Büyü filminin gayet güzel hasılat yapmakta olduğunu duydum ve sevindim. Korkum, aziz vatandaşlarımın, filmin gerçekten büyülü olduğuna inanarak, görmekten vazgeçmesiydi. Oysa, demek ki, reklamın iyisi kötüsü yokmuş hakikaten. Sinemaların acil çıkış kapılarının da kapalı olduğu doğru değilmiş. Kapı, zor bir teknikle, demiri yukarı kaldırılıp itilerek açılıyormuş ve benim, bu işleri iyi bilen bir arkadaşım, bir salonu bu şekilde kurtarmış! Da, bunu kim, niye bilsin? Bir atlatma bilgi daha veriyorum, geçen hafta kanka olduğum emniyet güçlerinden aldım! İtfaiyenin binaya hemen gelmesi, tesadüfen geçen bir ekip otosunun organizasyonuyla olmuş. Sinemadan ilk çıkanlar, panik ve telaş içinde itfaiyenin numarası, arama, adres verme gibi konularla ilgilenememişler, sadece o esnada seminerden dönen bir ekip otosunu durdurup, "Burada yangın var, biz zor çıktık" diyebilmişler. Gerisini, polis telsizle hızlı hızlı organize ettiği için o hayatlar kurtulmuş. Büyü filminin galasındaki olay, bana birkaç yıl önce, G.a.g. stüdyosunda, 'nazar'la ilgili bir espri yaparken, ışıklardan birinin patlayarak fon bezlerini tutuşturup çıkarttığı tuhaf yangını hatırlattı, içimden dualar okuyarak, başka şeyler düşündüm! Dün, elime ilginç bir kitap geçti. Biraz Murat Bardakçı'dan rol çalma olacak ama, büyünün tarih ve kültürümüzdeki yerini anlatan bir eser: Anadolu Büyüleri, by İsmet Zeki Eyüboğlu. Ben Türkler'in büyüye bu kadar meraklı olduğunu bilmezdim! Akla hayale gelecek her konuda bir büyü var gibi görünüyor kitaba bakılırsa. Bazısının son kullanma tarihi geçmiş: Yok efendim şeytan kovma, boğmacayı giderme, define koruma, bel ağrısı muskası falan. Bazılarıysa enteresan. Örneğin kozmetik konulu büyüler var. "Güzelliği sürdürme büyüsü" gibi! Diyor ki "Bir kız ya da gelin, güzelliğinin bozulmaması, eşine hep güzel görünmesi için, özel bir muska yazdırır"! Bu muskanın halk arasındaki adı neymiş? Doğru bildiniz, "şirinlik muskası"! Diğer büyülere göre daha basit, sureler okunarak, kağıda birşeyler yazılıp, su falan içilerek yapılan, zahmetsiz birşey. Bilmiyorum kozmetik vs.'nin yerine geçer mi? Ama daha ekonomik olduğu kesin. "Kadını veya kocayı yumuşatma" muskası varmış mesela! "Geçimsiz, çekilmez, ancak güzel" kadınlar için kullanılırmış! Kitapta öyle diyor. Demek ki geçimsiz, çekilmez ve çirkin kadın olursa, muskayla falan uğraşmaya bile gerek yok, ayrılın gitsin! Bu büyü biraz daha korkutucu, kadının saçından teller, efendim elbisesinden kumaş parçaları falan almak gerekiyormuş, bulaşmayın! Kocayı yumuşatma muskası, daha ilginç bir paragrafla anlatılıyor. Geçimsiz, huysuz, dayak atan koca için cinci hocaya gidilecekse, tercihan, dayağın atıldığı gün gidilmesi gerekiyormuş! Böylece her dayak izi için ayrı bir kağıda yazılar yazılması, onların şurupta eritilmesi, kocaya içirilmesi gibi komplike konular var! Hakikaten okurken çok eğlenceli, ama bunların bir zamanlar veya hâlâ, birileri tarafından yapılmış ve yapılıyor olma ihtimali, insan zekasına güveni azaltıyor! Beğenilen evli bir kadını çıplak görmek için, "güzeli soyma büyüsü", "sakal çıkarma muskası", "can sıkıntısını giderme büyüsü" bile var. Kitabı biraz daha yakından incelediğinde, insanın dudakları uçukluyor! Korkudan değil, cehaletin boyutundan! Çoğu büyü tarifinde tavsiye edilenler, palavra olması bir yana, sağlık açısından sakıncalı, hatta tehlikeli durumlar. Yazarın kitabı kaleme alma sebebi de bunları göstermek. Büyü filmini görmedim ama yukarıda bahsettiğim büyülerle ilgili yapılacak, korku değil, bir komedi filmi, bir senarist olarak ağzımı sulandırıyor! Büyüye falan inanmayınız ve büyüsüz kalınız!