Psikiyatrinin biraz gizemli, biraz karışık sorunlarından biri olan 'borderline' kişilik bozukluğunun son zamanlarda sık kullanılan sıfatlardan biri olduğunu fark ettim. Bazı gençler birbirlerine 'borderline' diyor, bazı hastalar kendilerine 'borderline' tanısı koyarak geliyor. Bu farkındalığa eski izlediğim bir filmi televizyonda yeniden görmem ve maillerle gelen sorular eklenince, borderline kişilik bozukluğunu gözden geçirmeye karar verdim. O film sanırım film kanallarında hala gösteriliyor. "Genç, bekar bayan aranıyor" isimli bu filmde iyi danışmanlık alınarak, canlandırılmış bir borderline kişilik bozukluğu olan ev arkadaşı anlatılıyor. Borderline, kelime olarak 'sınırda' demek. Yani, sınırda kişilik. Galiba bu isim ve gidişindeki dalgalanmalar nedeniyle gençler birbirlerine bu isimle sesleniyor. Genellikle kadınlarda daha sık görülen bu kişilik bozukluğunun görülme oranının gittikçe arttığı söylenmektedir. Bu artışın nedenini, hastalığın oluş nedeninde aramak gerekir. Anne bebek ilişkisinde sık sık bahsettiğimiz, bebeğin anneyle oluşturması gereken bağlanma-ayrışma-bireyselleşme sürecinin, ayrışma kısmında çıkan zorluklar bu soruna neden olur. Aşırı ihmal edilmiş ya da hiç engellenmemiş, anne çocuk ilişkisinde sorun olan, ailenin dengesiz davrandığı, bebekken kayıplar yaşayan, travmaya uğrayan çocuklarda görülür. Değişen toplum yapısı nedeniyle, bu özelliklere sahip çocukların artması, bazı toplumlarda borderline kişilik bozukluklarının artmasına neden oluyor denilebilir. Peki nedir borderline kişilik bozukluğu?
BORDERLINE KİŞİLİK BOZUKLUĞUNUN ÖZELLİKLERİ
Kısaca, kişiler arası ilişkilerde, benlik algısında ve duygulanımda tutarsızlık, belirgin dürtüselliğin olduğu, genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan bir davranış biçimidir. Bu tanımı biraz açarsak, öncelikle kendisine ilişkin algıları sürekli değişir. Bir an kendini aşırı başarılı, güvenli bulurken, bir anda çok kötü hissedebilir. Bu dalgalanma, iyi ve kötü arasında gidip gelme, ilişkide olduğu insanlar için de geçerlidir. Onları göklere çıkarırken aniden değersizleştirebilir. Bu nedenle, ilişkileri tutarsızdır. Sevgiden nefrete çabuk geçebilir. Bu dalgalanma tüm ilişkilerine yansır. Borderline kişilik bozukluğu olanlar, aşırı terk edilme korkusu yaşar. Bunu engellemek için tehdit etme, intihar girişiminde bulunma gibi yollara başvurabilirler. Kontrolsüz cinsel ilişkiler, sık cinsel eş değiştirme, onlara aşırı bağlıyken nefret etmeye başlama, yanı sıra bazı cinsel sapmalar ve cinsel kimlikte de ani değişimler izlenebilir. Yani, bir borderline kişilik bozukluğu olan kişi ile herhangi bir ilişkiniz varsa, dünyanın en mükemmel insanı, eşi, doktoru, arkadaşı iken, aşırı idealize edilmişken, aniden yerin dibine batırılma riskiyle karşı karşıyasınızdır. Ayrıca, tüm bu değişim saldırganlığa dönüşebilir. Bu saldırganlık kendine karşı olabileceği gibi, size de yönelebilir. Kendine zarar vermenin yöntemi aşırı para harcama, kumar oynama, kontrolsüz cinsel ilişkiye girme, alkol kullanma, tıkınırcasına yemek yeme olabilir. Bazen yardım çağrısı da olabilen intihar girişimleri, kendini ya da ona kötü davrandığını düşündüğü ilişkide olduğu kişiyi cezalandırma yolu da olabilir. Borderline kişilik bozukluğu olan kişilerin öfkelerini kontrolde zorlukları vardır. Konuşmalarıyla, eşyalara zarar vererek bu öfkeyi dışa vururlar. Bebekliklerindeki sorun nedeniyle, yani anneden ayrışma problemi onların bazı evcil hayvanlarla ya da cansız nesnelerle kendilerini daha iyi hissetmelerine neden olabilir. Baş edemedikleri bir sorun olduğunda kontrollerini tamamen kaybedebilirler. Aşırı şüpheler, korkular oluşabilir. Depresyon sıklıkla birlikte görülür ve riskleri artırır.
NE YAPABİLİRİZ?
Uzun ve zor bir terapi gerektirir. Yanı sıra alkol, uyuşturucu gibi sorunlar da varsa, terapi zorlaşır. Zaman zaman ilaç kullanılır. Gençlik döneminde başlayan bir sorundur. Eğer ek problemler, saldırganlıklar, intihar gibi nedenlerle farklı sonuçlar oluşmazsa, orta yaş civarında toparlanırlar. 40'lı yaşlarda geçebilir. Borderline hastayla birlikte yaşamak da zordur. İnsanları iyi ve kötü diye ayırdıkları için, herkese buna uygun roller verirler. O rollere girmemek gerekir. Kötü davranıldığını düşünür ve kötü davranılması için her şeyi yapar. Hastalığı iyi anlayarak, olayları değerlendirmek gerekir. Yine de, özellikle bazı ağır olgularda birlikte olmak zor ve yıpratıcıdır. O zaman yakınında olan kişilerin de profesyonel yardıma ihtiyacı olur.