Halkı askerlikten soğuttuğu gerekçesiyle hakkında dava açılan Bülent Ersoy, önceki gün hakim karşısındaydı. Film gibiymiş bence orası. Kendine özgü üslubuyla duruşmaya damgasını vurmuş. İşte o renkli diyaloglar ve benden küçük parantezler... Gayrimenkullerinin sayısını bilmiyormuş... Bu onun zenginliğinin, şatafatlı yaşamının altın anahtarıdır. Biliyordur ama söylemez. Kimlik tespitinde yaşının 56 olduğunu söylemiş... Doğrudur. Bu konuda hiçbir kompleksi yoktur. Meslektaşları gibi yaşını saklamaz. Kimlik bilgileri sorulurken telefon numarasını vermemiş... Asla vermez. O numarayı üç-beş kişi bilir. Özel numaradan arandığımda bilirim ki Bülent Ersoy'dur. Siz ona her zaman ulaşamazsınız ama o sizi her saatte, her yerden arayabilir. Avukatının "Müvekkilim de askerliğini yaptı" sözlerinden sonra sinirlenmiş... Onunla her şeyi konuşabilirsiniz ama geçmişi konuşamazsınız. Değil avukatı, babası olsa gözünün yaşına bakmaz. Haklıdır da. O bir kadındır. Bu konuda bir şey yazılıp çizildiğinde söylediği ilk şey, "Türkiye Cumhuriyeti'nin bana vermiş olduğu pembe nüfus cüzdanını taşıyorum"dur. Bu sözü de konuşmasında en az 10 kez tekrar eder. Avukatına fırça atması da doğaldır... Onun hayatında ve çevresinde olan herkes Diva'nın bu hallerini bilir. İşler istemediği gibi yürüdüğünde fena delirir yani! Ama merttir, dürüsttür ve sözünden dönmez. Söylediği sözün arkasında aslanlar gibi durur.