İstanbul'un güzide ilçesi Beykoz, bugünlerde köylerinin dönüşümüyle gündemde. Geçtiğimiz hafta Beykoz'un en güzel köylerinden Poyrazköy'e yapılacak yeni projenin, köy ruhu gözetilerek yapılmamasını eleştirmiştim. Hak veren de oldu, haksız bulan da. Çünkü görseller yanıltıcıydı, fotoğraflar çok gri tonlardaydı ve çok bina gözüküyordu... Ama aslında durum hiç de öyle değilmiş...
Sadece Poyrazköy değil, Beykoz'un tüm köyleri müthiş bir dönüşüm içine giriyor, hatta önümüzdeki 10 yılda Fransa'nın köyleriyle yarışacak noktada olabilir. Tabii bunların gerçekleşmesi için belediye başkanının da geniş bir vizyona sahip olması çok önemli.
İşte Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın'ın fikirleri tam da böyle, kendisi yenilikçi bir bakış açısına sahip. Köylerin geleceğiyle ilgili vizyoner bir yol haritası çıkarmış. Bu harita ışığında köyler turizme kazandırılacak. Balıkçı lokantalarına ev sahipliği yapan Mendirek Yolu; cephe iyileştirmeleri, çevre ve trafik düzenlemeleriyle yepyeni bir çehreye sahip olacak. Bölgeye 432 metrekarelik gemi temalı çocuk oyun alanı ile 737 metrekarelik spor alanı kurulacak. Sahildeki balıkçı lokantaları ve mevcut binaların cepheleri, geleneksel İstanbul Boğazı sivil mimari detaylarından ilham alınarak iyileştirilecek. Yenilenecek cephelerin renk seçimlerinde Türk bayrağı renkleri olan kırmızı ve beyaz tonları kullanılacak. Tarihi Poyrazköy Kahvesi yenilenecek, köprü manzaralı seyir terası yapılacak. Engelsiz yürüyüş yollarının yapılacağı kale çevresinde yaya ve bisiklet dolaşımı artırılacak ve tabii tüm bunlar yeşil ve mavinin buluştuğu doğa harikası yerin ruhu korunarak yapılacak.
İTALYA'DAKİ KANAL TURLARI RİVA'DA DA OLACAK
Gelelim Beykoz'un Cumhuriyet köyüne... Burada büyük bir kanal projesi var, İstanbul'a kesinlikle yeni cazibe merkezi kazandıracak. Beykoz Kanal Riva Geliştirme ve Yatırımcılar Birliği'nden Jolly Tur'un Onursal Başkanı Sinan Vardar'ın anlattığına göre; Berlin'in Brandenburg, İtalya'nın Vicenza ve ABD'nin New York kentlerinde olduğu gibi mevcut kanalın üzerinde turizm bölgesi oluşturulması hedefleniyor. Özel gezi tekneleriyle kanalda gezilebilecek. Kanalın sağlı sollu 500'er metrelik kenarlarında ise 2 katı geçmeyecek şekilde oteller, sağlık ve spor tesisleri ile kültür tesisleri bulunacak. Köyün muhtarı Ali Durmuş, kanal projesinin bölge halkına müthiş bir ekonomik getiri sağlayacağından bahsediyor; köylüler, balıkçılık ve organik tarım yapabilecek. Bununla birlikte proje kapsamında yürüyüş alanları, ekolojik tarım merkezleri, piknik alanları, spor ve sağlıklı yaşam merkezleri, ağaçlandırma ve peyzaj merkezleri, rekreasyon alanları, çocuk oyun alanları, tekne yanaşma yerleri ve seyir terasları da yer alacak.
Muhtarla Cumhuriyet köyünde yeni yapılan pazarı gezdik, Fransa'da gezdiğim pazarlardan farksızdı. Daha güzeli bölge halkının üretimleri de burada satılacak. Riva Projesi'nde ise neredeyse sona gelindiğini öğrendim. Merakla klasik sürat botlarının o kanaldan geçmesini, filmlerin dizilerin orada çekilmesini hayal ediyorum. Ancak kanalın projeye hazırlanmadığı da bir gerçek, bunun sorumlusu kim diye araştırdığımda beş bilinmeyenli bir denklemle karşı karşıya kalıyorum.
DERENİN KÖTÜ HALİNİN SORUMLUSU KİM?
Riva Projesi'nin başlaması için öncelikle dereyi kirleten unsurların giderilmesi gerekiyor. Dereyi kirleten atık su sorunu giderildikten sonra projenin uygulaması hızla başlayacaktır. Riva Deresi'nin taşkınlarla mücadelesi, çevresinin güzelleştirilmesi ve ıslah çalışmaları, Riva Deresi'ne akan atık suların toplanması, arıtılması ve yönetimi; İSKİ ve İBB'ye, dere çevresindeki ilgili faaliyetlerin denetimi ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na ait.
Köye bir-iki defa kepçelerin geldiği, Ekrem İmamoğlu'nun derede bir temizleme operasyonu başlattığı söyleniyor ancak sonrasında ne kepçe gelmiş, ne de İBB Başkanı İmamoğlu'ndan bir açıklama. Temizlemeden önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İSKİ, atık suların neden dereye aktığını açıklamalı. Önümüzdeki günlerde Beykoz'un güzide köylerinden İshaklı, Bozhane, Güllü, Ali Bahadır köylerini de gezip son durumu aktaracağım...