Sinema dünyasında günlerdir süren krizde henüz yeni bir gelişme yok. Hâlâ yasa teklifinin kabulü, yapımcı ve sinema salonlarının uzlaşması ve filmlerin vizyona girmesi bekleniyor. Sinemaseverler, haftalardır sinema biletlerinin fotoğraflarını çekerek promosyon isyanlarıyla beraber bize yolluyorlardı. Biz de onları belgeli bir şekilde yayınlıyorduk. Bu hafta farklı bir şikayet maili daha aldım, konu bambaşkaydı. Yasa teklifinde sunulan bir maddede, "Sinema salonu işletmecileri, film gösterimleri ile ilgili bilgileri bakanlığa iletmek üzere, belirlenen donanım ve yazılımı işler halde bulundurmakla yükümlü olacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye'deki tüm salonlarda kullanılması zorunlu olan bir arayüz geliştirerek kullanıma açacak. Bu sayede günlük bilet satış rakamları otomatik olarak gün sonunda sistemden alınarak yapımcı ve dağıtımcıyla paylaşılacak. Yasa teklifinde, gerekli donanım ve yazılımı işler halde bulundurmayan işletmeye salon başına 50 bin TL para cezası öngörülüyor" yazıyordu. Yapımcılık okulundan yeni mezun olmuş bir sinemasever, internetten aldığı sinema biletiyle kapıda kontrol edilmeden içeri alındığından bahsediyor ve soruyordu, "Funda Hanım ben kendi filmlerimin yapımcılığını yaptığımda benim filmime satın alınan bilet kontrol edilmeyecek ve bu bize raporlanmayacak mı?" diye. Mars'ın Kurumsal İlişkiler Direktörü Aslı Irmak Acar'a bu durumu sordum. "Bilet nereden alınırsa alınsın bu biletler yapımcıya raporlanıyor tabii ki" dedi. Yapımcılara sordum, sadece kapıda barkodu okutulan biletlerin onlara raporlandığını söylediler. Şimdi yorum sizin...Film yapımcıları ile sinema işletmelerini karşı karşıya getiren şeffaflık ve promosyon uygulaması anlaşmazlığını Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi çözecek.
Sinema sahiplerine mesajım var!
Sinema sahiplerine 'Yaşar Usta'dan mesajım var: Sen büyük patron! Milyarder! Sinemalar sahibi Mars... Sen mi büyüksün, yoksa Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar, Yılmaz Erdoğan mı? Tabii ki onlar büyükler çünkü üreten onlar... Çünkü onlar işlerine parayla pulla değil, sevgiyle bağlılar. Bunu yıkmaya senin gücün yeter mi? Dokunma artık sinemacıya, dokunma artık sinemaseverlere!
'Yasayı uygulamam' ne demek?
Mars'ın Kurumsal İlişkiler Direktörü Aslı Irmak Acar'ın 'Yasa çıksa da biz promosyona devam ederiz, yasayı uygulamayız' demesi üzerine hafta içi CGV Mars Entertainment Group CEO'su Dong Won Kwak da bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, "Meclis'e sunulan yasa teklifinin, büyüme potansiyeline sahip olan bu sektördeki yatırımları aksatmaması adına iyileştirilmeye ihtiyaç duyan alanları olduğunu düşünmekteyiz. Sinema sektörü, çeşitli alt sektörlerden oluşur ve tümünün büyümesini teşvik etmek için dengeli bir bakış açısı şarttır" dendi. Herhalde, iyileştirilmeye ihtiyaç duyulan alanlar derken 'Promosyona ve reklama dokunursanız, uygulamayız' demek istiyorlar. Anlamadığım, koskoca Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın çıkaracağı yasaya karşı gelmek neyin kafası?
'Mary Poppins' çocukluğumda aşık olduğum ilk filmdi'
1964 yapımı beş Oscar ödüllü 'Mary Poppins'ten 54 yıl sonra gelen, 1930'larda Londra'nın Büyük Buhran döneminde geçen devam filmi 'Mary Poppins: Sihirli Dadı' ile ilgili merak ettiklerimizi filmin oyuncularından Ben Wishaw'a sorduk...
'Michael Banks' olmak size nasıl hissettirdi? 'Mary Poppins', çocukluğumda aşık olduğum ilk filmdi. Annem filme takılıp kaldığımı ve milyonlarca kez izlediğimi, her şarkıyı bildiğimi söyler. 'Mary Poppins' ve diğer karakterler gibi giyinip ailemin karşısında gösteri yaparmışım. Yıllar sonra Rob Marshall'la tanışmaya gittim ve çok etkilendim, hikayeyi nasıl sürdüreceği fikri gerçekten içime sindi.
'Mary Poppins: Sihirli Dadı' nasıl bir film oldu? Film, ilk filmden 54 yıl sonra 'Banks Ailesi'ni yeniden görmemizle başlıyor. Ve Michael Banks biraz kötü bir durumda. Kendisinin üç çocuğu var ama karısı çok yakın bir zamanda vefat etmiş. Aile ile her şeyin kötü gittiği bir sabahta karşılaşıyoruz. 'Michael', çektiği kredinin geri ödemesi geciktiği için evini kaybetmek üzere olduğunu anlıyor. Bu çok korkunç, ama şükürler olsun ki 'Mary Poppins' yine gökten düşüyor.
Emily Blunt ile çalışmak nasıldı? Ben Emily Blunt'un bir hayranıyım, demek istediğim, kelimeler yetersiz kalır. İlk izlenimim, olağanüstü bir özgüvene sahip olduğu.
Kitabın çok sevildiği ortada. Sizce nasıl oluyor da bu kadar uzun ömürlü oluyor? Hem dünyevi hayat, hem sihir bir arada. 'Mary Poppins' hakkında büyüleyici olan şey, esrarengiz olması. Onu öngöremiyorsunuz.