Sağlık hizmetlerinin yeterli ve eşit dağıtılması için neler yapılabilir; sizce sivil toplum örgütlerinin bu yapılanmada yeri nedir? Sosyal sorumluluk projeleri kapsamında yapılan yardımlar, sağlık hizmetlerine gerçekten yeterince katkı sağlıyor mu?
Sağlık hizmetinin kalitesinin artırılması, yaygınlaştırılması ve etkili hale gelmesi için neler yapılması gerektiği, detaylı tartışılması gereken bir konu. Sağlıkta sosyal adalet ve ihtiyacı olanın yeterli hizmete ulaşması, bu işle ilgili resmi ve özel tüm kurumların temel amacı olmalıdır. Zaten 'sosyal devlet' kavramının kuralları arasında bu tanım başlarda yer alır. Görevini yerine getirmek üzere devlet, sosyal sağlık sisteminin modelini kurar, temelini inşa eder ve üzerine hizmeti sunacak olan birimleri yerleştirir. Yeni uygulamaya giren sistemde; uçtaki aile hekimliği birimlerinden başlayıp merkezi hastaneler ve uzman kuruluşlara doğru bir yapılanma yaratılmıştır. Birinci ve ikinci basamak hizmetler aile hekimliği ünitelerinde verilmekte, buraların yetenek ve kapasitelerini aşan vakalar ise devlet ve üniversite hastaneleri gibi üst tedavi kurumlarına sevk edilmektedir. Peki devletin sunduğu bu olanak sağlıklı bir toplum yaratmakta yeterli mi? Bunu söylemek ne yazık ki ülkemiz için zor. Sebepleri sıralamak güç olmakla birlikte; ülkenin genel ekonomik durumu ve merkezi yapılanmanın uç birimlerdeki ihtiyaçları çabuk kavrayıp gerekli cevabı verememesi başta sayılabilir.
SAĞLIK SİSTEMİNE KATKI
Bu aşamada sağlıkta eşitliği sağlamak ve büyük sistemin fark edemediği detayları oluşturmak için gönüllülük ön plana çıkıyor. Gün geçtikçe sayıları artan vakıflar ve yardım kuruluşları; ihtiyacı olanlara, gerek kendi kaynaklarından gerekse sponsorlarından sağladıkları finansal destekle hizmet veriyorlar. Lösemili çocukları ya da bedensel engellileri tedavi etmek için çalışan vakıfları artık hepimiz yakından tanıyoruz. Son zamanlarda bunlardan biri dikkati çekmeye başladı. Henüz bir yıl önce kurulan ve misyonlarını; "İhtiyaç duyulan bölgelerde öncelikli nüfus gruplarının sağlık hizmetlerine ulaşımını kolaylaştırmak ve erken teşhis ve tedavi ile kazanılacak kaliteli yaşam yılını artırmak için gerekli gönüllü sağlık hizmetini koordine ve organize etmektir" diye ifade eden Sağlık Gönüllüleri Derneği geçen hafta, 'Sağlıkta Sosyal Sorumluluk Ödülleri'ni dağıttı.
SOSYAL SORUMLULUK
Sağlıkta Sosyal Sorumluluk Büyük Ödülü'ne Procter&Gamble 'Bilinçli Anne Sağlıklı Bebek' ve 'Okul Eğitim Programı' projeleri; Sağlıkta En Başarılı Sivil Toplum Kuruluşu Ödülü'ne Türk Kardiyoloji Derneği '12/8 Tansiyonunuz Kontrol altında mı?' projesiyle; Sağlığa En Fazla Gönüllü Katkıda Bulunan Kişi Ödülü'ne merhum işadamı Kadir Has ve Mehmet Ali Aydınlar; Sosyal Sorumluluklarını En İyi Yerine Getiren Sağlık Kuruluşu Ödülü'ne ise Pfizer 'Toplum Takımı' projesiyle layık görüldü. Dağıtılan bu ödüller ve yarışmanın organizasyonu; sağlıkta gönüllü çalışmanın mutlaka bilfiil hastalarla temas ederek olması gerekmediğini, bunun yerine sunulacak hizmeti organize etmenin de benzer faydalar sağlayacağını gösterdi. Gerek sağlık alanında çalışan, gerekse diğer alanlarda faaliyet gösteren şirketlere sosyal sorumluluklarını hatırlatmak, onların toplum sağlığına yönelik projeler geliştirmelerini motive etmek de sahada çalışmak kadar önemli.