Küresel salgın sanat dünyasına ilham olurken yeni koleksiyonların oluşumunda da etkili olmaya başladı. 20'nci yıl kutlamalarına hazırlanan Elgiz Koleksiyonu, son dönemde tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi sürecinin getirdiği yeni deneyimler ve tanımlara bireysel sorgulama öneren yeni seçkisi 'Yıkılan Hayaller' ile izleyiciyle buluştu. İçeri girdiğiniz anda Thomas Struth'un 'Yayalı Kavşak, Wuhan' isimli eseri karşılıyor sizi. Virüsten sonra sanat da yola çıkmış belli ki Wuhan'dan... Sergide Hakan Gürsoytrak'ın 'Toplantı' isimli çalışması da ilgi çekici; küresel kapitalizm çağında dijital medyanın hayatımızda kapladığı yeri yeniden düşündürtüyor. New York'ta başarılarıyla adından söz ettiren gururumuz Sarp Kerem Yavuz'un iki el figürüyle 'Hesap' isimli eseri de serginin en görülmeye değer işlerinden. 'Yıkılan Hayaller' sergisinde yer alan eserlerin isimleri ne tesadüf ki pandemi sürecinde hissettiklerimizde yalnız olmadığımızı söylüyor, yaşadığımız deneyimleri bir bir yeniden hatırlatıyor bizlere. Zaman kaybetmeden görün derim.
HER ŞEYE RAĞMEN
2001'de Türkiye'nin ilk çağdaş sanat müzesi olarak kurulan ve 20 yıldır çağdaş sanata verdiği destekle varlığını sürdüren Elgiz Müzesi, örnek bir sergiyi de terasında hayata geçirdi. Türkiye'nin birçok şehrinde kısıtlamalar dolayısı ile üretimlerini durdurmak ve atölyelerini kapatmak zorunda kalan heykel sanatçılarına üretme ve yaratma motivasyonu olan 'Her Şeye Rağmen' isimli 12'nci teras sergisini açtı. 39 eserin yer aldığı sergide, heykel sanatına gönül vermiş genç sanatçıların sergileme imkanı bulamadığı büyük boyutlu işler sanatseverlerle bir araya geliyor. Genco Gülan, Çağdaş Erçelik, İbrahim Arslan, MuzafferTuncer, Caner Şengünalp, Çağrı Gözkonan'ın eserleri çok başarılı. Müzenin girişinde duran Sibel Niksarlı'nın 'Dedikoducu' eseri de en ilgi gören işlerden. Sergi, sosyal mesafe ve maske kullanımı kurallarına uyularak 11 Kasım'a kadar gezilebilir.
Şehrin buluşma noktası
Arnavutköy birçoğumuzun sıkça balıkçıya gittiği ya da bir yerlere varmak istediğimizde yalnızca geçip gittiği semtti. Son dönemdeki kalabalık halleri dikkatimi çekti. Fransız havasındaki Jain adlı mekan, son dönemin en popüleri, özellikle çevrede oturanlar çok benimsemiş, toplantılarını neredeyse her daim orada yapıyorlar. Menüsü oldukça iddialı. Yoldan gelip geçene bakarken de zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Sonradan anlıyorsunuz ki Jain; mahallelinin buluşma noktasından çıkmış, şehrin buluşma yeri olmuş bile...
Taş devrine uzanan yolculuk
Uzun süredir toprağın, taşın ve bitkinin dünyasına yolculuk yapan Doğukan Çiğdem, yine sanatseverleri tarihin derinliklerine davet ediyor. Sanatçıyla Summart Sanat Merkezi Galerisi'ndeki 'Taş, Hayvan, İnsan' sergisinde buluşuyoruz... Her eserinde insanın var olma serüvenini saplantı derecesinde irdelediğini görüyoruz. Önceki dönem çalışmalarında Anadolu ve Mezopotamya'nın arkeolojik alanlarını gözlem altına alan sanatçı, yeni serisinde ise Lübnan, Ürdün, İsrail ve Filistin'deki alanlarda yaptığı gezilerden gözlemlerle karşımıza çıkıyor. Semboller, mühürler, adlandırmalar, tasnif etmeler ve bugüne evrilen teknoloji; savunmacı, somut bir kaygının işaretleri olarak karşımıza çıkıyor. Tarihin derinliklerinde sanatla gezmek istiyorsanız bu sergiyi kaçırmayın