Anne baba olmaya karar verdikten sonra bebeğin beklenme süreci, yani gebelik dönemi başlar. Annenin bu süreci nasıl geçirdiği, bebeğin anne karnında ve dünyaya geldikten sonraki ruh sağlığını etkileyecektir. Anne olmaya hazır olan, bebekle ilgili sorumluluklarını bilen, evlilik ve iş yaşamında sorunları olmayan kadın, beklenmedik fiziksel bir sorun olmadıkça rahat ve huzurlu bir gebelik geçirecektir. Ancak her şey uygun gibi başlasa da bazen gebelik süresindeki beklenmedik olaylar süreci bozabilir. Anne karnındaki bebek, annesinin duygularını, sıkıntısını, umutsuzluğunu, mutsuzluğunu, isteksizliğini aynı şekilde algılar. Bazen bir nedene bağlı, bazen de kişinin daha önceden olan yatkınlığı nedeniyle annenin gebelik döneminde depresyona girdiği görülür. Anne karnında ve doğumdan sonra bu depresyon bebeği etkiler. Anne bebek ilişkisinin bozulması ve buna bağlı ileriki dönem sorunları yaşanır.
HUZUR ÖNEMLİ
Ayşe 28 yaşındaydı. İsteyerek evlilik yapmış, evliliğinin dört yılını mutlu bir şekilde geçirip, ekonomik açıdan da kendilerini bir çocuk büyütmek için yeterli bulduklarından bebek sahibi olmaya karar vermişlerdi. İlk 3 ay her şey çok iyi gidiyordu. 3 aylık hamileyken annesine kanser tanısı konuldu. İş, ev ve annesine ilişkin yorgunlukların üstüne bir de annesini kaybetme endişesi ve üzüntü binince gebelik gittikçe zorlaşmaya başlamıştı. Doktoru bebeğin kilo alımını yetersiz buluyor, hareketlerinin yavaşladığını söylüyordu. Umutları gittikçe tükenen Ayşe, artık bebeğini eskisi kadar sevinçle beklemiyor, hem annesine hem ona nasıl bakacağını düşünüyordu. Kızını kucağına aldığında endişeliydi. Kızının normal gelişiminin ve tepkilerinin gecikmesi nedeniyle doktora giderken, olumsuz gebelik sürecinin etkilerini sorgulayıp durdu. Neriman ise 25 yaşındaydı. Eşi ve eşinin ailesiyle oturuyorlardı. Herkesin beklediği bebek 4 aylıkken eşi işini kaybetti. Evde sık tartışmalar çıkmaya başladı. Kayınvalidesiyle olan sorunlar gittikçe artıyordu. Eşi para kazanamadığı için çok sıkıntılıydı ve Neriman'a ilgi göstermiyordu. Neriman gittikçe içine kapandı. Yemek yemiyordu. Bebeğin beslenmesi bozuldu, hareketleri gittikçe yavaşladı. Bebeğin doktoru acil yatış istedi ve doğuma kadar hastanede kaldılar. Bu sürede ve doğumdan sonra anne-bebek ilişkisindeki sorunlar nedeniyle uzun süre tedavi gördüler. Annenin hamilelik sırasında huzurlu ve mutlu bir ortamda olması, bebeğiyle ilgili hazırlıkları rahat yapabilmesi, doğacak bebeğe ilişkin endişeler yaşamaması anne karnındaki bebeğin de huzurlu olmasına ve iyi gelişmesine yol açacaktır. İyi gelişmiş doğan bir bebek, hem fiziksel hem de ruhsal açıdan yaşama daha olumlu başlayacaktır. Yapılan hazırlıkların çoğu bebeğin beklenen cinsiyetinden etkilenir. Gebelik döneminde anne ve babanın bebeğin cinsiyetine ilişkin beklentileri aslında doğacak bebeğin cinsel gelişiminin ilk adımıdır. Bebek için yapılan hazırlıklar, seçilen renkler, belirlenen isimler ona ilk cinsel kimliği verir. Bu beklentiler aşırı derecede bir cinse yönelirse beklenenden farklı cinsiyette doğan bebek annebaba için hayal kırıklığı yaratacaktır. Bunun sonucu ilk aylarda kurulması gereken ilişki sağlıklı olmayacak, ya da annebaba doğan çocuğun cinsiyetini çok da umursamadan ona kıyafetlerle, saç biçimiyle beklentilerine uyan bir davranış sergileyecektir. Her iki durumda da ileriki dönemde çocuğun cinsel kimlik gelişiminde ve ruh sağlığında olumsuzluklara neden olacaktır. Benzer şekilde daha anne karnındayken U.S ile öğrenilen cinsiyet, beklenileni karşılamıyorsa bu durum bebeğe olan beklentiyi, ilgiyi etkileyecek, sonraki dönemlerde sorunlara neden olacaktır.
BİLİNÇLİ OLMAK
Doğum, anneler için mutluluğun olduğu kadar endişelerin de simgesidir. Doğum eylemi nedeniyle bazı annelerin endişeleri o kadar yoğun olur ki, o zamana kadar çok yolunda giden gebelik süreci doğum yaklaştığında annenin stresi nedeniyle bebeğin de strese girmesine neden olabilir. Doğum eylemi için yeterince bilgi almak, bunun son derece doğal bir süreç olduğunu, uzmanların anne ya da bebek için sorun olduğunda hemen müdahale edebileceklerini bilmek yatıştırıcı olabilir. Eğer annenin doğuma ilişkin endişeleri çok fazla ise, tıbbi bir gereksinim olmadan sezaryen yöntemine baş vurmadan önce annenin korkularını yatıştıracak profesyonel destekler daha uygundur. Tıbbi gereksinim olmadan, sadece endişe nedeniyle yapılan sezaryen bebeğin gereksiz anestezi almasının dışında, doğar doğmaz bebekle buluşma şansını da engellemektedir. Doğum sonrasında bebeğin anneyle ilk teması daha sonra kurulacak ilişki açısından önemlidir. Ayrıca bebeğin fiziksel ve ruhsal gelişimindeki önemi bilinen emzirmenin bir an önce başlaması için annenin uyanık olması gerekmektedir. Uzun süren bir hazırlık döneminden sonra, 9 aylık gebeliği de geçirince bir bebeği kucağımıza aldığımız ilk an daha sonraki uzun süreli, yorucu ama zevkli bir sürecin güzel ve gerekli başlangıcıdır.