan sonra başlayacağını ifade etti. Sonuncu ilanımı da aradım, ilk olarak fiyatı sordum, ardından tura nasıl katılabileceğimi... Aldığım cevapta; kısıtlamalar sebebiyle fiyatların arttığı, 1400 dolara yükseldiği söylendi. Anlayacağınız aşı turizmi sıkça konuşuluyor ama uygulamada epey tuhaflıklar var, çoğu da yalan.
Bakın Alman seyahat acentası Fit Reisen'e... Acentanın Şubat ayında aşı turları satmaya başlayıp, Nisan ayında ise aşı kampanyasını hızlandıracağı düşünülürken turları askıya aldı. Tüm mesele, kendi vatandaşına yetecek kadar aşın yokken aşı turizmi yapmak! Öte yandan acentanın götüreceği ülkenin sağlık turizmine izin vermesi de önemli. Yani aşı için seyahat edenler hayal kırıklığına uğrayabilir, aman dikkat.



KÖYLERE TEKNOLOJİ SINIFLARI KURULUYOR
Türkiye Vodafone Vakfı ve Habitat Derneği, 5 yıl önce hayata geçirdikleri 'Yarını Kodlayanlar' projesini yaygınlaştırmaya devam ediyor. Proje kapsamında, kırsal bölgelerdeki öğrencilerin teknolojiye erişimini artırmak amacıyla 30 köy okulunda teknoloji sınıfları kurulacak. Aynı zamanda EBA Destek Noktaları olarak kullanılacak olan bu sınıflarda öğrencilere kodlama eğitimi verilecek. MEB YEĞİTEK Genel Müdürü Anıl Yılmaz, Türkiye Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel ve Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır, eğitimi her şart altında kesintisiz sürdürmek için canla başla çalıştıklarını söyledi. Süel "Bugüne kadar 81 ilde 120 bini aşkın çocuğumuza kodlama öğrettik. Yeni dönemde 70 bin çocuğa daha ulaşmayı hedefliyoruz. Fırsat eşitsizliği sorununa çözüm bulmak istiyoruz" dedi.