Hande Ataizi kendisine soru soran muhabirlerin üzerine yürümüş, şemsiyesini parçalamış... Bu savunulacak bir hareket değil. İnsanın kendini tutabilmesi gerekiyor. Kontrollü olmak gerekiyor. (Ne yani, istenmeyen her soruda meydan savaşı mı yaşanacak?) Ama o da kendini şöyle savunuyor ve onu da dinlemek, anlamak gerek: Kameralar ışıklarını açtığı anda ne kadar tinerci, sarhoş varsa peşine takılıyor ve sokakta bir ordu gibi yürümeye başlıyorsun. Arkadaşlar bir süre çektiler, sonra artık yeter dedim. Ama maalesef dur durak yok... Birlikte yürüyoruz. İyi de nereye kadar? İşte bu 'nereye kadar?' sorusu önemli bu noktada... Hepimizin sınırlarını bir kez daha gözden geçirmesinde fayda var... Böyle mi yaşayacağız biz? Aynı cephenin insanları olarak birbirimizle savaşarak mı? Olaydan haber çıktı tamam ama bu tür olaylar yarın öbür gün hiç istenmeyen sonuçlara götürür insanı... Bunu da unutmayalım lütfen. Yani karşılıklı kontrollü olmaktan söz ediyorum. Bu arada 6 aylığına gidiyormuş Hande... New York'ta ev tutmuş. Drama ve İngilizce dersleri alacakmış.